deranzo1
bu bitti muhabbeti hep yapılır ama gerçekten bitmiş yav. başlık açılmış entryler şöyle;-güldüm-gülmedim-bence komik-komik mi bu oçne bu yav. 10 15 sene önce entry yazmadan evvel kırk defa kontrol ederdim imladan oradan buradan uçururlar mı diye. hatta o kadar kaliteli entryler olurdu ki yazmaya uta
bu bitti muhabbeti hep yapılır ama gerçekten bitmiş yav. başlık açılmış entryler şöyle;
-güldüm
-gülmedim
-bence komik
-komik mi bu oç
ne bu yav. 10 15 sene önce entry yazmadan evvel kırk defa kontrol ederdim imladan oradan buradan uçururlar mı diye. hatta o kadar kaliteli entryler olurdu ki yazmaya utanırdım onlar kadar iyi değil diye. leş forum sitelerinde bile daha çok kural mevcut. soru; bu site ne zaman batacak? bari iyi hatırlayalım.
-güldüm
-gülmedim
-bence komik
-komik mi bu oç
ne bu yav. 10 15 sene önce entry yazmadan evvel kırk defa kontrol ederdim imladan oradan buradan uçururlar mı diye. hatta o kadar kaliteli entryler olurdu ki yazmaya utanırdım onlar kadar iyi değil diye. leş forum sitelerinde bile daha çok kural mevcut. soru; bu site ne zaman batacak? bari iyi hatırlayalım.
0
hala kaliteli içerik üretenlerin hatrına ayakta kalır.
benim için önemli tarafı ise hiçbir yerde olmayan haber ağı. twitter da bu konuda iş görse de ekşi daha doyurucu geliyor bana.
benim için önemli tarafı ise hiçbir yerde olmayan haber ağı. twitter da bu konuda iş görse de ekşi daha doyurucu geliyor bana.
0
Mesela şu entry geçen haftanın en beğenilenlerine girmiş. Tamam artık format vb önemsenmiyor belki ama hiç değilse cümlenin sonunda nokta olsaydı.
eksisozluk.com
eksisozluk.com
0
0-3 yaş arası zeka seviyesine sahip insan kaynıyo sözlükte ve evet bence de bitmiş. Hatta duyuruya da sıçramış o grup. Midemi bulandırıyor bu zeka yoksunluğu açılan başlıklar/sorulan sorular.
0
Tutturmuşlar koyun ve svihs deyip duruyorlar. Ama yazarların çoğu başlığı okuyup içeriği ya da olayı okumadan bir şey yazıp kandırılıyor.
Her konu hakkında fikir sahibi olan yazarlarımız nedense baslik sahibini ve bir üst entry de yazılanları destekleyecek şeyler yazıyor, ta ki biri olay aslında böyle demesin. Sonra herkes artık olayın bu yönünü yazmaya başlıyor.
Velhasıl sözlük yazarları kendi fikirlerini çok nadir paylaşıyor. Çoğunlukla bilerek veya bilmeyerek manipule ediliyor, guduluyorlar.
Her konu hakkında fikir sahibi olan yazarlarımız nedense baslik sahibini ve bir üst entry de yazılanları destekleyecek şeyler yazıyor, ta ki biri olay aslında böyle demesin. Sonra herkes artık olayın bu yönünü yazmaya başlıyor.
Velhasıl sözlük yazarları kendi fikirlerini çok nadir paylaşıyor. Çoğunlukla bilerek veya bilmeyerek manipule ediliyor, guduluyorlar.
0
Yaşlanıyosun bence. Bi de internet kullanma yaşı yerlerde artık; birisi 0-3 yaş arası zeka seviyesi demiş ama adamlar gerçekten de o yaşta. Yapacak bir şey yok.
0
eksi was here
Merhabalar,Debe'de yer alan "bipolar bozukluğu olan sevgiliden kurtulma yolları" başlığına yazılmış entry'i okudum. Ardından diğer entry'lere de baktım. Doktor kontrolü ile ilaç alanlar, ilacın dozunu her ay değiştirenler, doktorun arayıp sorması, ne bileyim kiminin "Bipolar" kiminin "Borderline" te
Merhabalar,
Debe'de yer alan "bipolar bozukluğu olan sevgiliden kurtulma yolları" başlığına yazılmış entry'i okudum. Ardından diğer entry'lere de baktım. Doktor kontrolü ile ilaç alanlar, ilacın dozunu her ay değiştirenler, doktorun arayıp sorması, ne bileyim kiminin "Bipolar" kiminin "Borderline" teşhisi alması vs vs...
Çok ilginç geldi. Zira bizler hiç böyle tedaviler alamıyoruz.
Çok merak ediyorum, doğru düzgün psikiyatri tedavisi almak için pahalı özel hastanelere para yağdırmak zorunda mıyız? Dahası, kendi kliniğini açmış olan ünlü psikologlara maaşımızı mı gömmeliyiz? Devlet hastanelerinde alamaz mıyız düzgün bir psikolojik tedavi?
Anlatayım:
----------
1) Annem ve babamın, boşanma ile sonuçlanan 3 yıllık çalkantılı süreçlerinde, Afyonkarahisar ilinde gittikleri her hastahanede (Devlet Hastanesi, Mavi Hastane (özel), Kırmızı Hastane (özel)) antidepresan yazıp yazıp yolladılar. Bir işe yaramadığı, olayın sonucundan belli olsa gerek (boşanmak).
----------
2) Ben hem Konya, hem İstanbul, hem İzmir, hem Eskişehir illerinde gittiğim durumlarda da ya antidepresan yazılıp yollandı, ya da Ritalin yazılıp yollandı.
Bakın Konya'da antidepresan yazılırken olan diyalog şu:
- Evet anlat bakalım, (anlatmaya başlarım), bir saniye bekle, (çıkar kapıda telefonla konuşur, konuşma biter, geri gelir), evet devam et, (cümlemi bitirmeden), tamam anlaşıldı sen şu ilaçları al (antidepresan).
Eskişehir'de bana Ritalin yazılırken olan ilaç şu:
- Anlat bakalım, (ona bazı zamanlarda karşıdaki insanın ne söylediğini anlayamadığımı, hani cidden anlayamadığımı, sanki çince konuşuyor gibi geldiğini söylemeye çalışırken, aynen şöyle devam eder), Amerika'yı yeniden keşfetmeye gerek yok değil mi, eheheh, bu ilacı alacaksın (Ritalin yazar).
2 ay kullanırım Ritalini, hiçbir işe yaramaz. Doktora gidince "kaç kilosun?" der. Söylerim, "ya bu ilaç kiloya göre verilir, senin günde bir değil bir buçuk içmen lazım, niye söylemedin bana kilonu?" diye azar çeker... Buradan sayın doktorumdan özür dilerim, psikiyatriye gidince lafa kilomu söylemeden başladığım için. Zira bu çok genel bir durum. Hatta boyumu, ayakkabı numaramı ve bel ölçümü de belirtmem gerekirdi. Yani psikiyatriye girip lafa kilomu söyleyerek başlamadığım için beni affedin sayın doktorum. Tabii siz de sorabilirdiniz ilacı yazmadan evvel "kaç kilosun" diye, sonuçta o ilacın kiloya göre yazıldığını bilen sizsiniz ama olsun, hata bende...
Neyse, 3 ay da yeni dozda kullanırım. Hiçbir faydası olmaz. Doktora giderim ve bana o hâlde ilacı bırakabileceğimi söyler. Birden keseyim mi deyince evet der. İnternette birden kesmeyin yazar her yerde, keza prospektüsünde de birden kesmeyin yazar, bu yüzden doktora güvenmem ve azaltarak kendim bırakırım ilacı 2 haftada.
Evet hâlâ doktora en başta şikayetini ettiğim durum devam etmekte, belki beynimin bir yerleri hasarlı veya belki önemli bir psikolojik hastalığım var ve doktor "Ritalini bırak o zaman" dedikten sonra başka bir ilaç bile yazmadı bana.
----------
3) Sevgilim de zamanında İstanbul'da ve Eskişehir'de defalarca çeşitli psikiyatri kliniklerinde bulundu. Buna şehir hastanesi de dahil. O da standart şekilde ya antidepresan ya Ritalin aldı. Hatta Eskişehir Yunus Emre Devlet Hastanesine gittiğinde ben de vardım. Koridorda bekliyordum. Girmiş, daha ağzını açmadan kadın psikolog "bekle gelicem" demiş çıkmış. Çıktıktan sonrası ise benim görüş alanımda. Zira koridora çıktı kadın, yandan da başka kadın psikolog çıktı. Herhalde mesajlaştılar çık koridora konuşalım diye. Sevgilime bakan doktor diğerine resmen ağlamaya başladı "Ya sen beni yanlış anlıyorsun, ben senin kocanla niye öyle düşüneyim, sen onun sözüne mi inanıyorsun, yapma etme" diye resmen benim ve diğer koridorda bekleyen insanların karşısında ağlayarak eline ayağına kapandı kadın. Yarım saat, abartısız yarım saat yani 30 dk devam etti bu. Sonra psikologlar girdi odalarına. Girince sevgilimi 30-40 saniye dinlemiş hızlıca ve "bir şeyin yok korkma,şikayetlerin devam ederse tekrar uğrarsın" deyip çıkarmış.
----------
4) Konuyla alakasız ama geçen şeker testi yaptırayım, diyabet testi, diye düşündüm. Akrabalarında var çünkü. Oturdum araştırdım iyice. Diyorlarmış ki "muhakkak aç gidin, en az 8 saatlik açlık olmalı, aç değilseniz testte şeker oranı yüksek çıkar ve test yanılır. Zaten aç gitmezseniz sonra gelin derler. Ardından açken kan ve idrar örneği alırlar, sonra şekerli bir içecek içirip ardından 2 saat sonra bir kan ve idrar örneği daha alırlar. Özellikle ikincisi elzemdir zira açken alınan örneklerde görünmeyen gizli diyabet ortaya çıkar.
Bu bilgiler ışığında gittim doktora. Gittiğim doktor da direkt "diyabet polikliniği", konuyla ilgisiz bir poliklinik değil, hatta tek işi diyabet.
Aç mısın tok musun diye sormadı, kapıdan girip derdimi öğrenince daha ben koltuğa oturmadan "in kan testi yaptır" dedi. İlginç geldi bunu sormaması. Ben dedim ki "merak etmeyin ben dün akşamdan beri bir şey yemedim aç geldim" diye, o da "ha önemi yok onun" gibi bir şeyler geveledi. İdrar testi olmayacak mı deyince yok dedi. Peki dedim, şekerli bir içecek verecekmişsiniz o ne olacak bilgi alabilir miyim deyince "gerek yok ona" dedi. Yani ne aç olup olmadığımı sordu, ne idrar testi yazdı ki asıl oradan anlaşılır imiş, ne de gizli şekeri ölçmek istedi. Beni toplasan 1 dakikada başından savdı.
----------
Sonuç olarak,
Gerçekten Debe'deki o entry'i ve aynı başlıktaki diğer yazılanları görünce meraktan soruyorum.
Nasıl Ritalin veya antidepresan dışında ilaçlar almayı başardınız? Ben ve yakın akrabalarım/sevgilim arasından başarabilen olmadı.
Nasıl doktorunuz sizi önemsiyor ve her ay farklı doz yazouor ve ne bileyim "Sen aşık olmuşsun, o hâlde ilacın dozunu şöyle ayarlayalım" diyebiliyor?
Cevap illaha "pahalı hastaneye git, maaşının 1/4'ünü dök" veya "direkt psikologun kendi açtığı özel ofisine git, tüm maaşını dök" müdür?
Şu ülkede devlet hastanesinde düzgünce psikolojik tedavi almam imkansız mı?
Debe'de yer alan "bipolar bozukluğu olan sevgiliden kurtulma yolları" başlığına yazılmış entry'i okudum. Ardından diğer entry'lere de baktım. Doktor kontrolü ile ilaç alanlar, ilacın dozunu her ay değiştirenler, doktorun arayıp sorması, ne bileyim kiminin "Bipolar" kiminin "Borderline" teşhisi alması vs vs...
Çok ilginç geldi. Zira bizler hiç böyle tedaviler alamıyoruz.
Çok merak ediyorum, doğru düzgün psikiyatri tedavisi almak için pahalı özel hastanelere para yağdırmak zorunda mıyız? Dahası, kendi kliniğini açmış olan ünlü psikologlara maaşımızı mı gömmeliyiz? Devlet hastanelerinde alamaz mıyız düzgün bir psikolojik tedavi?
Anlatayım:
----------
1) Annem ve babamın, boşanma ile sonuçlanan 3 yıllık çalkantılı süreçlerinde, Afyonkarahisar ilinde gittikleri her hastahanede (Devlet Hastanesi, Mavi Hastane (özel), Kırmızı Hastane (özel)) antidepresan yazıp yazıp yolladılar. Bir işe yaramadığı, olayın sonucundan belli olsa gerek (boşanmak).
----------
2) Ben hem Konya, hem İstanbul, hem İzmir, hem Eskişehir illerinde gittiğim durumlarda da ya antidepresan yazılıp yollandı, ya da Ritalin yazılıp yollandı.
Bakın Konya'da antidepresan yazılırken olan diyalog şu:
- Evet anlat bakalım, (anlatmaya başlarım), bir saniye bekle, (çıkar kapıda telefonla konuşur, konuşma biter, geri gelir), evet devam et, (cümlemi bitirmeden), tamam anlaşıldı sen şu ilaçları al (antidepresan).
Eskişehir'de bana Ritalin yazılırken olan ilaç şu:
- Anlat bakalım, (ona bazı zamanlarda karşıdaki insanın ne söylediğini anlayamadığımı, hani cidden anlayamadığımı, sanki çince konuşuyor gibi geldiğini söylemeye çalışırken, aynen şöyle devam eder), Amerika'yı yeniden keşfetmeye gerek yok değil mi, eheheh, bu ilacı alacaksın (Ritalin yazar).
2 ay kullanırım Ritalini, hiçbir işe yaramaz. Doktora gidince "kaç kilosun?" der. Söylerim, "ya bu ilaç kiloya göre verilir, senin günde bir değil bir buçuk içmen lazım, niye söylemedin bana kilonu?" diye azar çeker... Buradan sayın doktorumdan özür dilerim, psikiyatriye gidince lafa kilomu söylemeden başladığım için. Zira bu çok genel bir durum. Hatta boyumu, ayakkabı numaramı ve bel ölçümü de belirtmem gerekirdi. Yani psikiyatriye girip lafa kilomu söyleyerek başlamadığım için beni affedin sayın doktorum. Tabii siz de sorabilirdiniz ilacı yazmadan evvel "kaç kilosun" diye, sonuçta o ilacın kiloya göre yazıldığını bilen sizsiniz ama olsun, hata bende...
Neyse, 3 ay da yeni dozda kullanırım. Hiçbir faydası olmaz. Doktora giderim ve bana o hâlde ilacı bırakabileceğimi söyler. Birden keseyim mi deyince evet der. İnternette birden kesmeyin yazar her yerde, keza prospektüsünde de birden kesmeyin yazar, bu yüzden doktora güvenmem ve azaltarak kendim bırakırım ilacı 2 haftada.
Evet hâlâ doktora en başta şikayetini ettiğim durum devam etmekte, belki beynimin bir yerleri hasarlı veya belki önemli bir psikolojik hastalığım var ve doktor "Ritalini bırak o zaman" dedikten sonra başka bir ilaç bile yazmadı bana.
----------
3) Sevgilim de zamanında İstanbul'da ve Eskişehir'de defalarca çeşitli psikiyatri kliniklerinde bulundu. Buna şehir hastanesi de dahil. O da standart şekilde ya antidepresan ya Ritalin aldı. Hatta Eskişehir Yunus Emre Devlet Hastanesine gittiğinde ben de vardım. Koridorda bekliyordum. Girmiş, daha ağzını açmadan kadın psikolog "bekle gelicem" demiş çıkmış. Çıktıktan sonrası ise benim görüş alanımda. Zira koridora çıktı kadın, yandan da başka kadın psikolog çıktı. Herhalde mesajlaştılar çık koridora konuşalım diye. Sevgilime bakan doktor diğerine resmen ağlamaya başladı "Ya sen beni yanlış anlıyorsun, ben senin kocanla niye öyle düşüneyim, sen onun sözüne mi inanıyorsun, yapma etme" diye resmen benim ve diğer koridorda bekleyen insanların karşısında ağlayarak eline ayağına kapandı kadın. Yarım saat, abartısız yarım saat yani 30 dk devam etti bu. Sonra psikologlar girdi odalarına. Girince sevgilimi 30-40 saniye dinlemiş hızlıca ve "bir şeyin yok korkma,şikayetlerin devam ederse tekrar uğrarsın" deyip çıkarmış.
----------
4) Konuyla alakasız ama geçen şeker testi yaptırayım, diyabet testi, diye düşündüm. Akrabalarında var çünkü. Oturdum araştırdım iyice. Diyorlarmış ki "muhakkak aç gidin, en az 8 saatlik açlık olmalı, aç değilseniz testte şeker oranı yüksek çıkar ve test yanılır. Zaten aç gitmezseniz sonra gelin derler. Ardından açken kan ve idrar örneği alırlar, sonra şekerli bir içecek içirip ardından 2 saat sonra bir kan ve idrar örneği daha alırlar. Özellikle ikincisi elzemdir zira açken alınan örneklerde görünmeyen gizli diyabet ortaya çıkar.
Bu bilgiler ışığında gittim doktora. Gittiğim doktor da direkt "diyabet polikliniği", konuyla ilgisiz bir poliklinik değil, hatta tek işi diyabet.
Aç mısın tok musun diye sormadı, kapıdan girip derdimi öğrenince daha ben koltuğa oturmadan "in kan testi yaptır" dedi. İlginç geldi bunu sormaması. Ben dedim ki "merak etmeyin ben dün akşamdan beri bir şey yemedim aç geldim" diye, o da "ha önemi yok onun" gibi bir şeyler geveledi. İdrar testi olmayacak mı deyince yok dedi. Peki dedim, şekerli bir içecek verecekmişsiniz o ne olacak bilgi alabilir miyim deyince "gerek yok ona" dedi. Yani ne aç olup olmadığımı sordu, ne idrar testi yazdı ki asıl oradan anlaşılır imiş, ne de gizli şekeri ölçmek istedi. Beni toplasan 1 dakikada başından savdı.
----------
Sonuç olarak,
Gerçekten Debe'deki o entry'i ve aynı başlıktaki diğer yazılanları görünce meraktan soruyorum.
Nasıl Ritalin veya antidepresan dışında ilaçlar almayı başardınız? Ben ve yakın akrabalarım/sevgilim arasından başarabilen olmadı.
Nasıl doktorunuz sizi önemsiyor ve her ay farklı doz yazouor ve ne bileyim "Sen aşık olmuşsun, o hâlde ilacın dozunu şöyle ayarlayalım" diyebiliyor?
Cevap illaha "pahalı hastaneye git, maaşının 1/4'ünü dök" veya "direkt psikologun kendi açtığı özel ofisine git, tüm maaşını dök" müdür?
Şu ülkede devlet hastanesinde düzgünce psikolojik tedavi almam imkansız mı?
0
geçen gün kuaförde bir psikiyatristle karşılaştım. kendisi istanbuldaki en büyük devlet hastanesinde çalışıyordu. ayrıca özel yeri de varmış. neyse kuaförle arkadaştı ona anlatırken duydum. kurduğu cümle şöyleydi : kendi özel yerimde hata yapma lüksüm yok, tanıyı tedaviyi doğru yapmak zorundayım o yüzden çok yoruluyorum devlette öyle değil ama dedi. yani ben bu cümleden devletteki hastalarla ilgilenmediğini ve salladığını anladım.
0
faydalı, gerçekten işe yarayan bir psikiyatri hizmeti için -ne yazık ki - özel şart.
devlette, 15 dakika bile sürmüyor görüşme. böyle bir durumda nasıl sağlıklı bir ilişki kurulabilir ki doktor ve hasta arasında?
devlette, 15 dakika bile sürmüyor görüşme. böyle bir durumda nasıl sağlıklı bir ilişki kurulabilir ki doktor ve hasta arasında?
0
mesleğine değer veren bir doktor bulursan devlet hastanesi de işini görür ama muayene 10 dk olduğu için seni tanıması için 2-3 haftada bir uğraman gerekir
ilaç değişiklikleri ve hastanın şikayetleri konusunda fazla esnek davranmazlar bunun sebebi yine 10 dk
özelde ise hastayı kaybetmemek için şikayetlerine göre farklı ilaç vermesi daha olasıdır ama bu da deneme yanılmadır, doğru ilacı bulduktan sonra özeli bırakabilirsin rahatçana
bipolar bozukluk ayrı depresyon ayrı, bazı hastalar akıl hastanesinde 2-3 hafta yatacak kadar sorunlu olabiliyor, semptonların bu kadar belirgin olması da doğru tanı koymayı sağlıyor
her sorunu olan insan ilaç içecek diye bir kaide de yok
ilaç değişiklikleri ve hastanın şikayetleri konusunda fazla esnek davranmazlar bunun sebebi yine 10 dk
özelde ise hastayı kaybetmemek için şikayetlerine göre farklı ilaç vermesi daha olasıdır ama bu da deneme yanılmadır, doğru ilacı bulduktan sonra özeli bırakabilirsin rahatçana
bipolar bozukluk ayrı depresyon ayrı, bazı hastalar akıl hastanesinde 2-3 hafta yatacak kadar sorunlu olabiliyor, semptonların bu kadar belirgin olması da doğru tanı koymayı sağlıyor
her sorunu olan insan ilaç içecek diye bir kaide de yok
0
Devlette ilaç tedavisi dışında ekstra terapi hizmeti vermiyorlar çok fazla. Ama yine de istanbul'daysan Erenköy ruh sinir ya da mazhar Osman a gitmeni önerebilirim. Polikliniklerde ilaçla tedavinin yeterli olmadığını gördüklerinde terapiye yonlendiriyorlar. Terapi için de aylarca sıra bekliyorsun tabii ama benim gördüğüm,polikliniklerdeki doktorlar daha ilgili. Ana branslari psikiyatri ve eğitim araştırma hastaneleri oldukları için belki de.
0
Yapacak bir şey yok çünkü devlette doktor 10 dakikada sorununuzu anlayıp çözüm getirmek zorunda, ister istemez çok başarılı olamıyor. Özeller evet çok pahalı ama gün geliyor diyorsunuz ki ya “ben kendimi öldürmeden bir gün daha geçiremeyeceğim.” O zaman ne yapıp edip harcamalardan kısıp, bir şey satıp o parayı ona ayırıyorsunuz işte. Yardım almak lüks değil hayati bir durum oluyor. O yüzden kendinizden bir şekilde bunu esirgemeyin. Hafif sıkıntılar için youtube’da psikolog Tülay Kök vb. var onların videolarını dinleyin. Özellikle transferans 1 ve 2 bir hayli aydınlatıcı olacaktır. Geçmiş olsun.
0
fosforlu cevriye
Hellolar,Tekirdağ efsane peynir helvası lezzetine İstanbul’da denk gelen oldu mu acaba? İstanbul’da nerden alınır? Mutlu akşamlar
Hellolar,
Tekirdağ efsane peynir helvası lezzetine İstanbul’da denk gelen oldu mu acaba? İstanbul’da nerden alınır?
Mutlu akşamlar
Tekirdağ efsane peynir helvası lezzetine İstanbul’da denk gelen oldu mu acaba? İstanbul’da nerden alınır?
Mutlu akşamlar
0
Ya aslinda ben hazir degil de yapan yer ariyorum gibi galiba. Hazirlar dayanakli olsun diye cok sekerli geliyir. Biraz daha az sekerli boyle sasa sasa olan ariyorum.
0
blackidom
Skechers bir spor ayakkabı aldım ancak bir ayağım diğerinden yarım numara kadar büyük olduğu için, büyük olan ayağım uç uca oldu. Diğeri gayet iyi. 1 numara daha büyük almak bu sefer çok büyük olacak. Giymeye başladıktan sonra esner mi sizce? Ya da kalıba vs mi vermek lazım?
Skechers bir spor ayakkabı aldım ancak bir ayağım diğerinden yarım numara kadar büyük olduğu için, büyük olan ayağım uç uca oldu. Diğeri gayet iyi. 1 numara daha büyük almak bu sefer çok büyük olacak.
Giymeye başladıktan sonra esner mi sizce? Ya da kalıba vs mi vermek lazım?
Giymeye başladıktan sonra esner mi sizce? Ya da kalıba vs mi vermek lazım?
0
for day to break
Bilimsel bir açıklaması var mı, ya da psikoloji okuyanların düşüncesi nedir?
Bilimsel bir açıklaması var mı, ya da psikoloji okuyanların düşüncesi nedir?
0
yanlış zaman diliminde olduğumuz için bedenimiz tepki gösteriyor şu anda, benim için öyle en azından.
0
Fizyolojik nedenleri de illa ki vardır ama sevmediğim iş, gerçekleştirmeye gönüllü olmadığım sorumluluklar söz konusu olunca zinhar kalkmıyorum yataktan.
0
insanların böyle bir yatkınlığı yok.
Erken yatmayı eziklik olarak gören bir güruh ve az uyumayı pohpohlayan popüler yayınlar yüzünden insanlar az uyumaları gerektiğine inanıyor.
Çok fazla ekrana maruz kalıyorsunuz gün boyu, bu da uykuyu geciktiriyor. Vücut ihtiyacı olan kadarını alamadığı için de uyanamıyor.
Uyumak için ve bu uykudan verim alabilmek için gece uyunması gerekiyor, bazı hormonlar gündüz uyusanız dahi salgılanmıyor, o yüzden gece 22-3 arası uyuduğunuz sürede 5 saat uyumuş oluyorsunuz ama sabaha karşı 4-10 arasında 6 saat uyumuş olmuyorsunuz. Vücudunuz bundan o kadar faydalanamıyor.
Erken yatmak eziklik, geç yatıp geç kalkmak coolluk değildir. Bütün ülkeye bunu söyleye söyleye yayacağım.
Erken yatmayı eziklik olarak gören bir güruh ve az uyumayı pohpohlayan popüler yayınlar yüzünden insanlar az uyumaları gerektiğine inanıyor.
Çok fazla ekrana maruz kalıyorsunuz gün boyu, bu da uykuyu geciktiriyor. Vücut ihtiyacı olan kadarını alamadığı için de uyanamıyor.
Uyumak için ve bu uykudan verim alabilmek için gece uyunması gerekiyor, bazı hormonlar gündüz uyusanız dahi salgılanmıyor, o yüzden gece 22-3 arası uyuduğunuz sürede 5 saat uyumuş oluyorsunuz ama sabaha karşı 4-10 arasında 6 saat uyumuş olmuyorsunuz. Vücudunuz bundan o kadar faydalanamıyor.
Erken yatmak eziklik, geç yatıp geç kalkmak coolluk değildir. Bütün ülkeye bunu söyleye söyleye yayacağım.
0
gün içinde hareket etmezsen yorulmazsın bu yüzden de uykun gelmez
geç yatarsan da sabah erken kalkamazsın
geç yatarsan da sabah erken kalkamazsın
0
Şöyle bir şey okumuştum: Zaten sabah erkenden kalkıp işe gidiyoruz akşam döndüğümüzde en iyimser olarak saat 7-8 olmuş oluyor, yemekti ev işleriydi falan gün içinde kendimize ayırabileceğimiz, kimsenin bizden bir şey istemediği bir tek gece saatlerimiz var. Onu da bırakmak istemediğimiz için yatmıyoruz, yatmayınca da sabah kalkamıyoruz.
0
nick bulamadim
Çok kötü kabız olmuşum. Ne önerirsiniz? :'(
Çok kötü kabız olmuşum. Ne önerirsiniz? :'(
0
- Hafif zeytinyağı karıştırılmış su (yarım litreye bir çay kaşığı gibi)
- Kefir
- Bol su
Bunlardan biri veya birkaç yarım gün içinde etki edecektir. Ancak, hâlâ sıkıntı varsa, eczaneye gidip bir ilaç almak iyi olabilir. Geçmiş olsun.
- Kefir
- Bol su
Bunlardan biri veya birkaç yarım gün içinde etki edecektir. Ancak, hâlâ sıkıntı varsa, eczaneye gidip bir ilaç almak iyi olabilir. Geçmiş olsun.
0
Uzun süreli değil. Ayva yedim ondan galiba. Ay çiçek yağı içtim. Faydası olur umarım.
0
kuru inciri zeytinyağında bekletip inciri yeniliyor. ben denemedim ama gördüm.
0
hocam merhaba.uzun vadede kabızlık durumunun rutine binmemesi için sabah ac karna yenilen üç tane gün kurusu(turuncu değilde kahverengi olanlar) kayısı cok işe yarıyor.ben de cok inanmıyordum açıkçası ama cidden cok iyi geliyor ozellikle bagırsaklarınız duzensiz çalışıyorsa.
0
jenasinans
Merhaba,Şöyle bir durum var; yakın zamanda devlet memurluğundan istifa edilecek fakat kenar da duran 30 günlük bir izin var, yönetici izin verirse bu izni tek sefer de kullanıp, 30 günlük iznin bitiş günü için istifa dilekçesi yazılıp, teslim edilebilir mi? Ya da bu durum için bir tavsiye var mı?Teş
Merhaba,
Şöyle bir durum var; yakın zamanda devlet memurluğundan istifa edilecek fakat kenar da duran 30 günlük bir izin var, yönetici izin verirse bu izni tek sefer de kullanıp, 30 günlük iznin bitiş günü için istifa dilekçesi yazılıp, teslim edilebilir mi? Ya da bu durum için bir tavsiye var mı?
Teşekkürler.
Şöyle bir durum var; yakın zamanda devlet memurluğundan istifa edilecek fakat kenar da duran 30 günlük bir izin var, yönetici izin verirse bu izni tek sefer de kullanıp, 30 günlük iznin bitiş günü için istifa dilekçesi yazılıp, teslim edilebilir mi? Ya da bu durum için bir tavsiye var mı?
Teşekkürler.
0
30 gün olduğuna göre 10 yıllık hizmet süresi dolmuş olmalı yöneticin izin verirse hepsini kullanıp daha sonra istifa dilekçeni verebilirsin ama istifanın değerlendirilmesi için 1 ay önceden verirsen iyi olur. bence izini al istifa dilekçeni ver zaten aynı zamana denk gelir. bağlı bulunduğun idari işler veya komisyondan net bir bilgi alabilirsin kurumdan kuruma değişkenlik gösterebiliyor.
0
dilekçeyi şu tarihte istifa ediyorum şeklinde yazıp öncesinde yıllık izni kullanabilir ama o süre zarfında hala çalışıyor gözükür
0
@denklemci, aklıma da bu şekilde bir işlem var aslında, izin dilekçesi ile istifayı beraber vereyim diyorum, tabii ki bu işlemleri yaparken, personel ile bir daha görüşeceğim.
0
ohal döneminde istifaların kabul edilmeme durumu da vardı. evet, bazı kurumlarda maalesef istesen de istifa edemiyordun. amirinle görüşerek, bu konu hakkında da bilgi al istersen, ekstra bir düzenleme yapıldı mı bilmiyorum çünkü.
0
2015'te tam olarak bu şekilde istifa ettim sorun olmadı. tabi benim izin 30 değil de 20 gündü, onun da 5 günü önceden gitmişti. dilekçeyi verip 30 günün son 15 günü için izin yazdırdım. 24 saat üzerinden çalıştığım için bir kaç nöbet tutup kalan mesaiyi de öyle doldurmuştum. izin dönüşü ayrılışı yapıp çıktım.
0
eğer belli bir tarih zorunluluğunuz yoksa şöyle yapın. 13 şubat-14mart arasına 30 gün izin yazın. aynı anda 14 mart mesai bitimi itibari ile görevimden ayrılmak istiyorum diye dilekçe verin. hem ayrılma işlemleri tamamlanır. hem izin kullanmiş olursunuz. hem de maaş iadesi ile uğraşmazsınız. detayları personel dairesine sorun. muhtemelen onlarda bu şekilde bir yonlendirme yapacaktır.
0
istifa hemen sonuçlanan bir süreç değil iznini yaz daha sonra gel istifa dilekçeni ver.
0
Aynisini yaptim 2016da. 30 gun civari iznim vardi. İznin bir kismini kullandim. Sonra 1-2 gun calisip dilekceyi vermistim. Tekrar izne cikip ayrilacagjm tarihte ayrilmistim. Yani istifamjn onaylandigi tarihte izinde oldugum icin goreve basladigim gun teblig alarak o gun istifam gerceklesmis oldu. O aradaki bir iki gun benim ozel durumumdandi hepsi birlikte de kullanilabilir.
0
avarel dalton
duyurunun sevgili noterleri, fahri trafik müfettişleri;farklı bir şehirden beğendiğim arabayı işlerimin yoğunluğundan gidemediğim için kuzenimin üzerine aldım (34 plaka) araç yarın bana gelecek (ankara) ve noterden üzerime alacağım peki bu esnada plaka değişikliği yapmayıp aracı mevcut plaka ile kul
duyurunun sevgili noterleri, fahri trafik müfettişleri;
farklı bir şehirden beğendiğim arabayı işlerimin yoğunluğundan gidemediğim için kuzenimin üzerine aldım (34 plaka)
araç yarın bana gelecek (ankara) ve noterden üzerime alacağım peki bu esnada plaka değişikliği yapmayıp aracı mevcut plaka ile kullansam ne olur? vakit sıkıntısı nedeniyle plaka yenileme işlemleri biraz sıkıntı olacak gibi. problem çıkmazsa mevcut plaka ile kullanayım diyorum siz ne dersiniz?
araç 34 plakalı olacak ve ankara’da kullanılacak
şimdiden teşekkürler tikler aksama gelecek simdi mobilim :/
farklı bir şehirden beğendiğim arabayı işlerimin yoğunluğundan gidemediğim için kuzenimin üzerine aldım (34 plaka)
araç yarın bana gelecek (ankara) ve noterden üzerime alacağım peki bu esnada plaka değişikliği yapmayıp aracı mevcut plaka ile kullansam ne olur? vakit sıkıntısı nedeniyle plaka yenileme işlemleri biraz sıkıntı olacak gibi. problem çıkmazsa mevcut plaka ile kullanayım diyorum siz ne dersiniz?
araç 34 plakalı olacak ve ankara’da kullanılacak
şimdiden teşekkürler tikler aksama gelecek simdi mobilim :/
0
Valla biz öyle yaptık uğraşmayalım diye bişey olmadı. Yani acaba kasko 34 plaka diye daha fazla çıkar mı diye düşündüm bi ama bilemiyorum
0
kedili bisiler
Öncelikle durum 30 yaşından sonra (aslında kazanınca 29 olacak) üniversite okumakla ilgili. Mühendisim. Özel sektörde çalıştım. İtibarsızlıktan bıktım. 60 yaşıma kadar da bu mesleği yapmak kabus gibi geliyor. Tekrar sınava hazırlamayı artık kafama koydum. Diş hekimliğini düşünme sebebim ise yapabil
Öncelikle durum 30 yaşından sonra (aslında kazanınca 29 olacak) üniversite okumakla ilgili. Mühendisim. Özel sektörde çalıştım. İtibarsızlıktan bıktım. 60 yaşıma kadar da bu mesleği yapmak kabus gibi geliyor. Tekrar sınava hazırlamayı artık kafama koydum.
Diş hekimliğini düşünme sebebim ise yapabileceğime inanmam. İğrenme eşiğim oldukça düşük, el becerim var ve sınavda yaptığım son sıralama diş hekimliğini kazanabilecegimi düşündürüyor. Kişisel olarak yatkınlığımı test etmem için başka ne gibi konuları değerlendirmem gerekir?
En büyük sorunum ise maddiyat. Bu süreç içinde ise aile desteği 0 olacak. İnternette malzeme masraflarının öğrencilere ait olduğunu okudum. Epey de alet alınıyormuş. Okurken hem de çalışabilecegim bir yol var mıdır? Bir dişçiye gidip en azından sekreter gibi çalışmak istiyorum desem kabul ederler mi? Okurken hasta bakma imkanı var mı? Geliri az da olsa nasıl bir yol izleyebilirim her türlü fikrinizi yazın lütfen.
En önemlisi de bu bölüm bu yaştan sonra okunur mu?
Tekrar yanlış yapmaktan çok korkuyorum. Ne kadar çok fikir alırsam o kadar iyi olur gibi geliyor. Okuyanlardan ve okumuşlardan yorum bekliyorum. Sevgiler.
Diş hekimliğini düşünme sebebim ise yapabileceğime inanmam. İğrenme eşiğim oldukça düşük, el becerim var ve sınavda yaptığım son sıralama diş hekimliğini kazanabilecegimi düşündürüyor. Kişisel olarak yatkınlığımı test etmem için başka ne gibi konuları değerlendirmem gerekir?
En büyük sorunum ise maddiyat. Bu süreç içinde ise aile desteği 0 olacak. İnternette malzeme masraflarının öğrencilere ait olduğunu okudum. Epey de alet alınıyormuş. Okurken hem de çalışabilecegim bir yol var mıdır? Bir dişçiye gidip en azından sekreter gibi çalışmak istiyorum desem kabul ederler mi? Okurken hasta bakma imkanı var mı? Geliri az da olsa nasıl bir yol izleyebilirim her türlü fikrinizi yazın lütfen.
En önemlisi de bu bölüm bu yaştan sonra okunur mu?
Tekrar yanlış yapmaktan çok korkuyorum. Ne kadar çok fikir alırsam o kadar iyi olur gibi geliyor. Okuyanlardan ve okumuşlardan yorum bekliyorum. Sevgiler.
0
tavsiye etmem. acaba sınava girsem de tıp mı okusam diye düşünüyorum her gün. piyasa b.k gibi. iş yok, iş bulsan hasta yok. maaşlar asgari ücret/3000 tl + prim(%5-10) civarında.
okumak masraflı değil. 5 yılda max. 5000 tl harcarsın.
zor olan iş bulmak ya da klinik açmak. anası babası diş hekimi olmayan, aşırı geniş çevresi olmayan ve kenarda 100.000 tl + 1 yılllık kirası olmayan kimseye tavsiye etmem.
atanan/atamaya başvuran oranı 7/100 civarı şuan. bir sonraki atamada 5-6 falan olur muhtemelen. sen mezun olunca 1'e kadar düşer bu oran.
okumak masraflı değil. 5 yılda max. 5000 tl harcarsın.
zor olan iş bulmak ya da klinik açmak. anası babası diş hekimi olmayan, aşırı geniş çevresi olmayan ve kenarda 100.000 tl + 1 yılllık kirası olmayan kimseye tavsiye etmem.
atanan/atamaya başvuran oranı 7/100 civarı şuan. bir sonraki atamada 5-6 falan olur muhtemelen. sen mezun olunca 1'e kadar düşer bu oran.
0
Marmara Üniversitesi diş hekimliğinde en yakın arkadaşlarımdan biri okuyorv. Bölümündeki öğrencilerin yaşları çok değişken. Sizin gibi mezun öğrenciler bir iki taneden fazla. Kimse de yadırgamıyor.
Derslerinde devamsızlık sorunu var ve dersler, ödevler tahmin edilenden çok daha yoğun geçiyor. Arkadaşımın birkaç arkadaşı bölüme başladıktan sonra bu zorlu sürece dayanamayınca bölümlerini bıraktılar, dayanamadılar. Bu sene arkadaşımın ikinci senesi, galiba en az 7 bin liralık masrafı oldu. Bu sadece diş hekinlerinin kullandığı aletlerle ilgili. İki senedir devamlı sabun yontuyorlar. Başka çalışmaları var. Ben dinlerken sabredemiyorum, gözümdem inanılmaz büyüyor. Bir de diş toplamaya başladılar. Çekilmiş diş arıyor geçen yazdan beri. İstanbul'da yeterince bulamadığı için memleketine gidince oradaki hastanelere gidecek.
Bölümdekiler öğrenciler ne yazıkki psikolojik açıdan çok yoruluyorlar. İster istemez fakültede asistanlarla aralarında bir alt üst ilişkisi var. Bu açıdan sizin bahsettiğiniz itibarsızlığın zirvesine ulaşan öğrenciler oluyor. Öğrencilerin günler uğraştıkları ödevler kendilerini çöpte buluyorlar.
Sizin için diş hekimliği çok zorlayıcı olabilir. Eğer iş bulma ve maaş açısından düşünüyorsanız ne yazıkki çok sayıda işsiz diş hekimi var. Maddi açıdan da gerçekten zorlayabilir gibi sizi.
İlla diş hekimliği gibi bir hedefiniz yoksa. Mezun olduğunuz mühendislik alanı üzerine yükseklisans ve doktora yapabilirsiniz. İnsan ilişkileriniz iyiyse beslenme ve diyetetik okuyabilirsiniz. Beslenme diyetetik alanındakiler özellikle sosyal medyanın yaygınlaşması ile baya şanslı hale geldi.
Yaşınızı çok kafaya takmayın. Zaten üniversite mezunusunuz. Bu size büyük ihtimal artı sağlayacaktır.
Derslerinde devamsızlık sorunu var ve dersler, ödevler tahmin edilenden çok daha yoğun geçiyor. Arkadaşımın birkaç arkadaşı bölüme başladıktan sonra bu zorlu sürece dayanamayınca bölümlerini bıraktılar, dayanamadılar. Bu sene arkadaşımın ikinci senesi, galiba en az 7 bin liralık masrafı oldu. Bu sadece diş hekinlerinin kullandığı aletlerle ilgili. İki senedir devamlı sabun yontuyorlar. Başka çalışmaları var. Ben dinlerken sabredemiyorum, gözümdem inanılmaz büyüyor. Bir de diş toplamaya başladılar. Çekilmiş diş arıyor geçen yazdan beri. İstanbul'da yeterince bulamadığı için memleketine gidince oradaki hastanelere gidecek.
Bölümdekiler öğrenciler ne yazıkki psikolojik açıdan çok yoruluyorlar. İster istemez fakültede asistanlarla aralarında bir alt üst ilişkisi var. Bu açıdan sizin bahsettiğiniz itibarsızlığın zirvesine ulaşan öğrenciler oluyor. Öğrencilerin günler uğraştıkları ödevler kendilerini çöpte buluyorlar.
Sizin için diş hekimliği çok zorlayıcı olabilir. Eğer iş bulma ve maaş açısından düşünüyorsanız ne yazıkki çok sayıda işsiz diş hekimi var. Maddi açıdan da gerçekten zorlayabilir gibi sizi.
İlla diş hekimliği gibi bir hedefiniz yoksa. Mezun olduğunuz mühendislik alanı üzerine yükseklisans ve doktora yapabilirsiniz. İnsan ilişkileriniz iyiyse beslenme ve diyetetik okuyabilirsiniz. Beslenme diyetetik alanındakiler özellikle sosyal medyanın yaygınlaşması ile baya şanslı hale geldi.
Yaşınızı çok kafaya takmayın. Zaten üniversite mezunusunuz. Bu size büyük ihtimal artı sağlayacaktır.
0
okuyacaksan tıp oku diş hekimi olarak iş bulman zor arz fazlası var kaç yıldır
0
Diş hekimiyim.
Piyasayı kendin belirlersin bence. Sömürüye çok açık şu an için meslek ama kendini sömürtmeden de yaşayan çok yeni mezun var. Kendini geliştirmek çok önemli. Bunun için para harcaman gerekecek. İstanbul'daysan daha kolay ama başka illerde okursan ulaşıma dahi ciddi bütçe ayırman gerekir.
Okurken maddi olarak çok zorluk çekilmese de diğer bölümlere göre harcama yapman gereken bir bölüm. durumun yok ve başarılı isen burs bulabilirsin.
Part-time çalışan yüzlerce öğrenci var. daha 4. sınıfken yukarda yazan arkadaşların dediği paraları kazanan onlarcası var. iş sende bitiyor. Yorucu ama mümkün yani çalışmak.
o yaştan sonra okunur mu çok öznel bir soru.
kendin bir fiil çalışırsan yorucu, başkasını çalıştırırsan çok karlı bir meslek. yabancı dil ve ticari kafan varsa aylık milyonlar kazanmak çok zor değil. ama hepsi için bir miktar sermay gerekiyor.
devlete sırtını dayayıp mesleki tatmini kenara koyma durumu da belirttikleri gibi çok zor. daha da zorlaşıyor. hesapsız açılan çok fakülte oldu, kişi başına düşen diş hekimi sayısı orantısız bozuluyor.
Piyasayı kendin belirlersin bence. Sömürüye çok açık şu an için meslek ama kendini sömürtmeden de yaşayan çok yeni mezun var. Kendini geliştirmek çok önemli. Bunun için para harcaman gerekecek. İstanbul'daysan daha kolay ama başka illerde okursan ulaşıma dahi ciddi bütçe ayırman gerekir.
Okurken maddi olarak çok zorluk çekilmese de diğer bölümlere göre harcama yapman gereken bir bölüm. durumun yok ve başarılı isen burs bulabilirsin.
Part-time çalışan yüzlerce öğrenci var. daha 4. sınıfken yukarda yazan arkadaşların dediği paraları kazanan onlarcası var. iş sende bitiyor. Yorucu ama mümkün yani çalışmak.
o yaştan sonra okunur mu çok öznel bir soru.
kendin bir fiil çalışırsan yorucu, başkasını çalıştırırsan çok karlı bir meslek. yabancı dil ve ticari kafan varsa aylık milyonlar kazanmak çok zor değil. ama hepsi için bir miktar sermay gerekiyor.
devlete sırtını dayayıp mesleki tatmini kenara koyma durumu da belirttikleri gibi çok zor. daha da zorlaşıyor. hesapsız açılan çok fakülte oldu, kişi başına düşen diş hekimi sayısı orantısız bozuluyor.
0
öğrenciyken fakülte dışında hasta bakmak yasadışı.
ayrıca işsiz o kadar çok mezun hekim varken hiçbir işveren öğrenciye hasta baktırmaz, baktırmamalı da zaten.
ayrıca işsiz o kadar çok mezun hekim varken hiçbir işveren öğrenciye hasta baktırmaz, baktırmamalı da zaten.
0
ablam dis hekimi, muayenehanesi vardi, sonra devlet cikti. devlet cikinca muayenehaneyi kapatmak zorunlu.
her yasta her sey okunur, sizin azminize bagli.
okurken masrafliydi. okulda hocalarin cok aristokrat takilip bezdirdigini hatirliyorum. okumali dersler agirdi. bir de balkonda kuruyan dis kaliplari hatirliyorum, onlar da ayrica yorucu. saatlerce ugrasiyor, kalibi bir aciyor, bozuk cikmis vs. okulda da ayakta zibilyon sey yaptiklari icin yoruluyordu.
mezun olunca torpil yoksa devlete zirt diye girmek hayal. paran varsa muayenehane acabilirsin. para darken, cook para. o yuzden yeni mezunlar bir hekimin yaninda yuzde ile calisiyorlar bir sure. orda tam bir somuru var tabi.
muayenehane actin diyelim, ayni binada 2 hekim daha var. adam bildigi yere gidiyor. biraz esnaflik tarafi var isin. muayenehanecilik zorlu. kimi gun kafani kaldiramazsin, obur ay ac kalirsin. duzenli gelir yok.
insan faktoru sinir bozucu. adam disini fircalamadan geliyor. gec geliyor. borc takiyor. pazarlik ediyor. senden cok bildigini saniyor. kendini ifade edemiyor vs.
diploma olmadan is yapmak cok riskli. dogru da degil zaten ama biri sikayet etse bitersin. cok ispiyonculuk var sektorde. ayrica hem okuyup hem calismak icin cok isabetli bir tercih olmayabilir.
diyelim ki devlet cikti. o zaman da hastanedeki taht oyunlarinin icinde bulacaksin kendini.
ama insan tedavi etmek guzel bir sey bence.
her yasta her sey okunur, sizin azminize bagli.
okurken masrafliydi. okulda hocalarin cok aristokrat takilip bezdirdigini hatirliyorum. okumali dersler agirdi. bir de balkonda kuruyan dis kaliplari hatirliyorum, onlar da ayrica yorucu. saatlerce ugrasiyor, kalibi bir aciyor, bozuk cikmis vs. okulda da ayakta zibilyon sey yaptiklari icin yoruluyordu.
mezun olunca torpil yoksa devlete zirt diye girmek hayal. paran varsa muayenehane acabilirsin. para darken, cook para. o yuzden yeni mezunlar bir hekimin yaninda yuzde ile calisiyorlar bir sure. orda tam bir somuru var tabi.
muayenehane actin diyelim, ayni binada 2 hekim daha var. adam bildigi yere gidiyor. biraz esnaflik tarafi var isin. muayenehanecilik zorlu. kimi gun kafani kaldiramazsin, obur ay ac kalirsin. duzenli gelir yok.
insan faktoru sinir bozucu. adam disini fircalamadan geliyor. gec geliyor. borc takiyor. pazarlik ediyor. senden cok bildigini saniyor. kendini ifade edemiyor vs.
diploma olmadan is yapmak cok riskli. dogru da degil zaten ama biri sikayet etse bitersin. cok ispiyonculuk var sektorde. ayrica hem okuyup hem calismak icin cok isabetli bir tercih olmayabilir.
diyelim ki devlet cikti. o zaman da hastanedeki taht oyunlarinin icinde bulacaksin kendini.
ama insan tedavi etmek guzel bir sey bence.
0
Ben de bi ara düşünüyordum hem kamuda çalışıp hem de diş hekimliği okuyayım diye.
Üstelik eşit ağırlıkçıyım :)
Stajıydı falan zaten imkanı yokmuş. Onun yerine eczacılık düşüyorum. Okurken kolay stajı falan daha kolaydır hem. Dükkan açma sırası gelene kadar çalışmaya devam ederim.
Bence diş hekimliği hem okuması zor hem de çalışma hayatına girmek artık zorlaştı. Eczacılığı da bir düşünün, okurken çalışmanız daha kolaylaşır.
Üstelik eşit ağırlıkçıyım :)
Stajıydı falan zaten imkanı yokmuş. Onun yerine eczacılık düşüyorum. Okurken kolay stajı falan daha kolaydır hem. Dükkan açma sırası gelene kadar çalışmaya devam ederim.
Bence diş hekimliği hem okuması zor hem de çalışma hayatına girmek artık zorlaştı. Eczacılığı da bir düşünün, okurken çalışmanız daha kolaylaşır.
0
konuyla alakam yok ama diş hekimlerinin de işsiz olduğunu ya da az paraya çalıştığını duymak üzdü. Okumayanlar daha çok kazanıyor:/
0
Valla bu planin tutmasi icin 30 yasina kadar muhendislik yaptigin surecte para biriktirmis olman gerekiyordu.
Aileden destek sifirsa ve onlarla beraber yasamiyorsan zorlanirsin.
Aileden destek sifirsa ve onlarla beraber yasamiyorsan zorlanirsin.
0
Diş hekimi değilim ama sektöre baya hakimim. Kendi muayenehanesinde bir asistanı ile birlikte ayda 100K üzeri ciro yapan hekimlerde var, 5-10K'yı zor yapanlarda. Ama genel ortalama diğer sektörlere göre fena sayılmaz.
Kendi iş yerinizi açmazsanız eğer; sektörde yaygın olan fix + prim usülü denen bi çalışma düzeni var. Istanbul şartlarında 4.000 + Prim konuşuluyor genelde.
Benim gördüğüm ise şu; hekimlerimiz okuldan mezun olduklarında haliyle bir "işletme" bilgisine sahip olmuyorlar. Bu yüzden olayın ticari tarafında biraz eksik kalabiliyorlar. Muayenehanede aslında tedaviyi uygulamak harici her şey bir ticarethane işletmek, o konuda kendini geliştiren veya buna bir çözüm üretenler genelde baya başarılı oluyor. Mesela benim gördüğüm iyi kazanan örneklerin bir çoğu farklı uzmanlıklardan 3-4 hekim bir araya gelip birde profesyonel işletmeci bir ortak veya çalışan barındıran yerler.
Son olarak güncel sayılar yaklaşık şu şekilde;
Toplam Diş Hekimi Sayısı :35.000
Kamu : 10.000
Fakülte : 3.000
Özel Sektör : 22.000
Toplam Klinik + Muayenehane Sayısı : 12500
Kendi iş yerinizi açmazsanız eğer; sektörde yaygın olan fix + prim usülü denen bi çalışma düzeni var. Istanbul şartlarında 4.000 + Prim konuşuluyor genelde.
Benim gördüğüm ise şu; hekimlerimiz okuldan mezun olduklarında haliyle bir "işletme" bilgisine sahip olmuyorlar. Bu yüzden olayın ticari tarafında biraz eksik kalabiliyorlar. Muayenehanede aslında tedaviyi uygulamak harici her şey bir ticarethane işletmek, o konuda kendini geliştiren veya buna bir çözüm üretenler genelde baya başarılı oluyor. Mesela benim gördüğüm iyi kazanan örneklerin bir çoğu farklı uzmanlıklardan 3-4 hekim bir araya gelip birde profesyonel işletmeci bir ortak veya çalışan barındıran yerler.
Son olarak güncel sayılar yaklaşık şu şekilde;
Toplam Diş Hekimi Sayısı :35.000
Kamu : 10.000
Fakülte : 3.000
Özel Sektör : 22.000
Toplam Klinik + Muayenehane Sayısı : 12500
0
Yeni mezun dis hekimi arkadasim nisantasinda bi klinikte basladi. Hocası prof sahibi bi dis cekimine aldigi para 1200 liradan basliyor. Benim arkadaşıma 3 bin veriyor. Diz kazanan tip da kazanir biraz zorlayip tip icin ugras bence.
0
soğumadım yazacağım. maksat google'da çıksın, gençlerin geleceği yanmasın.
ilk 3-5 yıl hiç para kazanmamayı dert etmememi bana tavsiye eden meslektaş(!) gördüm ben; bak az demiyorum hiç diyorum hiç, 0 (sıfır) tl yani!
adamlar köle arıyor. sekreterine 4000 tl verip, yanında çalıştırdığı hekime 2000 tl verdiğini utanmadan yazan ve bunu savunan hekim gördüm ben facebookta.
ben 2017 mezunuyum. 1,5 yıl çalışabildim. 1 yıldır işsizim. geçen sene başka birinin yanında sigortasız 3.500 tl'ye çalışıyordum. bana ve diğer çalışanlara sigorta yapmıyor land rover'ını satıp hummer almaya çalışıyordu ahlaksız patron. hummer dediğin 500.000 tl'lik yarı tank gibi bir şey yani. bana iftira attı bu, üstüne bir de meshepçilik yaptı beni kovmak için; özellikle bahane yarattı yani.
bana sakarya'da bir yer 3000 tl + prim teklif etti. birkaç gün takıldım, baktım pek hasta yok, bunlar benim paramı veremez zaten dedim bastım döndüm evime. birkaç ay sonra gördüm ki 2500 tl + prime döndürmüşler teklifi. 500 tl'nin cimriliğini yapıyorlar. 500 tl nedir ya? 1 saatte 1 kanal tedavisi yaparsın 500 tl zaten.
ilk 3-5 yıl hiç para kazanmamayı dert etmememi bana tavsiye eden meslektaş(!) gördüm ben; bak az demiyorum hiç diyorum hiç, 0 (sıfır) tl yani!
adamlar köle arıyor. sekreterine 4000 tl verip, yanında çalıştırdığı hekime 2000 tl verdiğini utanmadan yazan ve bunu savunan hekim gördüm ben facebookta.
ben 2017 mezunuyum. 1,5 yıl çalışabildim. 1 yıldır işsizim. geçen sene başka birinin yanında sigortasız 3.500 tl'ye çalışıyordum. bana ve diğer çalışanlara sigorta yapmıyor land rover'ını satıp hummer almaya çalışıyordu ahlaksız patron. hummer dediğin 500.000 tl'lik yarı tank gibi bir şey yani. bana iftira attı bu, üstüne bir de meshepçilik yaptı beni kovmak için; özellikle bahane yarattı yani.
bana sakarya'da bir yer 3000 tl + prim teklif etti. birkaç gün takıldım, baktım pek hasta yok, bunlar benim paramı veremez zaten dedim bastım döndüm evime. birkaç ay sonra gördüm ki 2500 tl + prime döndürmüşler teklifi. 500 tl'nin cimriliğini yapıyorlar. 500 tl nedir ya? 1 saatte 1 kanal tedavisi yaparsın 500 tl zaten.
0
sizofren06
2016 model i20 fabrika cıkısı lastikler km 40bindene dersiniz devam mı tamam mı?
2016 model i20 fabrika cıkısı lastikler km 40binde
ne dersiniz devam mı tamam mı?
ne dersiniz devam mı tamam mı?
0
2016 model araçta 2015 model lastik kullanılması çok olası, fakat hamuru sertleşmediyse hala idare edebilir. Virajlarda zorlayarak tutuşunu test edin değiştirmeden isterseniz.
0
seneye kadar idare eder sanki ama önemli olan aşınması şu anda. aşınmışsa değiştirin.
0
muayeneden geçmiş araç ne kasıyosun, diğer muayeneye doğru yani 2021 değiştirirsin. kilometre az.
0
meraklitursucu
Babanızı kaybettiniz ve arkadaşlarınıza whatsaptan haber verdiniz, arkadaş da oradan başın sağolsun dedi. Ne aradı ne sordu ondan sonra. 7 senelik dostum dediğiniz biri bu. Ne yapardınız?
Babanızı kaybettiniz ve arkadaşlarınıza whatsaptan haber verdiniz, arkadaş da oradan başın sağolsun dedi. Ne aradı ne sordu ondan sonra. 7 senelik dostum dediğiniz biri bu. Ne yapardınız?
0
Dostun değildir.
Aynısı başıma geldi babamı kaybettim. Whatsappdan değil ama haberi oldu ama ne aradı ne geldi. Benim içinde bitti zaten. O günden sonra hiçbiri umrumda olmadı. Konu seninle ilgiliyse sende öyle yap ve umursama. ( Bu arada 15 yıllık arkadaşım. )
Aynısı başıma geldi babamı kaybettim. Whatsappdan değil ama haberi oldu ama ne aradı ne geldi. Benim içinde bitti zaten. O günden sonra hiçbiri umrumda olmadı. Konu seninle ilgiliyse sende öyle yap ve umursama. ( Bu arada 15 yıllık arkadaşım. )
0
Bu sizin için çok önemliyse görüşüp görüşmemek sizin tercihiniz tabii, o kadar acınızın arasında bir de başka insanları düşünecek değilsiniz. Benim tek yorumum bazı insanların "ölüm" kavramıyla başedememesi. Kitlenip kalıyorlar. Garip bir "şimdi hatırlatmayayım" düşüncesi oluyor, sanki yas arada aklınızdan cıkan bir şeymiş gibi. Çok çok da kesip atmacı olmamak lazım derim ben. Ama bir ara söyleyebilirsiniz "len bir nasılsın desene" diye, "abi ne desem bilemedim" falan derse ona göre değerlendirirsiniz.
0
bu tarz olaylar başına gelmediği için yaşamamış insanlar bu konuda biraz çekingen olabiliyor. karşı tarafı bir defa daha üzmekten korkuyor da olabilirler.
bence boyle illa ki bir şey yapılması gerekmiyor.
bence boyle illa ki bir şey yapılması gerekmiyor.
0
Cenazeler benim için çok önemli.
Beni öylesine zor ve kırılgan bir dönemde yalnız hissettiren insanlarla bir daha görüşmem.
Cenazende arayıp sormayacaksa ne boka yarıyor o arkadaş.
Beni öylesine zor ve kırılgan bir dönemde yalnız hissettiren insanlarla bir daha görüşmem.
Cenazende arayıp sormayacaksa ne boka yarıyor o arkadaş.
0
iyi dost, iyi günde çağırıldığında, kötü günde ise çağrılmadan gelendir.
dostluk kavramına aykırı bir davranış sergilemiş. demek ki dostunuz değilmiş.
dostluk kavramına aykırı bir davranış sergilemiş. demek ki dostunuz değilmiş.
0
ben başsağlığı dilektikten sonra o konuyu açmayı doğru bulmuyorum.
ararım sorarım ama "nasıl oldun" "bu da geçer" vs tarzı teselliler bana kişinin acısını tazelemek gibi geliyor.
ararım sorarım ama "nasıl oldun" "bu da geçer" vs tarzı teselliler bana kişinin acısını tazelemek gibi geliyor.
0
Düğünüme gelmeyenlere kırıldım ama sorun yapmadım herkes işini gücünü ayarlayamaz sonuçta ama cenaze için özel olarak aramamak ya da ziyaret etmemek kabul edilebilir bir şey değil benim için.
0
Belki aramak çok soğuk gelir diye düşünüp yakın zamanda yanına ziyarete gelecektir?
0
sopiro +1
arkadaşımın babası vefat etti. aradım cok konusamadım birşey de bulamadım diyecek
sonra yine ararım deyip kapattım
arkadaşımın babası vefat etti. aradım cok konusamadım birşey de bulamadım diyecek
sonra yine ararım deyip kapattım
0
sopiro+1 herkesin olume yaklasimi farkli. tek sebep dusuncesizlik veya umursamama olmayabilir. ben icinde olum olan bir durumda kosarak kacmak istiyorum oradan. normale donelim, sonra konusuruz gene gibi geliyor. kimisi icin olum cok dogal. gecmis olsun demek yeterli gelmis olabilir.
bir de zaten olen olmus, geri gelmiyor, yapilabilecek bir sey yok artik. 7 yili cope atmak icin yeterli veri yok.
ayrica basiniz sagolsun.
bir de zaten olen olmus, geri gelmiyor, yapilabilecek bir sey yok artik. 7 yili cope atmak icin yeterli veri yok.
ayrica basiniz sagolsun.
0
valla ben bu topraklarda neden insanların ölüm gibi bir acıyı sindirebilmek için insanları neden rahat bırakmadıklarını anlamadım. benim yakınım ölmüş adam orada arayıp yada cenazaye gelip ayran pide yemenin derdinde tamam onlar yanında olmak istiyor ama ben odama geçip hüngür hüngür ağlamak istiyorum ama gelenden gidenden fırat bulamıyorsun o yüzden belki arkadaşınızda sizi rahat bırakmak istemiştir.
0
sopiro +1
Bu bahsedilen insan tam olarak benim. Destek olmayı çok istiyorum ama ortada bir ölüm varken ne denir hiç bilmiyorum. Bu durum gerçekten çok zorluyor beni. Karşımdaki insana söyleyeceğim hiçbir şey acısını azaltmaz, aksine yarasını daha çok hatırlatır gibi geliyor. Yanımda olsa hiçbir şey demesem bile tutar sarılırım ama telefonda ekstra zorlanıyorum.
Bu bahsedilen insan tam olarak benim. Destek olmayı çok istiyorum ama ortada bir ölüm varken ne denir hiç bilmiyorum. Bu durum gerçekten çok zorluyor beni. Karşımdaki insana söyleyeceğim hiçbir şey acısını azaltmaz, aksine yarasını daha çok hatırlatır gibi geliyor. Yanımda olsa hiçbir şey demesem bile tutar sarılırım ama telefonda ekstra zorlanıyorum.
0
Bu konu açılmışken ben bazı tavsiyeler verebilirim ihtiyacı olanlara.
Tabii ki herkesin seçimi ve ihtiyacı farklıdır, fakat:
- Ölen kişiyi hatırlatmış olmuyorsunuz, kaybı yaşayan kişi zaten unutmuş değil. Öğle yemeğine kadar babamın öldüğünü unutmuştum da siz şimdi nasılsın deyince "aa babam ölmüştü ya" demiyoruz yani. O artık yeni normalimiz.
- Kaybedilen kişi -özellikle yaşla değil de beklenmedik bir ölümse (çocuk/genç yaşta, kazada, bir hastalık sonucu vs)- ile ilgili anılar vs paylaşılması hoş olur. Beni uzun yıllardır tanıyan arkadaşlarım zaman zaman espri olarak olsa "X amca olsa şöyle derdi" diye babama gönderme yaparlar. O kişinin unutulmadığını görmek güzel.
- Allah sevdiği kulunu yanına alırmış/ acısı dindi/ şimdi meleklerle falan gibi saçma saçma şeyler söylememeniz tercih sebebi çoğu kişi için. Özellikle ölen kişi genç biriyse.
- Diyecek bir şey bulamıyorsanız bir şey demeyin. Bunu söyleyin. "O kadar üzücü/şok edici bir durum ki ne söylesem uygun olmayacağını biliyorum. Ama sen istediğin her zaman benimle konuşabilirsin." diyebilirsiniz mesela.
- Türkçede ne deniyor bilmiyorum, ama hani İngilizcede "I got you" diye bir tabir vardır ya, insanların buna ihtiyacı oluyor genelde. O süreçte saçmalayacaklar, hoş görüleceklerini, açıklarını kapatacağınızı, destek olacağınızı vs gösterebilmeniz iyi olur.
- Fiziksel yardım cok makbule geçiyor. Genelde beklenmedik bir ölüm insanları gafil avlıyor ve yemek yemek, temizlik vs gibi şeyler sıkıntı olabiliyor. Bu samimiyet derecesine göre evine giderken elinizde yemekle gitmek, misafire ikram edilebilecek atıştırmalıklarla gitmek, ofiste eline bir kahve tutuşturmak olabilir. Yakınsanız, "bu cumartesi senin çocuğu alıp sinemaya götüreyim, iki üç saat kafa dinlersin" olur. Evin gelir sağlayıcısını kaybetmiş biriyse örneğin, arkadaşlar arasında toplanmış ufak miktar para olabilir beklenmedik bir masrafta kullanması için.
- Ölüm yıldönümleri, doğum günleri, özel günleri anımsatmaktan, kutlamaktan çekinmeyin.
- Kişilerin yasına sınır koymayın. "Öeeh, altı ay oldu hala anam babam diyor" demeyin. Herkesin atlatma süresi farklı.
- "Senin için ne yapabilirim?" diye sormak biraz abes. Yani bir de oturup senin kendini iyi hissetmene yardımcı mı olayım? Bunu düşünebilsem kendim yaparım zaten. Onun yerine o kişiye ihtiyacı olan her ne ise size söyleyebileceğini hissettirebilmek önemli.
- Kişi olur olmaz zamanda ağlarsa vs büyük bir mesele haline getirmeyin. Benim babam öldüğünde ben başka bir şehirdeydim ve Türkiye'ye gelme şansım yoktu. En yakın arkadaşımla buluştuk, bir otelin barında oturduk, o bana bir içki söyledi. Tam garson önüme içkiyi bıraktığı anda "bohhuhuhuhuu" diye manyakça ağlamaya başladım. Bir yandan da etrafıma "özür dilerim, özür dilerim, kusura bakmayın vs" diyorum. Arkadaşım uzanıp koluma dokundu, "yas tutmanın etiketi yok, ne istersen onu yap" dedi. Çok rahatlatıcı bir tepkiydi.
Kaynaklar:
When The Bough Breaks - Judith Bernstein
Option B - Sheryl Sandberg
13 Things Mentally Strong People Don't Do - Amy Morin
Tabii ki herkesin seçimi ve ihtiyacı farklıdır, fakat:
- Ölen kişiyi hatırlatmış olmuyorsunuz, kaybı yaşayan kişi zaten unutmuş değil. Öğle yemeğine kadar babamın öldüğünü unutmuştum da siz şimdi nasılsın deyince "aa babam ölmüştü ya" demiyoruz yani. O artık yeni normalimiz.
- Kaybedilen kişi -özellikle yaşla değil de beklenmedik bir ölümse (çocuk/genç yaşta, kazada, bir hastalık sonucu vs)- ile ilgili anılar vs paylaşılması hoş olur. Beni uzun yıllardır tanıyan arkadaşlarım zaman zaman espri olarak olsa "X amca olsa şöyle derdi" diye babama gönderme yaparlar. O kişinin unutulmadığını görmek güzel.
- Allah sevdiği kulunu yanına alırmış/ acısı dindi/ şimdi meleklerle falan gibi saçma saçma şeyler söylememeniz tercih sebebi çoğu kişi için. Özellikle ölen kişi genç biriyse.
- Diyecek bir şey bulamıyorsanız bir şey demeyin. Bunu söyleyin. "O kadar üzücü/şok edici bir durum ki ne söylesem uygun olmayacağını biliyorum. Ama sen istediğin her zaman benimle konuşabilirsin." diyebilirsiniz mesela.
- Türkçede ne deniyor bilmiyorum, ama hani İngilizcede "I got you" diye bir tabir vardır ya, insanların buna ihtiyacı oluyor genelde. O süreçte saçmalayacaklar, hoş görüleceklerini, açıklarını kapatacağınızı, destek olacağınızı vs gösterebilmeniz iyi olur.
- Fiziksel yardım cok makbule geçiyor. Genelde beklenmedik bir ölüm insanları gafil avlıyor ve yemek yemek, temizlik vs gibi şeyler sıkıntı olabiliyor. Bu samimiyet derecesine göre evine giderken elinizde yemekle gitmek, misafire ikram edilebilecek atıştırmalıklarla gitmek, ofiste eline bir kahve tutuşturmak olabilir. Yakınsanız, "bu cumartesi senin çocuğu alıp sinemaya götüreyim, iki üç saat kafa dinlersin" olur. Evin gelir sağlayıcısını kaybetmiş biriyse örneğin, arkadaşlar arasında toplanmış ufak miktar para olabilir beklenmedik bir masrafta kullanması için.
- Ölüm yıldönümleri, doğum günleri, özel günleri anımsatmaktan, kutlamaktan çekinmeyin.
- Kişilerin yasına sınır koymayın. "Öeeh, altı ay oldu hala anam babam diyor" demeyin. Herkesin atlatma süresi farklı.
- "Senin için ne yapabilirim?" diye sormak biraz abes. Yani bir de oturup senin kendini iyi hissetmene yardımcı mı olayım? Bunu düşünebilsem kendim yaparım zaten. Onun yerine o kişiye ihtiyacı olan her ne ise size söyleyebileceğini hissettirebilmek önemli.
- Kişi olur olmaz zamanda ağlarsa vs büyük bir mesele haline getirmeyin. Benim babam öldüğünde ben başka bir şehirdeydim ve Türkiye'ye gelme şansım yoktu. En yakın arkadaşımla buluştuk, bir otelin barında oturduk, o bana bir içki söyledi. Tam garson önüme içkiyi bıraktığı anda "bohhuhuhuhuu" diye manyakça ağlamaya başladım. Bir yandan da etrafıma "özür dilerim, özür dilerim, kusura bakmayın vs" diyorum. Arkadaşım uzanıp koluma dokundu, "yas tutmanın etiketi yok, ne istersen onu yap" dedi. Çok rahatlatıcı bir tepkiydi.
Kaynaklar:
When The Bough Breaks - Judith Bernstein
Option B - Sheryl Sandberg
13 Things Mentally Strong People Don't Do - Amy Morin
0
belki çok konusunu açmak istemiyordur üzülme diye, bu konularda nasıl yaklaşılacağını bilmiyordur vsvs.
insanlığını ölçmez bu durum bence, sorun olmalalı.
insanlığını ölçmez bu durum bence, sorun olmalalı.
0
bizim kültürümüze, örfümüze, adetimize, geleneğimize ters böyle şeyler. dostun değilmiş bu. çiz üstünü.
0
takılmazdım. babam ölmüş derdim başımdan aşkım taziyelerin nasıl olmasına kafa yormazdım.
0
konunun bi kaç farklı boyutu var.
mesela beni tüm arkadaşlarım iyi tanır eder, ne düğüne giderim, ne cenazeye giderim ama yapılacak bişey olduğunda her zaman elimden geleni yapacağımı bilirler. bu cenaze işleri özellikle çok ölüm gördüm ben çocukluktan beri kimse beni katiyen cenazeye götüremez derken annemin ölümcül bir hastalığa yakalndığı haberini aldım.
benim arkadaşlarım da öyledir, başımda var bir hastalık, ev taşıma işi. panik, üzüntü, öyle bir haldeyim ki elim kolum bile kalkmıyor. aradım arkadaşlarımı dedim böyle böyle, hepsi bir koldan bir koşturdu bana bir iğne bile toplatmadılar.
mesela evimi satma durumum var, hemen tanıdık emlakçısı geldi konuşuldu, tamir için boya badana ne bileyim yerlere parke, fayans döşeme işi oldu, hemen koştular bi kuruş para istemiyoruz sen malzemeleri al, anahtarı ver 1 haftada hepsini hallederiz diye.
eğlenmeye gezmeye, cepte para olunca herkes arkadaş ama iş zora geldi mi herşey değişiyor.
benim arkadaş dediğim insanlar böyle, 10 sene aramam, 15 sene görüşmem, 15 sene sonra çıkarım karşısına sanki daha dün ayrılmışız gibi kaldığımız yerden devam ederiz.
niye görüşemiyorsun dersen, ben uzun süre yurtdışında çalıştım, arkadaşlarımın hepsi faklı şehirlere ülkelere dağıldı. herkes aile kurdu iş güç çoluk çocuk görüşemez hale geldik, hayat işte.
yani benim başam dara düşmüş, arkadaşımı çağırmışım, gelmemiş, sallamamış ya da vah vah deyip , dönüp arkasını gitmiş, bu adam bana başınsağolsun dese neee, cenazeye gelse ne?
mesela beni tüm arkadaşlarım iyi tanır eder, ne düğüne giderim, ne cenazeye giderim ama yapılacak bişey olduğunda her zaman elimden geleni yapacağımı bilirler. bu cenaze işleri özellikle çok ölüm gördüm ben çocukluktan beri kimse beni katiyen cenazeye götüremez derken annemin ölümcül bir hastalığa yakalndığı haberini aldım.
benim arkadaşlarım da öyledir, başımda var bir hastalık, ev taşıma işi. panik, üzüntü, öyle bir haldeyim ki elim kolum bile kalkmıyor. aradım arkadaşlarımı dedim böyle böyle, hepsi bir koldan bir koşturdu bana bir iğne bile toplatmadılar.
mesela evimi satma durumum var, hemen tanıdık emlakçısı geldi konuşuldu, tamir için boya badana ne bileyim yerlere parke, fayans döşeme işi oldu, hemen koştular bi kuruş para istemiyoruz sen malzemeleri al, anahtarı ver 1 haftada hepsini hallederiz diye.
eğlenmeye gezmeye, cepte para olunca herkes arkadaş ama iş zora geldi mi herşey değişiyor.
benim arkadaş dediğim insanlar böyle, 10 sene aramam, 15 sene görüşmem, 15 sene sonra çıkarım karşısına sanki daha dün ayrılmışız gibi kaldığımız yerden devam ederiz.
niye görüşemiyorsun dersen, ben uzun süre yurtdışında çalıştım, arkadaşlarımın hepsi faklı şehirlere ülkelere dağıldı. herkes aile kurdu iş güç çoluk çocuk görüşemez hale geldik, hayat işte.
yani benim başam dara düşmüş, arkadaşımı çağırmışım, gelmemiş, sallamamış ya da vah vah deyip , dönüp arkasını gitmiş, bu adam bana başınsağolsun dese neee, cenazeye gelse ne?
0
ben de başsağlığı dilemeyi zor buluyorum. diyeceksin ki adamın yakını ölmüş, bundan da mı zor. özellikle uzaktaysam, yapabileceğim bişey yoksa. bi de bikaç gün sonra arayıp dilemek sanki tekrar hatırlatmak moral bozmak gibi.
neden illa telefonda söylemem gerekiyor, yazınca neden olmuyor bilmiyorum.
ama genel olarak önemli gün kavramım da yok benim. ama başkaları için önem veriyorum.
neden illa telefonda söylemem gerekiyor, yazınca neden olmuyor bilmiyorum.
ama genel olarak önemli gün kavramım da yok benim. ama başkaları için önem veriyorum.
0
eksicipic
yaklaşık 1 yıldır yurtdışındayım. türkiyeye döneceğim. üniversitede danışman hocama, çalışma arkadaşlarımdan yakın olduklarıma bir hediye alayım diyorum. ne tür bir hediye almak mantıklı sizce? hediyelik eşya dükkanlarında burayla alakalı magnetler, küçük heykel gibi tarihi yerlerin maketleri, karak
yaklaşık 1 yıldır yurtdışındayım. türkiyeye döneceğim. üniversitede danışman hocama, çalışma arkadaşlarımdan yakın olduklarıma bir hediye alayım diyorum. ne tür bir hediye almak mantıklı sizce? hediyelik eşya dükkanlarında burayla alakalı magnetler, küçük heykel gibi tarihi yerlerin maketleri, karakalem manzara çizimleri, kupa bardaklar, elhamra sarayında bulunan süslemeler, kitaplar filan var. ne tavsiye edersiniz? (yer: ispanya - granada)
0
kendi ülkene ait bir şey alsan daha hoş olur aslında. eğer alıp kargoyla getirmen ya da birileriyle getirtmen zorsa, yanındaki neslelerden düşün. hocan için bir tesbih, ya da şimdilerde çok gündemde olan Göbeklitepe heykelciği ne hoş olurdu.
0
Kalem al. (Dolma kalem olabilir)
Defter/ajanda apabilirsin. Moleskin'in cogu urunu trye gelmiyor mesela..
Defter/ajanda apabilirsin. Moleskin'in cogu urunu trye gelmiyor mesela..
0
hocaya viski, şarap vs
arkadaşlara o kültürün motifini taşıyan kupa, atkı vs..
müzelerin içindeki dükkanlardan al mesela.
yelpaze al.
yani şey de yapabilirsin, net bi tane hediye bulamadıysan; böyle kese kağıdı gibi bişeyin içine; çeşitli küçük şeyler de atabilirsin; kahve/magnet/çikolata/kalem/mini likör vs gibi.
arkadaşlara o kültürün motifini taşıyan kupa, atkı vs..
müzelerin içindeki dükkanlardan al mesela.
yelpaze al.
yani şey de yapabilirsin, net bi tane hediye bulamadıysan; böyle kese kağıdı gibi bişeyin içine; çeşitli küçük şeyler de atabilirsin; kahve/magnet/çikolata/kalem/mini likör vs gibi.
0
love it or hate it
Dostlar selam.Üniversiteden tanıdığım yakın arkadaşlarımdan biriyle birkaç ay sonra eve çıkacağız. (Lokasyon İstanbul) 5 yıllık bir tanışıklığımız var. Daha önce birkaç kez günübirlik aynı evde kaldık ama bu tür uzun vadeli bir olaya hiç girişmedik. Bu durumu birkaç kişiyle paylaştığımda gözüm korkt
Dostlar selam.
Üniversiteden tanıdığım yakın arkadaşlarımdan biriyle birkaç ay sonra eve çıkacağız. (Lokasyon İstanbul) 5 yıllık bir tanışıklığımız var. Daha önce birkaç kez günübirlik aynı evde kaldık ama bu tür uzun vadeli bir olaya hiç girişmedik. Bu durumu birkaç kişiyle paylaştığımda gözüm korktu. Aranız bozulabilir, ilerleyen zamanlarda anlaşamayabilirsiniz gibi tepkiler aldım. İki sorum var.
1) Karşılaşabilecek potansiyel sıkıntılar nedir? (Temizlik gibi bariz şeyler haricinde)
2) Evin giderleri haricinde, önceden kararlaştırılması gereken şeyler nedir?
Kendi yaşadığınız bir sıkıntıyı da anlatabilirsiniz.
Fikir vermesi açısından, ikimiz de eğitimli insanlarız. İkimiz de ailemizin evinden ayrılacağız. Erkeğiz. Yaşlar 25. Ortak kullanılan bazı eşyalar birlikte alınacak.
Üniversiteden tanıdığım yakın arkadaşlarımdan biriyle birkaç ay sonra eve çıkacağız. (Lokasyon İstanbul) 5 yıllık bir tanışıklığımız var. Daha önce birkaç kez günübirlik aynı evde kaldık ama bu tür uzun vadeli bir olaya hiç girişmedik. Bu durumu birkaç kişiyle paylaştığımda gözüm korktu. Aranız bozulabilir, ilerleyen zamanlarda anlaşamayabilirsiniz gibi tepkiler aldım. İki sorum var.
1) Karşılaşabilecek potansiyel sıkıntılar nedir? (Temizlik gibi bariz şeyler haricinde)
2) Evin giderleri haricinde, önceden kararlaştırılması gereken şeyler nedir?
Kendi yaşadığınız bir sıkıntıyı da anlatabilirsiniz.
Fikir vermesi açısından, ikimiz de eğitimli insanlarız. İkimiz de ailemizin evinden ayrılacağız. Erkeğiz. Yaşlar 25. Ortak kullanılan bazı eşyalar birlikte alınacak.
0
2 yıl önce 2 kişiyle bir ev paylaşıyordum. iki öğrenci, bir çalışandık. çalışan kişi baya disiplinli ve titiz birisiydi fakat yapman gereken şeyleri yaptığın zaman sorun çıkmıyordu. diğer arkadaş da öğrenciydi. biraz sorumsuz bir arkadaştı. duş almaya girdiğinde donunu askıdaki yüz havlularının üzerine asıp orada unutabiliyordu, yemek yaptığı zaman temizlemesi, bulaşık makinesine atması gereken bulaşıkları ortalıkta bırakıyordu, dışarı çıkacağı zaman buzdolabının kapağını açık unutup saatlerce ve de belki günlerce açık kalmasına sebep olabiliyordu. bu yüzden de baya tartışma çıkmıştır o evde.
baya böyle gider bu. arkadaşının ne kadar sorumlu, ne kadar görev bilinci olan bir insan olduğu konusu önemli. bunlar varsa gerisi bir şekilde hallolur çünkü genelde bundan dolayı ortaya çıkıyor problemler.
baya böyle gider bu. arkadaşının ne kadar sorumlu, ne kadar görev bilinci olan bir insan olduğu konusu önemli. bunlar varsa gerisi bir şekilde hallolur çünkü genelde bundan dolayı ortaya çıkıyor problemler.
0
eşyaları ortak değil de, sen şunu al-ben bunu, şeklinde alırsanız daha iyi olur. ilerde biri ayrılınca sıkıntı olmasın.
25 yaşında ve erkekseniz, biri anormal titiz ya da dağınık değilse anlaşacağınızı düşünüyorum. umarım keyifli olur.
25 yaşında ve erkekseniz, biri anormal titiz ya da dağınık değilse anlaşacağınızı düşünüyorum. umarım keyifli olur.
0
Her haltı en başta konuşup, aynı çatı altında yaşamaya başladığınızda bu konuşulanlara uyup ödün vermezseniz, sorun yaşamazsınız.
0
bekarlık ailenin yanındayken sultanlıktır, iş eve uzak değilse hiç girme böyle işlere
0
kurallarınızı öncesinde tartışıp yazılı hale getirin ve altını göstermelik de olsa imzalayın.
0
Bulaşık Makinesi mutlaka al tartışma genelde ordan çıkar yemek yapmasan bile çay kahve derken illa bulaşık çıkar. Eve birşeyler alınırken arkadaşım arada kafasına göre alır ortak hesaba yazardı gider diye. Eve arkadaşları ile kalabalık gelir bazen geceleri sarhoş olurlar kusma sesleri vs. ben alkol kullanmıyorum hemde iğrenç gelirdi. Eşyaları ortak aldık o da sorun oldu bence tek tek alın siz giderken paylaşım kolay olur.
0
okurken birlikte eve ciktigim 2 kisiden biri 6 ay sonra erkek kardesini eve getirdi. sormadan, emrivaki ile.
ilk basta kura ile odalari paylasmistik. bana cikan oda en buyuk odaydi ama kapisi yoktu. oraya bir kapi ayarlayinca benim oda kiymete bindi ve bu arkadas benim odayi istedi. kardesiyle sigmiyorlarmis olduklari odaya. ben odami vereyimmis. vermedim.
soguk savas basladi. bu arada masraflar ve kira hala 3e bolunuyor sanki kardesi bizimle yasamiyor gibi. 3. kisi bu arkadasin arkadasiydi, sessiz bir tipti ama sonucta o da bu kisinin tarafindaydi. evden gideyim diye ugrastilar bayagi. buzdolabi bizim kullanamazsin, sofbeni biz getirdik kullanamazsinlara dogru gitti olay. eve yavru pitbul getirdiler, her yere sicti. sesleri gurultuleri saymiyorum bile. en son anasi babasi geldi eve. babasi ustume yurudu falan. sonra bir Sabah tasinip gittiler. giderken de faturalari bana kilitlediler.
simdi bu kiz soyle uzaktan bakinca duzgun bir ailenin iyi bir okulda okuyan alternatif takilan kizi. herkes boyle sorunlar yasayacak demek degil tabi ama hic beklemedigin insanlardan cok acayip davranislar gorebilirsin diye yazdim boyle uzun uzun.
faturalar kimin Adina olacak, eve kim girip cikacak, sigara icilecek mi, evde hayvan beslenecek mi kim bakacak, esyalar ortak alinirsa tasinirken ne olacak, yemek yapilacak mi, ortak mutfak olayina girilecek mi?
ilk basta kura ile odalari paylasmistik. bana cikan oda en buyuk odaydi ama kapisi yoktu. oraya bir kapi ayarlayinca benim oda kiymete bindi ve bu arkadas benim odayi istedi. kardesiyle sigmiyorlarmis olduklari odaya. ben odami vereyimmis. vermedim.
soguk savas basladi. bu arada masraflar ve kira hala 3e bolunuyor sanki kardesi bizimle yasamiyor gibi. 3. kisi bu arkadasin arkadasiydi, sessiz bir tipti ama sonucta o da bu kisinin tarafindaydi. evden gideyim diye ugrastilar bayagi. buzdolabi bizim kullanamazsin, sofbeni biz getirdik kullanamazsinlara dogru gitti olay. eve yavru pitbul getirdiler, her yere sicti. sesleri gurultuleri saymiyorum bile. en son anasi babasi geldi eve. babasi ustume yurudu falan. sonra bir Sabah tasinip gittiler. giderken de faturalari bana kilitlediler.
simdi bu kiz soyle uzaktan bakinca duzgun bir ailenin iyi bir okulda okuyan alternatif takilan kizi. herkes boyle sorunlar yasayacak demek degil tabi ama hic beklemedigin insanlardan cok acayip davranislar gorebilirsin diye yazdim boyle uzun uzun.
faturalar kimin Adina olacak, eve kim girip cikacak, sigara icilecek mi, evde hayvan beslenecek mi kim bakacak, esyalar ortak alinirsa tasinirken ne olacak, yemek yapilacak mi, ortak mutfak olayina girilecek mi?
0
eşyaları ortak bütçe ile almayın. hesap yapın herkes kendi payına düşen bütçe ile belli eşyayı alsın. çıkarken de ister götürsün ister satsın ister bıraksın.
temizlik, bulaşık, çöpler gibi basit görünen şeyler sonradan çok sıkıntı yaratabiliyor. ya bu da mesele mi dediğiniz basitlikte şeyleri bile konuşun karara bağlayın.
bir sorun olduğunda en baştan oturup konuşun, biriktirmeyin. sonra patlayabiliyor.
bir taraf hayvan evladı gibi dağınık, sorumsuz, kötü niyetli veya hastalık derecesinde titiz değilse erkekler arasında çok fazla sorun yaşanacağını sanmam. ortak yaşamın gerektirdiği tolere etme becerisi ve hoşgörü olduğu sürece her şey hallediliyor.
temizlik, bulaşık, çöpler gibi basit görünen şeyler sonradan çok sıkıntı yaratabiliyor. ya bu da mesele mi dediğiniz basitlikte şeyleri bile konuşun karara bağlayın.
bir sorun olduğunda en baştan oturup konuşun, biriktirmeyin. sonra patlayabiliyor.
bir taraf hayvan evladı gibi dağınık, sorumsuz, kötü niyetli veya hastalık derecesinde titiz değilse erkekler arasında çok fazla sorun yaşanacağını sanmam. ortak yaşamın gerektirdiği tolere etme becerisi ve hoşgörü olduğu sürece her şey hallediliyor.
0
Ben 'kesin sorun yaşarsın'diyenlerden değilim. Üniversitede son 2 yıl kaldığım ev arkadaşlarımı hala çok özlerim (10 yıl oldu). Özlerim dediğim, o evi ve evdeki aramızdaki bağı özlüyorum. Neredeyse hiç tartışmamıştık. Bunda belli kuralların önceden belirlenmesi büyük rol oynadı. 4 kişiydik. 2 kişi güzel yemek yapıyordu ve sadece yemek yapmaktan sorumluydu. Diğer 2 kişi de sadece bulaşık yıkamaktan sorumluydı. Haliyle sıra gibi bir durum yoktu. Bulaşık hep 2 kişi tarafından yıkanırdı. Yemek de hep 2 kişi tarafından yapılırdı. "Ben aç değilim siz bir şeyler atıştırın" gibi bir durum bir kere bile olmadı. Yemek yapan ekip tok olsa bile o yemek yapılırdı. Temizlik olayında da hafta sonu aynı anda girişim 2-3 saatte bütün evi pırıl pırıl yapardık. Bizim evimize gelen okul arkadaşlar öğrenci evi olduğuna inanmıyorlardı. Öyle bir temizlik ve düzen anlayışımız vardı ve bu hiç yorucu gelmedi bana.
Yine de sorun çıkabilecek mevzular genelde banyodan sonra duşakabini pis bırakmışsın, ayakkabılarını neden içerde çıkartıyorsun, ketçabın kapağına hep ketçap bulaşmış gibi çok ufak telef şeyler. Bu gibi gereksiz konularda taraflar karşılıklı anlayış içinde olur ise büyük problem çıkmaz.
Yine de sorun çıkabilecek mevzular genelde banyodan sonra duşakabini pis bırakmışsın, ayakkabılarını neden içerde çıkartıyorsun, ketçabın kapağına hep ketçap bulaşmış gibi çok ufak telef şeyler. Bu gibi gereksiz konularda taraflar karşılıklı anlayış içinde olur ise büyük problem çıkmaz.
0
Çok ev arkadaşım oldu ama ders aldığım bir olayı anlatacağım;
Kalacak yer bulamadığım için üniversite 1.sınıftaki oda arkadaşımın yanına yerleştim. İlk başta bir yer bulana kadar kalacaktım. Anlaştık, devam ettik. Sonra o ev satıldı. Başka Bi yere taşındık. O evi ev arkadaşım ve sevgilisi bulmuştu. Taşınma masraflarını ikiye böldük ama benim ne kontratta ne de faturalarda ismim vardı. Arkadaşıma güvendiğim için hiç sesimi çıkartmadım.
Sonra hiçbir halta karışmayan 3. Kişi olarak kuzeni geldi. Bu kızla tartışınca ev arkadaşım senin adın hiçbir şey de yok, hiçbir hakkın da yok dedi ve evden ayrılmak zorunda kaldım.
Özet; kira kontratında senin de adın olsun. Faturalarda da.
10 ev arkadaşım olduysa sadece bu kız sorun yaşadım.
Kalacak yer bulamadığım için üniversite 1.sınıftaki oda arkadaşımın yanına yerleştim. İlk başta bir yer bulana kadar kalacaktım. Anlaştık, devam ettik. Sonra o ev satıldı. Başka Bi yere taşındık. O evi ev arkadaşım ve sevgilisi bulmuştu. Taşınma masraflarını ikiye böldük ama benim ne kontratta ne de faturalarda ismim vardı. Arkadaşıma güvendiğim için hiç sesimi çıkartmadım.
Sonra hiçbir halta karışmayan 3. Kişi olarak kuzeni geldi. Bu kızla tartışınca ev arkadaşım senin adın hiçbir şey de yok, hiçbir hakkın da yok dedi ve evden ayrılmak zorunda kaldım.
Özet; kira kontratında senin de adın olsun. Faturalarda da.
10 ev arkadaşım olduysa sadece bu kız sorun yaşadım.
0
en başta kural koyma olayı genelde olmaz. lafta koyun en güzeli dense de yakın arkadaşını karşına alıp daha eve çıkmamışken "bak kenk şöyle yapamazsın ben bunu kabul etmem haberin olsun" mu diyeceksin? en güzeli zaten sen güveniyorsan eve çıkacaksın sonra hoşuna gitmeyen durumları hemen kibarca belirteceksin. bu işin oluru budur. peşin pazarlık yapan adamı kimse sevmez.
0
disardayim
sürekli gittiğim starbuckslardan birinde açılış saati 7 olmasına rağmen geçtiğimiz ay 7:40 ta çocuklar gelip açmıştı. ben de müdürü ile kanka olduğum için ya geçen geldim açılmamıştı dediğimdeadam şok geçirdi nasıl olur böyle bir şey dedi. kameradan izledi ve gelip teşekkür etti çok.bu pazar yine ay
sürekli gittiğim starbuckslardan birinde
açılış saati 7 olmasına rağmen geçtiğimiz ay 7:40 ta çocuklar gelip açmıştı.
ben de müdürü ile kanka olduğum için ya geçen geldim açılmamıştı dediğimde
adam şok geçirdi nasıl olur böyle bir şey dedi. kameradan izledi ve gelip teşekkür etti çok.
bu pazar yine aynı şey oldu. ispitçi bi tip olmak istemiyorum ama sabahın 7 sinde kalkıp geliyorum kapalı olacağını bilsem başka yere giderim sonuçta.
söylemek istemiyorum ama söyleyesim var :((((
ne yapayım?
bugün de sürekli soru soruyorum, çünkü iş yapmamak için her şey mübah team
açılış saati 7 olmasına rağmen geçtiğimiz ay 7:40 ta çocuklar gelip açmıştı.
ben de müdürü ile kanka olduğum için ya geçen geldim açılmamıştı dediğimde
adam şok geçirdi nasıl olur böyle bir şey dedi. kameradan izledi ve gelip teşekkür etti çok.
bu pazar yine aynı şey oldu. ispitçi bi tip olmak istemiyorum ama sabahın 7 sinde kalkıp geliyorum kapalı olacağını bilsem başka yere giderim sonuçta.
söylemek istemiyorum ama söyleyesim var :((((
ne yapayım?
bugün de sürekli soru soruyorum, çünkü iş yapmamak için her şey mübah team
0
Starbucks Turkiye'ye haber verin bence, isini duzgun ve zamaninda yapmayan calisani denetleyemeyen, dukkanin "bazen" gec acildigini bildigi halde onlem almayan mudurun de kulagini ceksinler.
0
bence esas gevşeklik müdür'den başlıyor arkadaşların da dediği gibi. ayrıca müdür 7'de gelmesi gerekiyorsa ve gelmiyorsa çalışan da gelmez. ama bence kural olarak hizmet sektöründe bu tip açılış saati önemli. hani 5-10 dakika olsa neyse de 40 dakika olması ve bunun sürekli olması sıkıntı, söylenebilir.
0
Bence müdürü şikayet et. Amirin çalışanlar üzerinde denetim ve gözetim sorumluluğu vardır ve çalışanların kusurlu fiillerinden her bakımdan mesuldür.
0
evet gerçekten insanların işini iyi yapmasını istiyorsan
ve bu konuda şikayetçi isen
ve şikayetini iletmek istiyorsan
bunda çalışan ya da müdür ayrımı yapmadan
önce müdürü şikayet etmelisin ama bunu yapacağını sanmıyorum
sadece çalışan üzerinde şikayetinle tatmin olmaksa amacın iş yürüsün değilse müdürü şikayet edemezsin !!!
ve bu konuda şikayetçi isen
ve şikayetini iletmek istiyorsan
bunda çalışan ya da müdür ayrımı yapmadan
önce müdürü şikayet etmelisin ama bunu yapacağını sanmıyorum
sadece çalışan üzerinde şikayetinle tatmin olmaksa amacın iş yürüsün değilse müdürü şikayet edemezsin !!!
0
Söyle tabii ki, neden söylemiyorsun. Baktın yine geç geliyor. Direk kankan müdürü şikayet et.
0
mağazasının kaçta açıldığını müşteriden öğrenip şok geçiren müdür de iyiymiş. rahatlığın böylesi.
çalışanları müdüre şikayet etmek yerine genel müdürlüğe mağazayı şikayet et.
çalışanları müdüre şikayet etmek yerine genel müdürlüğe mağazayı şikayet et.
0
İnsanlar uyanamayabilir. Bundan haberdar olmayan yönetici de sorun var çalışandan cok.
Negatif yorum yapmayı seven biri değilim tutamadım kendımı kusura bakma da "bugün de sürekli soru soruyorum, çünkü iş yapmamak için her şey mübah team" diyip işine geç kalan insanı şikayet etmek bir garip.
Negatif yorum yapmayı seven biri değilim tutamadım kendımı kusura bakma da "bugün de sürekli soru soruyorum, çünkü iş yapmamak için her şey mübah team" diyip işine geç kalan insanı şikayet etmek bir garip.
0
söyle, affetme. müdür niye geç geliyormuş, şubenin kaçta açıldığının farkında değil miymiş, bunları da sor.
0
İmam cemaat ilişkisi. Müdür geç kalırsa eleman mı alacak o sorumluluğu. Bence arkadaşa söyle ama tavsiyenle beraber, "abi senin bu çocukların başında durman lazım" diye.
0
bence kameradan hergün açılış saatini kontrol etmeyen müdürü bir üstüne şikayet edin.
0
sen 7de gidiyorsan o da açmak zorunda. söyle bence 7de gittim kapalıydı de.
0
Olric
Sb
Sb
0
ben de begenmedim gereksiz uzun ve siradan yorumuna katiliyorum. bi de kavga ettikleri sahnelerde o aralarindaki enerji bana gecmedi, gercekciligi tam olmamis gibi sanki birbirlerini cok seven iki cift degil de iki arkadas kavgasi gibiydi.
0
Oyunculuklar güzel. Sıkılmadan izledim. Dönüp ikinciye izleyeceğim bir film değil açıkçası, hayran kalmadım öyle. Kadının adını hatırlamıyorum izleyeli iki hafta oldu.
0
bu film aslında evet gayet sıradan ve biten evliliklerin süreçlerini gerçeğe yakın anlattığı için güzel, aslında filmden ne beklediğinize bağlı, yaşı nispeten genç ya da böyle bir konuya meraklı olmayan insanların beklentilerini karşılayacağını düşünmüyorum.
mesela bu filmi sevmeyen kendisine hitap etmediğini düşünen iyi filmler olmasına rağmen american beauty'i de revolutionary road filmlerini de sevmez o tarz bir film.
mesela bu filmi sevmeyen kendisine hitap etmediğini düşünen iyi filmler olmasına rağmen american beauty'i de revolutionary road filmlerini de sevmez o tarz bir film.
0
45 yaşındaki annem beğendi. sanırım hedef kitlesi onlar.
ben de ilk başta izleyeyim diye oturdum ama 10. dakikada bıraktım.
ben de ilk başta izleyeyim diye oturdum ama 10. dakikada bıraktım.
0
oyunculuklar kötü, oscar icin oynamislar. senaryo iyi. amerika'da her iki ciftten biri bosanmis, oran yükseliyor. bosanma deneyimi olan ciftler icin yazilmis senaryo, oradan yakaliyor seyirciyi.
0
@mikahakkinen sana cevap gibi oluyor hazır sen bunu demişken yazayım :)
bazı detaylar amerikan sistemiyle ilgili olsa da filmde türkiyedeki boşanma süreçleriyle de bir çok benzerlik gösteren yer var, film ne çok iyi ne çok kötü
bazı detaylar amerikan sistemiyle ilgili olsa da filmde türkiyedeki boşanma süreçleriyle de bir çok benzerlik gösteren yer var, film ne çok iyi ne çok kötü
0
yağlekesi
arkadaslar sol gözüme -1 miyop için normal lenssağ gözüme -1.25 miyop, 0.75 180akslı astigmat için torik lensreçete edildi. ben lens marketten aldım, reçetemi de yükledim ancak gelen lens kutularının ikisinin de üzerinde sol göz işaretli ölçülerde bir sıkıntı yokyani sol için doğru lens, sağ için s
arkadaslar
sol gözüme -1 miyop için normal lens
sağ gözüme -1.25 miyop, 0.75 180akslı astigmat için torik lens
reçete edildi.
ben lens marketten aldım, reçetemi de yükledim ancak gelen lens kutularının ikisinin de üzerinde sol göz işaretli
ölçülerde bir sıkıntı yok
yani sol için doğru lens, sağ için sol göz işaretli ancak doğru numaralı çaplı akslı lens yollamışlar.
bu bir sıkıntı yaratır mı?
lenste sağ sol diye ayrım var mı yoksa bu sağ sol işaretlemesi kullanıcı kolaylığı olsun diye mi yapılmış?
müşteri hizmetlerini aradım bir fark yok dediler, ama emin olamadım size de sorayım dedim? teşekkürler.
sol gözüme -1 miyop için normal lens
sağ gözüme -1.25 miyop, 0.75 180akslı astigmat için torik lens
reçete edildi.
ben lens marketten aldım, reçetemi de yükledim ancak gelen lens kutularının ikisinin de üzerinde sol göz işaretli
ölçülerde bir sıkıntı yok
yani sol için doğru lens, sağ için sol göz işaretli ancak doğru numaralı çaplı akslı lens yollamışlar.
bu bir sıkıntı yaratır mı?
lenste sağ sol diye ayrım var mı yoksa bu sağ sol işaretlemesi kullanıcı kolaylığı olsun diye mi yapılmış?
müşteri hizmetlerini aradım bir fark yok dediler, ama emin olamadım size de sorayım dedim? teşekkürler.
0
fikox
Kan tahlil sonucuna göre ferritin 17 ug/L. Hgb ise 15.3 g/dL.
Kan tahlil sonucuna göre ferritin 17 ug/L. Hgb ise 15.3 g/dL.
0
B12 hapla bağırsaktan emilemiyor.
aile doktoruna iğne yazdırıp en az 800'de tutun.
aile doktoruna iğne yazdırıp en az 800'de tutun.
0
@aslindasorunumpsikolojik ağır saçmalamış
B12 bağırsaktan emilir bir,
Doktoruna "yazdır" diye bir şey yok, doktor uygun gördüğü tedaviyi verir bu iki
Laboratuvarlar arası fark olmakla birlikte alt sınırı 180 üst sınırı 900 olan bir parametrede "en az 800de tutun" demek neyin kafasıdır hangi tıbbi cahilliğe delalettir bu da üç.
Sorunuza gelirsek b12 normal değerler arasında kanınız da iyi zaten. doktorunuza danışırsanız b12 için hap verir belki, orasını bilmiyorum.
B12 bağırsaktan emilir bir,
Doktoruna "yazdır" diye bir şey yok, doktor uygun gördüğü tedaviyi verir bu iki
Laboratuvarlar arası fark olmakla birlikte alt sınırı 180 üst sınırı 900 olan bir parametrede "en az 800de tutun" demek neyin kafasıdır hangi tıbbi cahilliğe delalettir bu da üç.
Sorunuza gelirsek b12 normal değerler arasında kanınız da iyi zaten. doktorunuza danışırsanız b12 için hap verir belki, orasını bilmiyorum.
0
emrahc1m
iyi geceler abim yaklasık 20 senedir %80 şizofrenı hastas son 3 yılda yaklasık 4 kere hastaneye yatırdım beraber yaşıyoruz babam 14 sene once vefat etti abim 3 sene once annemi evden kovdu ablamlarda kalıyor annemi hic sevmez her neyse benım sıkayetlerım evde sureklı kavga edıyoruz sureklı beni uyd
iyi geceler abim yaklasık 20 senedir %80 şizofrenı hastas son 3 yılda yaklasık 4 kere hastaneye yatırdım beraber yaşıyoruz babam 14 sene once vefat etti abim 3 sene once annemi evden kovdu ablamlarda kalıyor annemi hic sevmez her neyse benım sıkayetlerım evde sureklı kavga edıyoruz sureklı beni uydudan ızlıyorsunuz suyuma cayıma zehır atıyorsun dıyor ama her gun kavga tartısma oluyor ınankı yaşamayan bılemez bunu her allahın gunu kavga edıyoruz komsular ımza toplayıp bızı atıcaklar onlarada hak verıyorum kendımı onların yerıne koyarak süreklı hastalıgı cok kotulesdıgı zaman polis ve ambullans cagırıp hastaneye yatıyorum 15 gun sonra salıyorlar hastaneden cıktıktan sonra ılaclarını ıcmesını soyluyorum bazen yalvarıyorum ne olur ılaclarını ıc dıye ama ıcmıyor zorla vermeye kalkssam bana şiddet uyguluyor zaten hayvan gibi adam 1.69 100 kılo cıvarı her gun her gun uyarıyorum ic ılaclarını ıc dıye ama laf dınlemıyor bunlar işe yaramaz dıyor atıyor kenera ılaclarını bende bir şey yapamadan gidiyorum ne yapabılırm diye her neyse bugun sosyal hızmet mudurlugune gıttım konustum kadınla raporuda gosterdım ama ağır ozurlu ibaresi olmadıgı ıcın hemen alamıyorlarmıs soyluyorum bu adam %80 şziforenı hastasi diye ama ağır ozurlu degılmıs eee ? ne yapacagım ben sımdı dıyorumkı doktora gıdıp raporu yeniletın diyorlar iyi tamam doktora gittim bu seferde dıyor heyete sokmamı lazım vallahi kafayi yedim elim ayağım titredi ne yapacagım hıc bılmıyorum bır akıl fıkır verın ne olur benım abimi acil bır sekılde yatırmam lazım
0
geçmiş olsun. maddi durumunuz nasıl? özelde belki bu işler daha kolay oluyordur. bir de özürlü belgesi alamıyor musunuz? o zaman o maaş da destek olabilir?
0
Kesinlikle heyet raporu isteniyor bildiğim kadarıyla. Doktor bir süreç bildirmedi mi?
Diğer raporlarla birlikte başka bir hastaneye başvursanız?
Diğer raporlarla birlikte başka bir hastaneye başvursanız?
0
yanlış hatırlamıyorsam, engelli raporlarına İl Sağlık Müdürlüğü nden itiraz ediliyor.
Öyle değilse de çık müdürün yanına, yapış koluna. belki faydası dokunur
Öyle değilse de çık müdürün yanına, yapış koluna. belki faydası dokunur
0
Gecmis olsun. Bakimevine kabul icin agir engelli ya da yeni adla tam bagimli olmasi lazim. Rapora saglik mudurlugu araciligiyla itiraz edip yeniden kurula sokmaniz gerekiyor. Kuruldayken de ne amacla basvurdugunuzu hatirlatin ki rapor ona gore duzenlensin. Yalniz bunlar zaman alici seyler, o surecte tekrar yatirmaniz gerekebilir.
0
ilaçları içmeden kontrol altına alınamaz
yan etkilerinden mi şikayetçi
çok iyi bir doktor bulup ikna etmeniz lazım
yan etkilerinden mi şikayetçi
çok iyi bir doktor bulup ikna etmeniz lazım
0
bay b
Merhaba,Duyuruda çok başlık var ama güncel olarak yeni bilgiler gelir belki.Cuma öğlen olmadan Uçhisar'da olacağız iki kişi ve Uçhisar'da kalacağız.Pzt'si yok sayalım uçak öğlen çünkü, toplamda 2.5 gün yani.Araba yok, ama belki bir gün için kiralanabilir detaylı kafaya göre gezmek için.Ihlara, Derin
Merhaba,
Duyuruda çok başlık var ama güncel olarak yeni bilgiler gelir belki.
Cuma öğlen olmadan Uçhisar'da olacağız iki kişi ve Uçhisar'da kalacağız.
Pzt'si yok sayalım uçak öğlen çünkü, toplamda 2.5 gün yani.
Araba yok, ama belki bir gün için kiralanabilir detaylı kafaya göre gezmek için.
Ihlara, Derinkuyu gibi bölgenin dışında olan yerler harici mutlaka görülmesi gereken yerler nerelerdir? Trekkingi seviyoruz, soğuğa aldırış etmeyiz.
Akşam yemeği için de tavsiye verebilirsiniz.
Teşekkürler
Duyuruda çok başlık var ama güncel olarak yeni bilgiler gelir belki.
Cuma öğlen olmadan Uçhisar'da olacağız iki kişi ve Uçhisar'da kalacağız.
Pzt'si yok sayalım uçak öğlen çünkü, toplamda 2.5 gün yani.
Araba yok, ama belki bir gün için kiralanabilir detaylı kafaya göre gezmek için.
Ihlara, Derinkuyu gibi bölgenin dışında olan yerler harici mutlaka görülmesi gereken yerler nerelerdir? Trekkingi seviyoruz, soğuğa aldırış etmeyiz.
Akşam yemeği için de tavsiye verebilirsiniz.
Teşekkürler
0
Şimdi birkaç tavsiye: Öncelikle araba kiralayın. Yoksa gezmek işkence olur zira gezilip görülecek yerler birbirine çok uzak. İlkin çifte peribacalarını görün. önemli. yol üstünde bir yerde olduğu için arabayla gideceksiniz. sonra avanos'ta atölyeleri gezin. testi kebabı yiyin. orada ürgüp'te sanırım çıkışta bir kaya içine oyulmuş ünlü bir kilise vardı, o iyi. oraya bakın. derinkuyu'ya gidin, ıhlara vadisi biraz sıkıntı. inmesi-çıkması dert. bir gün alır ama o kadar vakit ayırmaya gerek yok. içinde bir dünya kilise var ama hepsi aynı neredeyse. orada inip 1-2 saat dolanıp çıkabilirsiniz. Kapadokya'da zaten her yer peribacası. ürgüp'te peribacaları arasında dolaşın. Sanırım Avanos merkezde güzel bir lokanta vardı (yukarıda bahsettiğim). büyük, iki katlı. dolaşırken gçrürsünüz mutlaka. orası iyiydi. Avanosun merkezi de güzel. Sonuç: derinkuyu ve ıhlara 4-5 saat alır ve şehre uzak. Oralara aşlangıç ve bitişte gidin. 1 gün ürgüp-göreme, 1 gün de avanos'a bakın. Google maps kullanabilirsiniz, önemli yerler işaretli.
0
Araba kiralayın
Ihlara başlı başına tüm kapadokyadan daha güzel.
Restoran "Pumpkin"'e gidin mutlaka, ama rezervasyon gerekiyor.
Ihlara başlı başına tüm kapadokyadan daha güzel.
Restoran "Pumpkin"'e gidin mutlaka, ama rezervasyon gerekiyor.
0
alvarez
Ekşi sözlükte bunun allahla ilgisi yok arapların merhaba demesi gibi demişler ama selam allahın isimlerinden birisi değil mi?https://eksisozluk.com/entry/83605252Bir de kuranı arapça okumayla ilgili bilgiler var. Bildiğim kadarıyla kuranın dili tam arapça dağil hatta arapların da okuyamadığı falan s
Ekşi sözlükte bunun allahla ilgisi yok arapların merhaba demesi gibi demişler ama selam allahın isimlerinden birisi değil mi?
eksisozluk.com
Bir de kuranı arapça okumayla ilgili bilgiler var. Bildiğim kadarıyla kuranın dili tam arapça dağil hatta arapların da okuyamadığı falan söylenmekte, bu doğru mu? Kuran dili diye geçiyor falan
eksisozluk.com
Bir de kuranı arapça okumayla ilgili bilgiler var. Bildiğim kadarıyla kuranın dili tam arapça dağil hatta arapların da okuyamadığı falan söylenmekte, bu doğru mu? Kuran dili diye geçiyor falan
0
Mesela Lübnan'da bir taksi şoförü sadece Türklerin böyle selamlaştığını söylemişti. Diğer ülkelerde durum ne bilmiyorum ama araplar çok kullanmıyor diye anladım.
0
"Benden sana/size zarar gelmez" merhaba'nın anlamı. Selamünaleyküm ise "Barış üzerinize olsun" demek.
0
"Selamın Aleyküm" selam/selamet üzerine olsun anlamında, Allah ismi filan yok.
"Es-Selamu Aleyküm" dersen Allah'ın selamı üzerine olsun anlamı çıkar.
Selamın Aleyküm dediğimde arapça konuşmamak için "merhaba" diyen kerizler de var, ulan ikisi de arapça :)
"Es-Selamu Aleyküm" dersen Allah'ın selamı üzerine olsun anlamı çıkar.
Selamın Aleyküm dediğimde arapça konuşmamak için "merhaba" diyen kerizler de var, ulan ikisi de arapça :)
0
umman'da yaşadım. selamu aleyküm ve rahmetullah ve berakatü diye gidiyor adamların selamlaşmaları bitmiyor yoruluyordum dinlerken
0
@john bloor Selamün aleyküm ve esselamu aleyküm aynı şeydir ve selam üzerinize olsun demektir. Allah'ın adını anmak istersen ve rahmetullah diye Allah'ın rahmeti diye devam edersin.
Selam adı üstünde selam, selamet ve baris anlamına geliyor
@microfisction merhaba'nin öyle bir anlamı yok merhaba de selam anlamında kullanılan bir sözcük Arapçada. Hello gibi yani. Zaten merhaba'nin Arapça kelime yapısına uymaz o dediğinizin anlami.
Selam adı üstünde selam, selamet ve baris anlamına geliyor
@microfisction merhaba'nin öyle bir anlamı yok merhaba de selam anlamında kullanılan bir sözcük Arapçada. Hello gibi yani. Zaten merhaba'nin Arapça kelime yapısına uymaz o dediğinizin anlami.
0
Peygamberimizin tavsiyesi var, "aranızda selamı yayın" diye. Selam vermek ve almak sevap sayılıyor. Ancak bunun şekli önemli midir bilmiyorum. Şeklinden çok, özü önemli bence.
Apartmandaki komşunu görünce, iş yerine girince, bir dükkana girince vs: gülümse, selam de, merhaba de, günaydın de, selamün aleyküm de. ama illa bir şey de. Önemli olan o.
.
Apartmandaki komşunu görünce, iş yerine girince, bir dükkana girince vs: gülümse, selam de, merhaba de, günaydın de, selamün aleyküm de. ama illa bir şey de. Önemli olan o.
.
0
@nick dediğin;
eğer yanlış hatırlamıyorsam "es-selam" Allah'ın isimlerinden biri, iki cümle arasında fark var diye hatırlıyorum.
eğer yanlış hatırlamıyorsam "es-selam" Allah'ın isimlerinden biri, iki cümle arasında fark var diye hatırlıyorum.
0
@john bloor Arapça'da isimler ya basina el alir ya da sonuna ün. Kelime (eğer sonuna aitlik gibi baska bir belirlilik takisi eklenmemiş ise ) baska sekilde olamaz. El ise (sonraki harf durumuna gore es olur en olur er, et eş olur) ingilzcedeki the gibidir. Eger isim sonuna ün alirsa o bir eki almis olur. Selamun bir selam, kitabün bir kitap demektir. Gelelim konuya bir kisiye selam verirken selamun (bir selam) kullanilir. Cogul kisiye bir selam olmaz o zaman da esselamü kullanilir. Çoğu kisi bilmese de bir kişiye selam verirken selamün aleyküm birden fazla kişiye verirken esselamü aleyküm deniliyor. Fark sadece bu. Umarim anlatabilmisimdir.
0
el takısı belirli yapar
ke: sana/size
küma: siz ikiniz
küm: sizler
aleyküm zaten çoğuldur ve kalıptır
kuran da hem es-selam hem selam aleyküm şeklinde kullanışı var
2. sorun
araplar günlük dil oluşturmuşlar kendilere, her ülkede farklı
azerice türkçe arasındaki fark gibi düşünebilirsin, konuşurken dil bilgisini takmıyorlar
kuran ise indiği zamanın arapçası ve dil bilgisiyle geliyor, arap dil bilgisi kuran'daki kurallara göre günümüze geliyor (fasih arapça)
arap çocuklar da bunu ilkokuldan itibaren öğreniyorlar
tabi bir aile çocuğunu fasih arapçayla büyütebilir bu sefer de sokak dilinde zorlanır
çok salakça bir durum, kuran dili varken farklı dillere ayrılıyorlar
aynı mezhepler gibi
ke: sana/size
küma: siz ikiniz
küm: sizler
aleyküm zaten çoğuldur ve kalıptır
kuran da hem es-selam hem selam aleyküm şeklinde kullanışı var
2. sorun
araplar günlük dil oluşturmuşlar kendilere, her ülkede farklı
azerice türkçe arasındaki fark gibi düşünebilirsin, konuşurken dil bilgisini takmıyorlar
kuran ise indiği zamanın arapçası ve dil bilgisiyle geliyor, arap dil bilgisi kuran'daki kurallara göre günümüze geliyor (fasih arapça)
arap çocuklar da bunu ilkokuldan itibaren öğreniyorlar
tabi bir aile çocuğunu fasih arapçayla büyütebilir bu sefer de sokak dilinde zorlanır
çok salakça bir durum, kuran dili varken farklı dillere ayrılıyorlar
aynı mezhepler gibi
0
@nick dedigin, Yanlış biliyormuşum, evet. Merhaba'nın şöyle bir anlamı varmış: www.nisanyansozluk.com
0
valarmurgulis
Bir kaç yerden iyi bir dizi olduğunu duydum. YouTube da karşıma çıkınca da izleyeyim dedim. 7 bölüm oldu ama sıkıldım şimdiden. İlk bir kaç bölüm güzeldi sadece. Sonrası sıkıcı oldu. Sorum şu, izlemeye değer mi bu dizi yoksa gerek yok mu?
Bir kaç yerden iyi bir dizi olduğunu duydum. YouTube da karşıma çıkınca da izleyeyim dedim. 7 bölüm oldu ama sıkıldım şimdiden. İlk bir kaç bölüm güzeldi sadece. Sonrası sıkıcı oldu. Sorum şu, izlemeye değer mi bu dizi yoksa gerek yok mu?
0
aslında ilerledikçe güzel bana kalırsa türkiye'de eli yüzü düzgün, hikayeli en iyi dizilerden biri. fakat 7 bölüm izlemene rağmen sarmadıysa izleme, bu tarz eski dizileri izlemek zordur, çünkü bilmem kaç sezonluk dizi bir tık ile önünde. haliyle heyecanlandırmıyor insanı, kolay kolay giremiyorsun içine vakit alıyor.
0
bence değmez ya...
ben de başlamıştım, 10 bölüm falan izledim, "ezel diye delirdikleri bu muymuş?" dedim bıraktım.
yani izlersen izleniyor, bir şekilde izliyorsun da, içine giremedim ben.
belki de sorun bendedir.
mesela merhamet, öyle bir geçer zaman ki falan çok çok daha iyi diziler bana göre.
belki genel hikaye ya da kurgu olarak değildir, çünkü Ezel'i o açıdan çok övüyorlar.
ama daha izlenebilir, daha içine girilebilen diziler.
ezel bana biraz zorlama gelmişti.
ben de başlamıştım, 10 bölüm falan izledim, "ezel diye delirdikleri bu muymuş?" dedim bıraktım.
yani izlersen izleniyor, bir şekilde izliyorsun da, içine giremedim ben.
belki de sorun bendedir.
mesela merhamet, öyle bir geçer zaman ki falan çok çok daha iyi diziler bana göre.
belki genel hikaye ya da kurgu olarak değildir, çünkü Ezel'i o açıdan çok övüyorlar.
ama daha izlenebilir, daha içine girilebilen diziler.
ezel bana biraz zorlama gelmişti.
0
dizi zamana ve kisiye gore degisiyor ayni kiside bile degisiyor.
2000 miydi 2001 yili miydi neydi cnbcede passions diye dizi vardi. deli gibi severek izlerdim. cuceden de korkardim.
gecen boyle dizi vardi bi bakayim yeniden izleyem dedim. aman allahim o ne uyduruk ne igrenc ne berbat diziymis neresini seviyorduk da izliyorduk bilmiyorum.
ama surekli izleyebilecegim diziyi de kimse sevmiyor em sevdigim dizilerden biri mesela northern exposure ama kimse sevmez.
ezel'i hicbir zaman sevmedim. hele meshur bi eyşan mi ne vardi. benim arkadas da hastaysiydi.
kisacasi baskanim seni tanimiyoruz. kalburusu bakarsak tirt dizi diyebilirim. en azindan bu yillarda bu bolluk varken...
2000 miydi 2001 yili miydi neydi cnbcede passions diye dizi vardi. deli gibi severek izlerdim. cuceden de korkardim.
gecen boyle dizi vardi bi bakayim yeniden izleyem dedim. aman allahim o ne uyduruk ne igrenc ne berbat diziymis neresini seviyorduk da izliyorduk bilmiyorum.
ama surekli izleyebilecegim diziyi de kimse sevmiyor em sevdigim dizilerden biri mesela northern exposure ama kimse sevmez.
ezel'i hicbir zaman sevmedim. hele meshur bi eyşan mi ne vardi. benim arkadas da hastaysiydi.
kisacasi baskanim seni tanimiyoruz. kalburusu bakarsak tirt dizi diyebilirim. en azindan bu yillarda bu bolluk varken...
0
13. bölümde bu ne be diyip bıraktım. Çok saçma bi dizi. Ayrıca Kenan İmirzalıoğlu hayatımda gördüğüm en kötü oyuncu. Oyunculuktan kazandığı her kuruş haram olsun. Boyu uzun diye zamanında kazandığı best model yarışmasının ekmeğini yiyor inanılmaz.
0
56. bölüme gelince ben de aynı hisse kapıldım. bi buçuk saat dizi olur mu lan dedim hatta. 2 ay ara verdim sonra aklıma esti gelmişken buraya bitireyim dedim. toplam 71 bölüm. of abi o son 15 bölüm neydi öyle ya, cidden iyiki izlemeye devam etmişim. turkish masterpiece resmen.
0
gerek yok, değmez. şu dandik diziye ayıracağın zamanla 10 tane kaliteli dizi izlersin. 7 bölüm fazla bile dayanmışsın. benim de birkaç arkadaşım 10. bölüm civarı sıkılıp bıraktı ki bence fazla bile dayandılar. ben zamanında yaratılan hype'a kapılıp sürü psikolojisi ile izlemiştim ancak ziyan olan vakte acıyorum. o da sadece ilk sezonu izleyebildim, ikinci sezona tahammül edebilmek mümkün değil, aşırı kötü. şu an izlemeye kalksaydım birkaç bölüm sonra asla devam edemezdim.
0
dizi güzel. en iyi yerli dizi diyebilirim. Bana kalırsa asıl güzel olan kısımlar ikinci sezondaydı.
ama ilk yedi bölümü sevmediyseniz izlemeyin. zevk meselesi neticede.
ama ilk yedi bölümü sevmediyseniz izlemeyin. zevk meselesi neticede.
0
Ben de ilk defa geçen sene izledim, bu güne kadar izlediğim en iyi Türk dizilerindendir.
Bi kere kurgu ve hikaye çok güzel, flashbackler olay örgüleri şahane.
7 bölümdür beğenmediyseniz ya size hitap etmiyordur ya da birşeylerle uğraşırken bir yandan da diziyi izliyorsunuzdur, kaçırıyorsunuzdur bir şeyleri.
Bi kere kurgu ve hikaye çok güzel, flashbackler olay örgüleri şahane.
7 bölümdür beğenmediyseniz ya size hitap etmiyordur ya da birşeylerle uğraşırken bir yandan da diziyi izliyorsunuzdur, kaçırıyorsunuzdur bir şeyleri.
0
babilbaligi
Ankara çıkışlı, çocukla (5) gidilecek. İstenen sakin, sessiz bir 5 gün geçirmek. Hangisini seçelim sizce?p.s. maliyetler yaklaşık aynı.
Ankara çıkışlı, çocukla (5) gidilecek. İstenen sakin, sessiz bir 5 gün geçirmek.
Hangisini seçelim sizce?
p.s. maliyetler yaklaşık aynı.
Hangisini seçelim sizce?
p.s. maliyetler yaklaşık aynı.
0
kapadokya keyifli olur, ankaraya da daha yakin :) cocukla yapilacaklar seyler de daha cok
0
Kapadokya kesinlikle, Büyükada da güzel ama 5 gün çok bence orası için. İyi tatiller şimdiden :)
0
avianthem
lisedeyken başladı. üniversiteye gidince geçer dedim, geçmedi. işe atılınca geçer dedim, geçmedi. girmediğim ortam, tanımadığım insan, görmediğim olay kalmadı. "evlenince geçer belki." dedim, evlendim geçmedi. iş hayatında beklediğim başarıları elde edince de dolmadı o boşluk.olmuyor. dolmuyor. süre
lisedeyken başladı. üniversiteye gidince geçer dedim, geçmedi. işe atılınca geçer dedim, geçmedi. girmediğim ortam, tanımadığım insan, görmediğim olay kalmadı. "evlenince geçer belki." dedim, evlendim geçmedi. iş hayatında beklediğim başarıları elde edince de dolmadı o boşluk.
olmuyor. dolmuyor. sürekli bir olmamışlık hissi.
ne yapmak gerek bilmiyorum. 30'a gelince bir de üzerine "artık yaşlanıyoruz." tribine girmeye başladım. bugüne kadar boş bir hayat yaşadığımı söyleyemem asla, ama olmuyor. bu da beraberinde mutsuzluk getiriyor.
yazayım dedim öyle.
olmuyor. dolmuyor. sürekli bir olmamışlık hissi.
ne yapmak gerek bilmiyorum. 30'a gelince bir de üzerine "artık yaşlanıyoruz." tribine girmeye başladım. bugüne kadar boş bir hayat yaşadığımı söyleyemem asla, ama olmuyor. bu da beraberinde mutsuzluk getiriyor.
yazayım dedim öyle.
0
Yanlış tercihler yapmışsın gibi. Biraz düşün geriye bakıp gerçekten ne istediğinin farkında mıydın bugüne kadar?
0
İnsan içindeki boşluğu dışarıdaki şeylerle dolduramaz diye düşünüyorum. Bir süre oyalanir ancak.
Gerçekten neyi istiyorum? Gerçekten neyi seviyorum? Gerçekten ne ile mutluyum? Sorularına bir cevabın varsa bunları belirleyip bunları yapmalısın. Tamamen değilse bile aşama aşama.
Eğer bu sorulara bir cevabın yoksa bir uzmandan yardım alabilirsin. Bu bir depresyon da olabilir
Gerçekten neyi istiyorum? Gerçekten neyi seviyorum? Gerçekten ne ile mutluyum? Sorularına bir cevabın varsa bunları belirleyip bunları yapmalısın. Tamamen değilse bile aşama aşama.
Eğer bu sorulara bir cevabın yoksa bir uzmandan yardım alabilirsin. Bu bir depresyon da olabilir
0
Sanata yönel bence. Kitap oku en azından. Ruhsal boşluk, olmamışlık duygu ve düşüncelerin ifade bulamamasından ileri gelir.
0
5 vakit namaz kıl, senede bir defa kurban kes, paran oldukça zekat ver, hacca git, kuran oku
0
Ya tercihlerin karşısında kendine dürüst değildin ya da çevrenden beklediğin takdiri göremedin bence. Şunu yapayım geçer bunu yapayım geçer diye düşündün ve geçmediyse derim ki tercihlerini yanlış yapmışsın. Ne bileyim istediğin bölümü okumamış, istediğin ortamlara girmeyi atlamış, istediğin eşi seçmemişsin vs. Ha diyorsan ki seçimlerimde hiç bir yanlışlık yok, o zaman diğer seçenek olan başarıların karşısında takdir görememen derim. Seni destekleyen, onaylayan insanlar azdır çevrende belki. Ya da kişilik bozukluğun vardır içinde birini memnun etsen diğeri olmuyordur.
0
soru cevap 1tl
Öksürük ve hafif bir boğaz kaşıntısı var. Boğazımda ağrı ve yutkunma güçlüğü yok. Ayrıca bademcik üzerinede beyazlama da yok. Ağır kokularla karşılaşınca hemen öksüresim geliyor daralıyorum. Ayrıca kafamı havaya kaldırıp tavana baktığımda direk öksüresim geliyor. Başlarda kuru öksürük varken simdi b
Öksürük ve hafif bir boğaz kaşıntısı var. Boğazımda ağrı ve yutkunma güçlüğü yok. Ayrıca bademcik üzerinede beyazlama da yok. Ağır kokularla karşılaşınca hemen öksüresim geliyor daralıyorum. Ayrıca kafamı havaya kaldırıp tavana baktığımda direk öksüresim geliyor. Başlarda kuru öksürük varken simdi balgamlı öksürüğe döndü. Halsizlik, burun & geniz akıntısı, ateş vs gibi belirtiler yok. Sizce bu nedir?
0
Ekleme: boğazımı temizleme gereği duyup öksürdüğümde oranın çok tahriş olduğunu hissediyorum. Ayrıca hafif ses kısıklığı var.
0
pstm
kız bunu istiyorum her şeyin bi başlangıcı vardır diyo ama çok hızlı oldu genel olarak korkuyorum görüntülerimi alıp şantaj falan yapma gibi bi ihtimal var mıdır nedir?
kız bunu istiyorum her şeyin bi başlangıcı vardır diyo ama çok hızlı oldu genel olarak korkuyorum görüntülerimi alıp şantaj falan yapma gibi bi ihtimal var mıdır nedir?
0
sazan.avi gibi bir şey olmadığını düşünüyorsan aç. oturup karşılıklı çayınızı için, muhabbetinizi edin. hemen soyunup şpagat açma kameranın önünde, bir bak bakalım nasıl olacak nereye gidecek mevzu.
0
@cay koy geliyorum bro konuşmamızda direk cam sex lafı geçti %95 ihtimal öyle olucak ben bi mallık yapmazsam
0
8-9/10 luk bi tipin yoksa sazan.avi kardesim hic seapma. İngiltere’de erkek mi kalmamis?
0
death haklı. 8 9luk tipin olsa burada bile kızlar yağardı üzerine
0
neoluyokardesimnebutantantana
antibiyotik verdi,öksürük şurubu falan verdi.gün içinde öksürük çok olmuyor ama gece uyutmuyor.demin bir öksürük krizine girdim asla durmuyor.tavsiyeniz var mı?
antibiyotik verdi,öksürük şurubu falan verdi.gün içinde öksürük çok olmuyor ama gece uyutmuyor.demin bir öksürük krizine girdim asla durmuyor.tavsiyeniz var mı?
0
Başka bir doktora görünmeni tavisye ederim öncelikle. Çünkü farenjitlerin yaklaşık %95'i viral olur, yani antibiyotik kullanımını gerektirmez. Tükrük testi yapmadan bakteriyel olup olmadığına karar veremez.
Farenjit isen boğaz spreyi veya gargara da vermiş olması lazım. Onu düzenli kullan.
Bal ye.
Ilık, tarçınlı süt iç.
Muhtemelen antienflamatuar bir ilaç da vermiştir. Ama sen yine de adaçayının antienflamatuar etkisinden yararlanabilirsin.
Geçmiş olsun.
Farenjit isen boğaz spreyi veya gargara da vermiş olması lazım. Onu düzenli kullan.
Bal ye.
Ilık, tarçınlı süt iç.
Muhtemelen antienflamatuar bir ilaç da vermiştir. Ama sen yine de adaçayının antienflamatuar etkisinden yararlanabilirsin.
Geçmiş olsun.
0
kronik bende, her faranjitimde soruyorum antibiyotik içmesem olur mu diye daha allahın 1 doktoru olmaz demedi, bir taneside faranjit antibiyotiksiz geçmez dedi.+garagara önemli.
0
Boğaz spreyleri oluyor. Böyle boğaza yakma hissi vererek rahatlatıyor. Askerde olmuştum ben de 2 ayda geçti o öksürük krizlerim.
0
Farenjit bakteriyel de olabilir. Bakteriyel olduğunda antibiyotik kullanımını gerektirir; ama dediğim gibi, bakteriyel farenjitin oranı yaklaşık %5'tir. Farenjitte test yapmadan antibiyotik yazan doktora gitmeyin. Size yazık diye söylüyorum. Her yerde bas bas bağırıyor insanlar "akılcı antibiyotik kullanımı" bilinci yerleşsin diye. Ama maalesef daha bunu oturtamayan hekimler var. Yarın bir gün daha ciddi, gerçekten antibiyotik kullanmanızı gerektiren hastalıklara yakalandığınızda her hastalıkta kullandığınız antibiyotikler yüzünden kullanacağınız antibiyotikler işe yaramayacak. Buna üzülüyorum. :( En masum görünen ağrı kesici bile çeşitli yan etkilere sebep oluyor. Antibiyotik gibi ciddi bir ilacı gerçekten gerekmedikçe kullanmayın lütfen, rica ediyorum. Kendinizi düşünmüyorsanız gelecek nesilleri düşünün. Antibiyotiğe dirençli bakteriler hep bizim yüzümüzden oluşuyor. :(
0
mebucain pastil ve imumax sprey al ve talimatlarına göre kullan. bol bol dinlen, hatta mümkünse yat. bol ve ılık su iç, iyi beslen. iş yaparak dinlenmeden de geçirebilirsin ama iyileşmesi baya uzun sürer, yatarsan bikaç güne geçiyor.
0
mebucain ve spreye ek olarak; limonu ortadan kesip toz şekere batırarak em.
çok yakar, ama sonrasında resmen boğaz ağrısını bir süreliğine kesiyor.
uyumadan önce yaparsan rahatlatır biraz.
çok yakar, ama sonrasında resmen boğaz ağrısını bir süreliğine kesiyor.
uyumadan önce yaparsan rahatlatır biraz.
0
kocakari ilaci olacak biraz ama benim de gece uyutmayan oksurugum vardi hasta oldugumda. ayagimin altina(tabanina) ya da bazen gogsume gece yatarken tigerbalm surup oyle yatiyordum. bunu yaptigim geceler daha rahat uyumustum.
tigerbalm eczanelerde var mi bilmiyorum ama vicks (ya da sanci idi galiba) kullanabilirsiniz.
ayrica bogaz gargarasi/spreyi cok ise yariyor. bir de ben sutun icine zencefil, zerdecal ve tarcin atip isittiktan sonra suzup iciyordum baya rahatlatiyordu.
tigerbalm eczanelerde var mi bilmiyorum ama vicks (ya da sanci idi galiba) kullanabilirsiniz.
ayrica bogaz gargarasi/spreyi cok ise yariyor. bir de ben sutun icine zencefil, zerdecal ve tarcin atip isittiktan sonra suzup iciyordum baya rahatlatiyordu.
0
potsdamer
Şimdi ben normalde içeriye devamlı mal satan bir firmayım. daha önce dışarıya satmadım. sonra yurtdışında güzel kar getirecek müşteriler buldum. fiyatta vs. anlaştık. ayda ortalama 20.000 dolarlık ihracat yapacağım.bundan sonraki süreç nasıl işler.bir firmada ihracatla ilgilenen vs varsa aydınlatab
Şimdi ben normalde içeriye devamlı mal satan bir firmayım. daha önce dışarıya satmadım. sonra yurtdışında güzel kar getirecek müşteriler buldum. fiyatta vs. anlaştık. ayda ortalama 20.000 dolarlık ihracat yapacağım.bundan sonraki süreç nasıl işler.bir firmada ihracatla ilgilenen vs varsa aydınlatabilir mi?ürün en standart tekstil ürünü ve tek ürün gidecek hep.
internette akreditif,menşe vs her şey anlatılmış fakat pratiği nasıldır öğrenmek istiyorum.
internette akreditif,menşe vs her şey anlatılmış fakat pratiği nasıldır öğrenmek istiyorum.
0
lojistik firması buluyorsun. bir tane gümrük firması buluyorsun.
malı tıra yüklüyorsun. tır gümrüğe gidiyor. gümrük firması senin malının işlemlerini yapıyor.
tır gümrükten çıkıyor. ülkeye gidiyor malı teslim ediyor.
ödeme alma işlemi değişiyor. istersen ön ödeme. istersen malı yüklediğin an. istersen mal o ülkenin gümrüğüne glediği an paranı alacak şekilde anlaşabilirsin. akredif bu tür anlaşmalarda bankayı güvenilir 3. aracı olarak koyuyor. satın alan firma akredif açıyor bankaya. parayı bankaya veriyor. banka bakıyor mal gümrüğe geldi mi ? geldiyse parayı satıcı firmanın hesabına koyuyor. biz genelde öyle çalışıyoruz. gübre.
malı tıra yüklüyorsun. tır gümrüğe gidiyor. gümrük firması senin malının işlemlerini yapıyor.
tır gümrükten çıkıyor. ülkeye gidiyor malı teslim ediyor.
ödeme alma işlemi değişiyor. istersen ön ödeme. istersen malı yüklediğin an. istersen mal o ülkenin gümrüğüne glediği an paranı alacak şekilde anlaşabilirsin. akredif bu tür anlaşmalarda bankayı güvenilir 3. aracı olarak koyuyor. satın alan firma akredif açıyor bankaya. parayı bankaya veriyor. banka bakıyor mal gümrüğe geldi mi ? geldiyse parayı satıcı firmanın hesabına koyuyor. biz genelde öyle çalışıyoruz. gübre.
0
anladım. yani benim anladığım,yapmam gereken şu yanlışım varsa düzeltin
anlaştıktan sonra müşteriye bir proforma fatura gönderiyorum. içinde fiyat ve teslim şekline göre taşıma ücreti vs.. ayrıca banka bilgisini de ekliyorum. müşteri o banka bilgisine göre akreditif açıyor. akreditif şartlarını inceleyip,onaylayıp malı hazırlamya başlıyoruz.gümrük firması beyannameyi hazırlıyor. sonra lojistikçi malı teslim alıp gümrüğe götürüyor. anlaştığımız gümrük firmasının yetkilileri beyannameyle birlikte gümrükten çıkarıyor ve diğer ülkenin gümrüğüne girdiğinde para bizim bankaya geçmiş oluyor. burdaki koordinasyonu tam anlamasam da süreç bu yani.
peki diyelim ki güvene dayalı bir ticaretimiz var. yani adam benim hesabıma parayı direkt gönderdi. ben de malı çıkardım ve gönderdim. veya mal teslim edildikten sonra aynı şekilde gönderecek. bunun bir engeli vs. var mı? yani ben mesela ihracat kdv iadesi alırken direkt bankaya gelen parayı bedeli olarak gösterebilir miyim mesela.
anlaştıktan sonra müşteriye bir proforma fatura gönderiyorum. içinde fiyat ve teslim şekline göre taşıma ücreti vs.. ayrıca banka bilgisini de ekliyorum. müşteri o banka bilgisine göre akreditif açıyor. akreditif şartlarını inceleyip,onaylayıp malı hazırlamya başlıyoruz.gümrük firması beyannameyi hazırlıyor. sonra lojistikçi malı teslim alıp gümrüğe götürüyor. anlaştığımız gümrük firmasının yetkilileri beyannameyle birlikte gümrükten çıkarıyor ve diğer ülkenin gümrüğüne girdiğinde para bizim bankaya geçmiş oluyor. burdaki koordinasyonu tam anlamasam da süreç bu yani.
peki diyelim ki güvene dayalı bir ticaretimiz var. yani adam benim hesabıma parayı direkt gönderdi. ben de malı çıkardım ve gönderdim. veya mal teslim edildikten sonra aynı şekilde gönderecek. bunun bir engeli vs. var mı? yani ben mesela ihracat kdv iadesi alırken direkt bankaya gelen parayı bedeli olarak gösterebilir miyim mesela.
0
ne ile gönderdiğine bağlı. fob gönderim yaparsan direkt alırsın ürün bedelini, cif gönderimde sadece ürün bedelini alırsın. bir lojistik firması bulursan fob daha avantajlı olur senin için alıcı da kabul ediyorsa ve parayı direkt göndermeyi kabul ediyorsa malları teslim almadan.
akreditif usulü yapmıyorsan süreç nasıl işler bilmiyorum ama alırsın tabii kdv indirimi.
komple sallıyor da olabilirim, zaten bu işi yapan kişi herhalde bedavaya vermez bilgileri.
akreditif usulü yapmıyorsan süreç nasıl işler bilmiyorum ama alırsın tabii kdv indirimi.
komple sallıyor da olabilirim, zaten bu işi yapan kişi herhalde bedavaya vermez bilgileri.
0
Öncelikle gümrükçü buluyorsun onlara para verdiğin için darlayıp tüm süreci detaylı şekilde soruyorsun, öğreniyorsun.
Malzemeler kara yoluyla gidecekse EXW teklif ilet nakliyeyi müşterin ayarlasın.
Malzemeler kara yoluyla gidecekse EXW teklif ilet nakliyeyi müşterin ayarlasın.
0
neil manke
rivotril, efexor, lustral, rexapin. ağır depresyon, sosyal anksiyete, genel anksiyete.sizin?
rivotril, efexor, lustral, rexapin. ağır depresyon, sosyal anksiyete, genel anksiyete.
sizin?
sizin?
0
benim normal halim depresif olduğu için hiç kullanmadım
bırakmak üzere olduğum bir antipsikotik var inşallah
bırakmak üzere olduğum bir antipsikotik var inşallah
0
yaklaşık 4-5 yıl prozac kullandım. şu an kullanmıyorum. sebepleri seninkiler ile aynıydı.
0
cipralex kullanıyorum 10 mglık 1 tablet sabahkları
depresyon ve yaygın anksiyete için
depresyon ve yaygın anksiyete için
0
Yaygın Anksiyeteden dolayı 100 mg lustral.
Bazende tranko buskas. Bazen dediğim çok gerildiğim zaman.
Bazende tranko buskas. Bazen dediğim çok gerildiğim zaman.
0
insomniac
Ütü yapamıyorum. Günlük giyimde ütüsüz gömlek giyilir mi?
Ütü yapamıyorum. Günlük giyimde ütüsüz gömlek giyilir mi?
0
takim elbise icine giyilen gomlekler hic hos gorunmuyor. ama oyle bir zorunlulugunuz yoksa utu gerektirmeyen veya yikandiktan sonra duzgun asilirsa utusuz giyilebilen gomlek kumaslari var.
0
takım elbise içine giyilen klasik gömlekler giyilmez. ama oduncu tarzı, keten vs değişik kumaşlar giyiliyor.
0
her şey ütüsüz giyilir, gömlek giyilmez. ütüsüz giyilen bazı modelleri ayrı tutuyorum.
eğer ütü yapmakla uğraşmak istemiyorsan non-iron modeller var. onlara bakabilirsin.
eğer ütü yapmakla uğraşmak istemiyorsan non-iron modeller var. onlara bakabilirsin.
0
non-iron modelleri deneyebilirsin, utulu tadi vermez. eger cidden resmi ve sik olman bir yerdeysen kuru temizleme diyorum. kumasina gore duzgunce kuru temizlemeden gecmis bir gomlek 3-5 defa giyilir (kirli, biliyorum).
0
kararsızataletfilozofu
Kpss lisans içintavsiyesi olan var mı ?Benim hocam yayınları kullanan var mı ?konu anlatımlı kitap var ama çözümlü soruları almak istiyorum kaç yıl öncesine kadar ve hangi yayınevinden alayım ?yds ve ales içinde aynı sorularım var.ayrıca çeşitli diğer sınavların içeriğinden oluşan çözümlü sorular sa
Kpss lisans içintavsiyesi olan var mı ?
Benim hocam yayınları kullanan var mı ?
konu anlatımlı kitap var ama çözümlü soruları almak istiyorum kaç yıl öncesine kadar ve hangi yayınevinden alayım ?
yds ve ales içinde aynı sorularım var.
ayrıca çeşitli diğer sınavların içeriğinden oluşan çözümlü sorular sadece benim hocamda gördüm. kaç yılına kadar belli değil. başka var mı ?
Benim hocam yayınları kullanan var mı ?
konu anlatımlı kitap var ama çözümlü soruları almak istiyorum kaç yıl öncesine kadar ve hangi yayınevinden alayım ?
yds ve ales içinde aynı sorularım var.
ayrıca çeşitli diğer sınavların içeriğinden oluşan çözümlü sorular sadece benim hocamda gördüm. kaç yılına kadar belli değil. başka var mı ?
0
Ben pegem ve benim hocam kullanıyorum. Pegem gerçekten alanında uzman. Hatalı soru vs. hiç çıkmadı. Soru cevapları da gayet tatmin edici. 2019 - 2020 kitaplarına çalışıyorum.
0
Son sorunuz için informal karakutu öneririm.
Genel olarak da pegem yediiklim çözün derim
Genel olarak da pegem yediiklim çözün derim
0
Çıkmış sorular son kaç yılın alsam yeterli olur ?
Hangi kitaplar var elinizde link atabilir misiniz ? seçim yapamadım bir türlü.
Hangi kitaplar var elinizde link atabilir misiniz ? seçim yapamadım bir türlü.
0
Çıkmış sorulara çok bakmayın, soru tipleri de sistem de çok değişti ya. Hani az bir bilgi sahibi olmak için çözebilirsiniz ama özellikle eski anayasa sorularının çoğu çöp oldu anayasa değişikliği ile birlikte.
türkçe soruları deseniz, ales'e döndü. tarih deseniz, 1-2 bilgi ağırlıklı sorudan 10-12 bilgi ağırlıklı soruya çıktı. Keza coğrafya da aynı şekilde.
türkçe soruları deseniz, ales'e döndü. tarih deseniz, 1-2 bilgi ağırlıklı sorudan 10-12 bilgi ağırlıklı soruya çıktı. Keza coğrafya da aynı şekilde.
0
ceann deas
Yaşlar 22 k 20 e.Okuduğum şehirde son yılım, memleketlerimiz farklı ben bu yıl mezun olup gideceğim onun daha 2 yılı olacak. Kaldı ki benden hoşlanıp hoşlanmadığını bile bilmiyorum ilk zamanlar bakışlarını yakalıyordum ama yaşımı öğrendikten sonra pek bakmıyor gibi. Çevreme sorduğumda o senden daha
Yaşlar 22 k 20 e.
Okuduğum şehirde son yılım, memleketlerimiz farklı ben bu yıl mezun olup gideceğim onun daha 2 yılı olacak. Kaldı ki benden hoşlanıp hoşlanmadığını bile bilmiyorum ilk zamanlar bakışlarını yakalıyordum ama yaşımı öğrendikten sonra pek bakmıyor gibi. Çevreme sorduğumda o senden daha büyük gösteriyor falan diyorlar ama ne bileyim işte. Uzun zaman sonra ilk kez birisinden hoşlandım ilişki falan olmasa da onu tanımak yanında olmak istiyorum. Normalde bile çekingenken şimdi hoşlandığım kişiyle aramızda böyle bir yaş durumu var ne yapacağım :(
Okuduğum şehirde son yılım, memleketlerimiz farklı ben bu yıl mezun olup gideceğim onun daha 2 yılı olacak. Kaldı ki benden hoşlanıp hoşlanmadığını bile bilmiyorum ilk zamanlar bakışlarını yakalıyordum ama yaşımı öğrendikten sonra pek bakmıyor gibi. Çevreme sorduğumda o senden daha büyük gösteriyor falan diyorlar ama ne bileyim işte. Uzun zaman sonra ilk kez birisinden hoşlandım ilişki falan olmasa da onu tanımak yanında olmak istiyorum. Normalde bile çekingenken şimdi hoşlandığım kişiyle aramızda böyle bir yaş durumu var ne yapacağım :(
0
derdini...
yürü çocuğa kendine sorun yaratmışsın resmen. çekingen falan da olma. girişken ol. özgüvenli ol. hadi kg.
yürü çocuğa kendine sorun yaratmışsın resmen. çekingen falan da olma. girişken ol. özgüvenli ol. hadi kg.
0
Yahu ben ciddi düşünüyorum şunun şurasında 6-7 ay sonra göremeyeceğim diyorum niye derdimi şey ediyorsunuz. Hem yürü demissiniz de ben instagramdan ekledim daha ne yapayim
0
instagramdan ekledin şimdi onun sana bu hareketin karşılığında aşkını ilan etmesini mi bekleyeceksin nasıl ne yapayım? aç muhabbet konusu başla konuşmaya..
0
benim liseden itibaren bütün kız arkadaşlarım en az bir yaş benden büyüktü. mealen oluyorsa olur olmuyorsa olmaz, 2/3 yaş yakın yaşlar bişi olmaz.
0
Aşkın yaşı olmaz. Kuzenim kendinden 5 yaş küçük adamla evli. Oradan biliyorum. Yeter ki Sevgi ve anlayış olsun. Üstesinden gelecektir.
0
Gidip konuşabilecek bir tip degilim. Haftada bir gün 2 saat ayni ortamda bulunuyoruz o arada kaçamak bakışlar atabiliyorum anca. Evet bu yaşıma geldim bi erkege ilgimi nasil belli ederim bilmiyorum taslamayın :(
0
klar
Merhabayın. 1,5 aydır buradayim. Şimdi sosyalleşmenin sırası değil falan diyerek, kimi haftasonlari dışarı dahi çıkmayarak -gerçi bu 1 sefer oldu- bugüne gelmiş bulunuyorum. Ama artık topluma entegre olmaya başlamanın vakti geldi gibi sanki. Erasmus için değil, iş için buradayım. Tamam peki şimdi; 2
Merhabayın.
1,5 aydır buradayim. Şimdi sosyalleşmenin sırası değil falan diyerek, kimi haftasonlari dışarı dahi çıkmayarak -gerçi bu 1 sefer oldu- bugüne gelmiş bulunuyorum. Ama artık topluma entegre olmaya başlamanın vakti geldi gibi sanki. Erasmus için değil, iş için buradayım.
Tamam peki şimdi; 29 yaşında, alkolü ya da gece hayati olmayan bir türk erkeğine süper kreatif sosyalleşme taktikleriniz neler olurdu?
Not: almancam iyi değil, ki zaten sosyalleşmekten beklediğim en somut şey de almancami geliştirebilmek. Tandempartner olayına birini bulursam giricem onu geçebilirsiniz.
Şimdiden teşekkürler.
1,5 aydır buradayim. Şimdi sosyalleşmenin sırası değil falan diyerek, kimi haftasonlari dışarı dahi çıkmayarak -gerçi bu 1 sefer oldu- bugüne gelmiş bulunuyorum. Ama artık topluma entegre olmaya başlamanın vakti geldi gibi sanki. Erasmus için değil, iş için buradayım.
Tamam peki şimdi; 29 yaşında, alkolü ya da gece hayati olmayan bir türk erkeğine süper kreatif sosyalleşme taktikleriniz neler olurdu?
Not: almancam iyi değil, ki zaten sosyalleşmekten beklediğim en somut şey de almancami geliştirebilmek. Tandempartner olayına birini bulursam giricem onu geçebilirsiniz.
Şimdiden teşekkürler.
0
En iyi secenek Aplikasyonlar gibi duruyor saydigin sartlar goz onune alindiginda.
0
meetup, couchsurfing etkinlikleri. bahsetmedigine gore bir hobin yoktur ama bu gruplarda daha basit toplantilar da oluyor. hem o sehirde yasayan yabancilarla hem de almanlarla tanisabilirsin. onun disinda sevgili falan yaparsan (yani yukarida bahsedilen aplikasyonlar) onun cevresiyle kaynasabilirsin.
0
Ha tinder diyosunuz. Ya burasi epey sakin biyer. Cs etkinligi vardir gerci bi bakayim.
0
sakinlikle tinder'in ne alakasi var. sonucta bir tane kiz bulacaksin alti ustu. ki turkiye'dekinden daha yaygin kullaniliyor boyle seyler kimse garipsemedigi icin.
0
benim erasmus yaptigim sehirde Turk ogrenci grubu vardi, sizin sehirde de olabilir facebooktan bakabilirsiniz. bunun disinda yine sehrinizdeki aktif gruplarin facebook gruplarina ulasmaya calisin. couchsurfing dahil. erasmuslularin cok etkinligi oluyor, bizim etkinliklere disardan da katilim oluyordu. bir sekilde onlara sizmaya calisin. esli danslar ve almanca kursunu da tavsiye ederim. Universite kluplerini de arastirin belki onlara da giriyor olabilirsiniz. mesela bazi derslere disardan katilim olabiliyordu. onu da arastirabilirsiniz.
0
silah taciri
İnternette bir ev beğendik diyelim. Ev satılık ama emlakçı vasıtasıyla. Şimdi biz bu emlakçıyı aradan nasıl çıkarabiliriz? Emlakçı biraz çakallık yapıp vergiler + evin bedeli + kendi alacağı paranın toplamını söylüyor. Yani bu 3 şeyin bedelini ayrı ayrı söylemiyor. Ev sahibi bu emlakçıyı aradan çıka
İnternette bir ev beğendik diyelim. Ev satılık ama emlakçı vasıtasıyla. Şimdi biz bu emlakçıyı aradan nasıl çıkarabiliriz? Emlakçı biraz çakallık yapıp vergiler + evin bedeli + kendi alacağı paranın toplamını söylüyor. Yani bu 3 şeyin bedelini ayrı ayrı söylemiyor. Ev sahibi bu emlakçıyı aradan çıkarma hakkına sahip mi yoksa sözleşme vb. bir şey mi oluyor cayma bedeline istinaden?
0
ev sahibini tanıyor musunuz? çevreden soruşturup mu bulacaksınız? yani teknik olarak tabi ki mümkün ama ev sahibi yanaşmayabilir. ya da aralarında sözleşme olabilir. remax mesela yapıyor böyle bi sözleşme. benim bulduğum alıcıya sözleşme bitse dahi 6 ay satamazsın diyor.
0
aralarındaki anlaşmaya bağlı. Bazı emlakçılar şöyle imzalıyor sözleşmeyi; diyor ki bu ev atıyorum 3 ay içinde satılırsa ben satiyim ya da kendin bul ben komisyonumu alırım diyor. Enayi olmayan ev sahipleri bu şekilde imzalamıyor ama. Senin apartmana gidip kapıcıyla komşulara falan sorup ev sahibinin iletişim bilgilerini Alman ve konuşman lazım. Aralarındaki sözleşmeyi bilmeden hiçbi şey diyemeyiz.
0
Kurumsal emlakçı ise zaten sözleşme var aradan cikaramazsiniz. Mahalle arası emlakçı ise, evsahibinin tanidigidir. Sizin için onu satmaz. Emlakcilari sevmesem de ödeyeceksiniz.
0
İnternette bulduğunuz ilan başka emlakcı tarafından veya sahibinden olarak açılmadıysa, tek satıcı bu emlakcıyla sözleşme vardır ve yetkilidir.
Siz emlakcıdan hiç bir hizmet almadan ev sahibine ulaşır ve aracısız satış yaparsanız bu etik olur.
Ama emlakcıdan hizmet alıp, evi gezip, ev sahibi ile iletişim kurdurursanız ve bu aşamadan sonra emlakcıyı aradan çıkarmaya çalışırsanız bu etik olmaz.
Sözleşme varsa ev sahibine ulaşsanız bile sizi emlakcıya yönlendirir.
Ben sattığım daireler için emlakcıyla gelip gezenler sonradan bana ulaştıklarında sözleşmem olmadığı halde emlakcıya yönlendiriyorum.
Siz emlakcıdan hiç bir hizmet almadan ev sahibine ulaşır ve aracısız satış yaparsanız bu etik olur.
Ama emlakcıdan hizmet alıp, evi gezip, ev sahibi ile iletişim kurdurursanız ve bu aşamadan sonra emlakcıyı aradan çıkarmaya çalışırsanız bu etik olmaz.
Sözleşme varsa ev sahibine ulaşsanız bile sizi emlakcıya yönlendirir.
Ben sattığım daireler için emlakcıyla gelip gezenler sonradan bana ulaştıklarında sözleşmem olmadığı halde emlakcıya yönlendiriyorum.
0
Abi yanlış anlaşılmasın emlakçı fetişim yok,küçükken emlakçı şefkatinede maruz kalmadım ama adamın sizin payınıza yuzde 1,5 tapu harcı yuzde 2 komisyon ilave evin bedelini birarada soylemesine çakallık diyip adamı aradan çıkarmaya çalışmanızda çakallık degil mi?
Ev sahibi denien muessese ben aldığıma bakarım hiçbirşeye karışmam diyen ayrı bir çakallık muessesesi zaten,bi dunya adam gelecek neden ugrasayim diye bu arkadaşlara veriyor ve biliyor ki emlakçı evi kendisinden daha hızlı satacak.
Adamda gidiyor,ürünü hazırlıyor,ilan veriyor,gelen bütün aramaları cevaplıyor,evi gezdiriyor.ofisinde çay kahve içip bacak bacak üstüne atıp bi de sigara yakıyorsunuz.
En son bizde evde 3 lu koltuga yatıp sahibinden de istediğimiz lokasyonda,tam istediğimiz gibi filtreleri ayarlayıp o evi buluyoruz,cam gibi ev işte.
Hiç grift işlere girmeye,sonra buraya duyuru açıp avukat var mı özelden bir soru soracağım demeye gerek kalmadan,adam 100 liramı istiyor totalde,aslında bu senin için tamam ama neden komisyon vereyim kafasındasın kes abi yuzde 5-10 aç emlakçıya bende total olan 90 bi kuruş daha ödemem de pası emlakçıyla ev sahibine at.bu havada ev alacak adam bulmuşlar kaçırmazlar bu teklifi.
soruna asıl cevap sözleşme varsa orada yazan komisyonu emlakçı hakkıyla alır.eğer sözleşme yoksa huzursuzluğa hosgeldin.
Ev sahibi denien muessese ben aldığıma bakarım hiçbirşeye karışmam diyen ayrı bir çakallık muessesesi zaten,bi dunya adam gelecek neden ugrasayim diye bu arkadaşlara veriyor ve biliyor ki emlakçı evi kendisinden daha hızlı satacak.
Adamda gidiyor,ürünü hazırlıyor,ilan veriyor,gelen bütün aramaları cevaplıyor,evi gezdiriyor.ofisinde çay kahve içip bacak bacak üstüne atıp bi de sigara yakıyorsunuz.
En son bizde evde 3 lu koltuga yatıp sahibinden de istediğimiz lokasyonda,tam istediğimiz gibi filtreleri ayarlayıp o evi buluyoruz,cam gibi ev işte.
Hiç grift işlere girmeye,sonra buraya duyuru açıp avukat var mı özelden bir soru soracağım demeye gerek kalmadan,adam 100 liramı istiyor totalde,aslında bu senin için tamam ama neden komisyon vereyim kafasındasın kes abi yuzde 5-10 aç emlakçıya bende total olan 90 bi kuruş daha ödemem de pası emlakçıyla ev sahibine at.bu havada ev alacak adam bulmuşlar kaçırmazlar bu teklifi.
soruna asıl cevap sözleşme varsa orada yazan komisyonu emlakçı hakkıyla alır.eğer sözleşme yoksa huzursuzluğa hosgeldin.
0
4000 yıl önce de denenmiş ama başarılı olan olmamış.
encrypted-tbn0.gstatic.com
encrypted-tbn0.gstatic.com
0
@duptıs çok güzel yazmışsın ama gel seninle şu detay üzerinde yoğunlaşalım:
adam evin değerini bana söylemiyor. 500bin tüm masraflar her şey dahil diyor. Ev sahibi 450 alıp geri kalan her şeyin bana kalıp kalmadığını nereden bileceğim? Eh emlakçı bu işi hayrına yapmıyor. Elbette o da bundan para kazanacak ama emlakçılar yüzde üzerinden para kazanıyor normalde. Şu kadar, bu kadar alırım diyemez. Açık bir şekilde evin değeri, vergiler belli olsun o zaman emlakçıya veririm parasını. Emlakçı sadece benden değil, ev sahibinden de alır. Vergileri satan ve alan ortak öder ama haydi vergilerin tamamını alıcı ödesin. Ben yüzde üzerinden ödemek isterken ve olması gereken buysa neden havadan para ödeyeyim?
adam evin değerini bana söylemiyor. 500bin tüm masraflar her şey dahil diyor. Ev sahibi 450 alıp geri kalan her şeyin bana kalıp kalmadığını nereden bileceğim? Eh emlakçı bu işi hayrına yapmıyor. Elbette o da bundan para kazanacak ama emlakçılar yüzde üzerinden para kazanıyor normalde. Şu kadar, bu kadar alırım diyemez. Açık bir şekilde evin değeri, vergiler belli olsun o zaman emlakçıya veririm parasını. Emlakçı sadece benden değil, ev sahibinden de alır. Vergileri satan ve alan ortak öder ama haydi vergilerin tamamını alıcı ödesin. Ben yüzde üzerinden ödemek isterken ve olması gereken buysa neden havadan para ödeyeyim?
0
Dubtıs'a hak veriyorum. Emlakçı o evi buluyor size gezdiriyor elbette hakkını alacak. Bu da ev sahibinden %3, alıcıdan %3 şeklindedir - %2'ye de düşerler.
Size de hak veriyorum; ev sahibi net istediği parayı söyler onun vermediği %3'ü de alıcıya yüklemeye çalışırlar. Bu durumda siz de pazarlık edip mex çıkacağınız parayı söyleyeceksiniz. Evsahibi söylemeden evin gerçek baz fiyatını bilmenize imkan yok. Tek yapabileceğiniz şey pazarlık, o kadar.
Size de hak veriyorum; ev sahibi net istediği parayı söyler onun vermediği %3'ü de alıcıya yüklemeye çalışırlar. Bu durumda siz de pazarlık edip mex çıkacağınız parayı söyleyeceksiniz. Evsahibi söylemeden evin gerçek baz fiyatını bilmenize imkan yok. Tek yapabileceğiniz şey pazarlık, o kadar.
0
@silah taciri, bu maliyet konusunda haklısın. O zaman amacın emlakcıyı aradan çıkarmak değil de hakkı olan net %3'den fazlasını vermemek.
Şöyle söyle "kardeşim sen evin net fiyatını söyle bana, ben tapuyu alacağım ve mal sahibine ödediğim miktarın %3 komisyon hakkını sana vereceğim, sanane benim vergimden harcımdan?"
Şu aşamada çok önemli bir soru sorayım sana, ev sıfır mı?
Şöyle söyle "kardeşim sen evin net fiyatını söyle bana, ben tapuyu alacağım ve mal sahibine ödediğim miktarın %3 komisyon hakkını sana vereceğim, sanane benim vergimden harcımdan?"
Şu aşamada çok önemli bir soru sorayım sana, ev sıfır mı?
0
Ev sıfır olsa ödenmeyecek olan tapu harcını da sanki masraf edilmiş gibi indirecek cebe diyecektim.
Pazarlık için mal sahibiyle görüşmek istediğini, kendisinin komisyonunu ayrıca vereceğini, tapu harcı vs ile ilgilenmemesini söyleyin.
Yok mal sahibiyle görüşmenize gerek yok tek yetkli benim diyorsa yapacak bir şey yok.
Pazarlık için mal sahibiyle görüşmek istediğini, kendisinin komisyonunu ayrıca vereceğini, tapu harcı vs ile ilgilenmemesini söyleyin.
Yok mal sahibiyle görüşmenize gerek yok tek yetkli benim diyorsa yapacak bir şey yok.
0
eve bakmadan önce emlakçıyla pazarlık yapın yazılı kağıda dökün
yüksek ev fiyatlarıyla emlakçı komisyonları çok saçma rakamlara çıkıyor
yüksek ev fiyatlarıyla emlakçı komisyonları çok saçma rakamlara çıkıyor
0
duyuruyu açan arkadaş isyan etmekte haklı bana göre..
emlakçı %3 alır diye bir şey kalmamış ki artık, alayı çakal olmuş yüksekten uçuyor..
mesela bir dönemler 300bin liradan satmak istediğim bir evi emlakçıya vermiştik..
adam gelene gidene 350bin diyormuş.. bunu sonradan öğrendik ve emlakçı ile yolları ayırmıştık..
emlakçı %3 alır diye bir şey kalmamış ki artık, alayı çakal olmuş yüksekten uçuyor..
mesela bir dönemler 300bin liradan satmak istediğim bir evi emlakçıya vermiştik..
adam gelene gidene 350bin diyormuş.. bunu sonradan öğrendik ve emlakçı ile yolları ayırmıştık..
0
vakti zamanında ucundan kıyısından emlakçılık da yapmış biri olarak söyleyim, hiçbir emlakçıya güvenmem.
emlakçı ile satıcı anlaşır, evin fiyatı 400'dür. emlakçı der ki ben %3 senden komisyon alırım. %3 alıcıdan. ev sahibi de ben vermem, komisyonumu satış fiyatına dahil et, onu da alıcıdan al. bu iş böyle gider genelde, emlakçı da demiştir ki o zaman sen 400 istiyorsun, ben istediğim fiyata satarım farkı benim olur. ya da 450'ye satarsam farkı benim olur, daha üstüne satarsam aradaki farkı aramızda bölüşürüz.
böyle bir hesap yapılır genelde.
eğer mahalle arasında bir emlakçıysa sözleşme olmayabilir. ama emlakçı ile ev sahibi ahbap, akraba, uzun zamandır iş yapan birileri olabilir. ev sahibine gitmen sonuç yapmadığı gibi, evi de kaçırabilirsin.
veya ev zaten emlakçınındır, komisyon da almak için ev sahibi var diyordur ev sahibi dediği aslında kayınçosu, karısı falandır.
ben olsam soruştururum önce, aralarında bir organik bağ var mı. buralarda satılık bir ev varmış acaba kaç para istiyor diye sorarım binaya falan. sonra bakarım duruma göre.
emlakçı ile satıcı anlaşır, evin fiyatı 400'dür. emlakçı der ki ben %3 senden komisyon alırım. %3 alıcıdan. ev sahibi de ben vermem, komisyonumu satış fiyatına dahil et, onu da alıcıdan al. bu iş böyle gider genelde, emlakçı da demiştir ki o zaman sen 400 istiyorsun, ben istediğim fiyata satarım farkı benim olur. ya da 450'ye satarsam farkı benim olur, daha üstüne satarsam aradaki farkı aramızda bölüşürüz.
böyle bir hesap yapılır genelde.
eğer mahalle arasında bir emlakçıysa sözleşme olmayabilir. ama emlakçı ile ev sahibi ahbap, akraba, uzun zamandır iş yapan birileri olabilir. ev sahibine gitmen sonuç yapmadığı gibi, evi de kaçırabilirsin.
veya ev zaten emlakçınındır, komisyon da almak için ev sahibi var diyordur ev sahibi dediği aslında kayınçosu, karısı falandır.
ben olsam soruştururum önce, aralarında bir organik bağ var mı. buralarda satılık bir ev varmış acaba kaç para istiyor diye sorarım binaya falan. sonra bakarım duruma göre.
0
eylul
Diyelim ki önemli bir hastalığınız var, bu hayati bir hastalık değil ama yine de mühim. Dışarıdan anlaşılmayan bir hastalık ama sevgili kişisinin ve dünyadaki herkesin önyargıyla yaklaşacağı bir şey. Ama bu hastalık sizde ağır seyretmiyor.. Bu ilişkinin hangi aşamasında söylenir ilk tanışmada mı ili
Diyelim ki önemli bir hastalığınız var, bu hayati bir hastalık değil ama yine de mühim. Dışarıdan anlaşılmayan bir hastalık ama sevgili kişisinin ve dünyadaki herkesin önyargıyla yaklaşacağı bir şey. Ama bu hastalık sizde ağır seyretmiyor.. Bu ilişkinin hangi aşamasında söylenir ilk tanışmada mı ilişki ilerledikçe mi güven kazanıldıkça mı yoksa nasıl olsa biter bu ilişki diye hiç söylenmez mi?
sevgili kişisi ilk etapta bunu söylemediği için güven tamamen kırılır mı? Saklayan kişi bu ilişkiyi yalanlar üzerine mi kurmuştur? Sizin başınıza gelseydi tepkiniz ne olurdu? Siz bu hastalığı taşısanız ne zaman söylerdiniz? Yorumlarınızı bekliyorum teşekkürler
sevgili kişisi ilk etapta bunu söylemediği için güven tamamen kırılır mı? Saklayan kişi bu ilişkiyi yalanlar üzerine mi kurmuştur? Sizin başınıza gelseydi tepkiniz ne olurdu? Siz bu hastalığı taşısanız ne zaman söylerdiniz? Yorumlarınızı bekliyorum teşekkürler
0
söylenmeme sebebi nedir onu sormak lazım, normali söylemek çünkü. sevgili de önyargıyla yaklaşır diye mi? böyle bir şey düşünüyorsan zaten ilişki hasarlı demektir, ciddi ilişkilerde insanlar böyle konularda birbirinden çekinmiyor olmalı. yok çekiniyorsan söylersin, verecğei tepkiye göre güvenmemekte haklı olup olmadığını anlamış olursun. duyarsa rahatsız olur diyeceğin biriyle devam etmeyi ister misin ki?
ben söylerdim, hatta onu da etkileyecek bir şey gibi duruyorsa söylemen gerekir.
ben söylerdim, hatta onu da etkileyecek bir şey gibi duruyorsa söylemen gerekir.
0
bipolar mı? eski bir kız arkadaşım bu durumu söylememişti. bana güvenmediğini düşünüp üzülmüştüm. sonrasında neden sakladığının detaylarını anlatmıştı ve sorun büyümeden çözülmüştü. bence söylenmeli, gizlemenin anlamı ve mantığı yok.
0
@bruce Hangi aşamada söylerdin? İlişki başlarken flörtleşmelerle başlıyor ilk etapta nasıl söyleyebilirsin ki? Ne tepki vereceğini bilmeden? Bir de henüz siz bu durumu tam kabullenememişken..
0
Hasta olan değil de sevgili kişisi olarak bakıyorum, ilk aşamadan duymayı tercih ederdim. İlişki ilerledikten sonra duyunca aldatıldığımı düşünürdüm.
0
Herkesin ilişkiler üzerine bakış açısı farklıdır. Benim açımdan 'sevgili' dediğim kişi hayatımın bir dönemimi paylaşacağım,belki de hayatımın geri kalanını paylaşacağım biri. Böyle birinin yalan söylemek durumunda kalacağım, kendisinden saklamak zorunda kalacağım şeyler olacağım birisi olmasını istemezdim.
Eğer sevgilim olan kişinin bahsettiğiniz gibi bir rahatsızlığı olsaydı ve benden bunu saklasaydı, ben bu ilişkinin temellerinin pekte sağlam olmadığını düşünür üzülürdüm sadece. Yalan olarak tanımlamazdım. Çünkü bu sadece saklamak üzerine.
Ama şöyle bir şey var. Neden saklama gereği duymuş. İşte ip burada kopuyor. Bu da kişiden kişiye ve ilişkiye göre değişik gösterir. Ön yargılı davranır diye mi saklamış, karşındakini önemsemediği için mi saklamış, anlatmaya mı çekinmiş?
Eğer sevgilim olan kişinin bahsettiğiniz gibi bir rahatsızlığı olsaydı ve benden bunu saklasaydı, ben bu ilişkinin temellerinin pekte sağlam olmadığını düşünür üzülürdüm sadece. Yalan olarak tanımlamazdım. Çünkü bu sadece saklamak üzerine.
Ama şöyle bir şey var. Neden saklama gereği duymuş. İşte ip burada kopuyor. Bu da kişiden kişiye ve ilişkiye göre değişik gösterir. Ön yargılı davranır diye mi saklamış, karşındakini önemsemediği için mi saklamış, anlatmaya mı çekinmiş?
0
Ben kendimle alakalı söyleyemedim çünkü henüz benim kabul edemediğim bir rahatsızlık zaten pek de dışarıdan anlaşılan hayatımı ciddi manada etkileyen bir hastalık değil ama önemli neticede var olan bir durum. Psikolojik bir şey değil bu arada
0
yazılanların sizin için geçerli olmadığını gösterecek kadar birbirinizi tanıyıp söylenmeli
karşı tarafta da illa ki bir hastalık vardır, genetik zayıf bizim ülkede
karşı tarafta da illa ki bir hastalık vardır, genetik zayıf bizim ülkede
0
Eğer Aids, hpv değilsen söyleme... Linç edecekler beni ama gerçekler bunlar hayatın boyunca kimse seninle evlenmeyecek..
0
ben kişisel olarak kartları açık oynamayı sevdiğim için flört döneminde söylerdim. karşımdakini etkileyecek bişeyse oturtup ciddi ciddi söylerdim. sadece bilmesi gereken bir şeyse laf arasında konuyu denk getirip belirtirdim.
flörtte söylenmese de olur ama ciddi sevgili olunduğu gibi söylemek gerekir. gerçi böyle merdiven çıkar gibi olmuyor bu geçiş işleri de neyse işte, sevgilim dediğin insanın bilmesi gerekir.
flörtte söylenmese de olur ama ciddi sevgili olunduğu gibi söylemek gerekir. gerçi böyle merdiven çıkar gibi olmuyor bu geçiş işleri de neyse işte, sevgilim dediğin insanın bilmesi gerekir.
0
Baştan söyle, belli bi süre geçip söylersen belkide kabullenemeyeceği bir şeydir, buda seni üzmemek için bahane uydurup ayrılmasına sebep olabilir vaktini çaldığın için ve güvensizlik yaratacağı için bence başta olması önemli. Belkide o kişi bunu olumlu karşılar, kabullenir ve dürüstlüğünden dolayı ilişkiniz ekstra pekişmiş olur.
0
Bana HPV'ymiş gibi geldi. Eğer öyleyse söylemek zorundasınız zaten etik olarak. Ayrıca muhtemelen onda da vardır.
0
Bence bulaşıcı değilse ilerleyen zamanalarda soylenebilir fakat bulaşıcı bir hastaliksa hemen şöyle. Ayrılacaksa ileride de ayrılır zaten.
0
Epilepsiden bahsediyormuşsunuz gibi geldi. Öyle ise söyleyin bence tepki vereceğini sanmıyorum. Baska bir şeyse de söyleyin saklayıp sonra soylemektense baştan konuşmak her zaman iyidir.
0
en başta söylenmeli. çok hoşlandığım bir kızla flört aşamasında bahsettiğin gibi bir hastalığını anlatmıştı. hastalık bulaşıcı değil ama uzun yaşatmaz. hayatı boyunca çok dikkatli olması gerekir. bunu sevgili olduktan sonra söylese aldatılmış hissederdim. sevgili olmadık, ben fazla ilgi gösterince korkup kaçtı, belki de hasta olduğu için fazla ilgi gösterdim.
0
superb
istediğim doktor 5 kasım'da müsait ancak bana uymuyorgelecek tarihler de açılmıyordoktor izinli mi sonrasında, yoksa son günleri mi hastanede bilemedimbilginiz var mıdır?
istediğim doktor 5 kasım'da müsait ancak bana uymuyor
gelecek tarihler de açılmıyor
doktor izinli mi sonrasında, yoksa son günleri mi hastanede bilemedim
bilginiz var mıdır?
gelecek tarihler de açılmıyor
doktor izinli mi sonrasında, yoksa son günleri mi hastanede bilemedim
bilginiz var mıdır?
0
jepa
bir ankaralı olarak olayı anlamaya çalışıyorum. bu bahsedilen atıl yerler çok mu değerli? neden başka özel firmalar katılmamış? (ya da engellenmiş mi) ticari faaliyet olmayacak deniliyor ama ihaleyi alan firma konser, sergi gibi etkinliklerden mi para kazanacak yoksa firmanın ve hükümetin başka amaç
bir ankaralı olarak olayı anlamaya çalışıyorum. bu bahsedilen atıl yerler çok mu değerli? neden başka özel firmalar katılmamış? (ya da engellenmiş mi) ticari faaliyet olmayacak deniliyor ama ihaleyi alan firma konser, sergi gibi etkinliklerden mi para kazanacak yoksa firmanın ve hükümetin başka amaçları olduğu mu düşünülüyor ?
0
dolan dolmuş
Normalde kurumsal olan bir firmanın saçma sapan bir şubede çalışıyorum. Sırf bu işyerindekiler, iş yani mesai dışında bana ulaşmasın diye ikinci bir telefon aldım. Şahsi telefonumdan hepsini, her yerden engelledim. Şimdiyse çeşitli sebeplerden dolayı ki en önemlisi iki ayrı seferde iki günlük rapor
Normalde kurumsal olan bir firmanın saçma sapan bir şubede çalışıyorum. Sırf bu işyerindekiler, iş yani mesai dışında bana ulaşmasın diye ikinci bir telefon aldım. Şahsi telefonumdan hepsini, her yerden engelledim. Şimdiyse çeşitli sebeplerden dolayı ki en önemlisi iki ayrı seferde iki günlük rapor almam, bu yüzden bana ters yapıyorlar. Ki ben hala hastayım, mal gibiyim öyle gidiyorum ise.
Neyse, bunlar şimdi telefona takmış. Hep raporlusun sana ulaşamıyoruz falan filan. Bana ulaşamadıklarında aksayan bir iş yok. Beni niye arıyorlar onu da anlamıyorum. Whatsapptan yazabiliyorlar bu arada, cevap veriyorum.
Sadede gelelim, ikinci telefona karışma hakları var mı?
O telefon açık olacak deme hakları var mı?
Ona göre bugün posta koyacağım net şekilde. Bugüne kadar kapatıyorum işte ne gerek var falan diyerek geçiştiriyordum.
Neyse, bunlar şimdi telefona takmış. Hep raporlusun sana ulaşamıyoruz falan filan. Bana ulaşamadıklarında aksayan bir iş yok. Beni niye arıyorlar onu da anlamıyorum. Whatsapptan yazabiliyorlar bu arada, cevap veriyorum.
Sadede gelelim, ikinci telefona karışma hakları var mı?
O telefon açık olacak deme hakları var mı?
Ona göre bugün posta koyacağım net şekilde. Bugüne kadar kapatıyorum işte ne gerek var falan diyerek geçiştiriyordum.
0
sirket hattı versinler
ve telefon
oradan whatsapptan don sorulara
cok acil degilse beni buradan aramayın de
ve telefon
oradan whatsapptan don sorulara
cok acil degilse beni buradan aramayın de
0
Olayın resmi boyutu kadar, etik durumu da var.
Eğer telefona bakmadığında, şirkette veya şirketin ilgilendiği müşteri, tedarikçi vs. ayrı bir yerde sıkıntı olacaksa, memnuniyetsizlik olacaksa o telefona bakman lazım.
İşler aksamıyorsa, arayıp ne diyorlar mesela? Mesele sadece aramaları ise, her seferinde arayınca "müsait değilim, whatsapp'tan atın" de. zaten 3. den sonra, direk whatsapp'tan atmaya başlarlar.
.
Eğer telefona bakmadığında, şirkette veya şirketin ilgilendiği müşteri, tedarikçi vs. ayrı bir yerde sıkıntı olacaksa, memnuniyetsizlik olacaksa o telefona bakman lazım.
İşler aksamıyorsa, arayıp ne diyorlar mesela? Mesele sadece aramaları ise, her seferinde arayınca "müsait değilim, whatsapp'tan atın" de. zaten 3. den sonra, direk whatsapp'tan atmaya başlarlar.
.
0
turk kizi
Ömrümde ilk kez kan testi filan yaptırmaya niyetlendim, aslında pek bir şeyim yok ama doktora ne demeliyim de birtakım testleri yazsın? Mesela on yıldır et yemedim, bunu açıkça söyliyim mi değerlere baktırmak için? Keyfi değil de gerekli olması gerekiyormuş sanırım sigortanın karşılaması için, ne de
Ömrümde ilk kez kan testi filan yaptırmaya niyetlendim, aslında pek bir şeyim yok ama doktora ne demeliyim de birtakım testleri yazsın? Mesela on yıldır et yemedim, bunu açıkça söyliyim mi değerlere baktırmak için? Keyfi değil de gerekli olması gerekiyormuş sanırım sigortanın karşılaması için, ne desem ne testi yaparlar?
0
Bu testler icin dahiliye bolumune gideceksiniz, genel cerrah degil. Uzun zamandir hic test yaptirmadiginizi belirtin, gerekli testleri yazar doktor
0
dahiliyeye diil, sağlık ocağına gitseniz de olur boşu boşuna hastanede uğraşmayın.
test sonuçlarınızda bir şey çıkarsa o zaman gidersiniz. sağlık ocakları da kan alıyor.
test sonuçlarınızda bir şey çıkarsa o zaman gidersiniz. sağlık ocakları da kan alıyor.
0
ekleme yapayım, bütün sağlık ocakları aynı mı bilmiyorum ama muhtemelen aynıdır; sabah erken saatte aç karnına sağlık ocağına gidin gidecekseniz lakin öğleden sonra falan kan almıyorlar. bizim buradaki sağlık ocağı saat 10'a kadar kan alıyor sonra toplanan numuneleri lab'a gönderiyorlar. muhtemelen çalışma şekilleri aynıdır aklınızda bulunsun.
0
bagirir bu raylar o sahte o kart duzene
ben boş bir tip olduğum için sanırım bazen sıkılıyorum bu seyahatlerde.-müzeye giriliyor, benim ilgimi çekmiyor. çoğu ülkede zaten ücretli, az da değil fiyatı. okuyorum yazılanları anlamıyorum bir şey.-parka bahçeye gidiliyor. ya çok soguk oluyor ya cok sıcak. bunun için mi buraya geldik moduna giri
ben boş bir tip olduğum için sanırım bazen sıkılıyorum bu seyahatlerde.
-müzeye giriliyor, benim ilgimi çekmiyor. çoğu ülkede zaten ücretli, az da değil fiyatı. okuyorum yazılanları anlamıyorum bir şey.
-parka bahçeye gidiliyor. ya çok soguk oluyor ya cok sıcak. bunun için mi buraya geldik moduna giriyorum kendi kendime.
-bara giriliyor. öyle bira/şarap vs. içilip kalkılıyor. fena değil ama aşırı da sarmıyor.
-kulüp/disko. bunu artık kafa götürmüyor. hiç de ilgimi çekmiyor. 10-15 yıl önce olsa belki karşı cinsle muhabbete gidilirdi.
-starbaks. hangi şehirde/ülkede girsem, türkleri bir tek burada görüyorum. 3-5 farklı gruba rastlıyorum. hepsi telefonla oynuyor oluyor.
-şehrin meydanı. turist çeksin diye konulmuş bi heykel. eski bilmem ne binası, parlamento bir şeyi. ünlü ressamın/yazarın gelip bir ara yaşadığı ev var.
-hediyelik eşya satan tükanlar/tezgahlar. burdan bir magnet, bir bardak altlığı beğenmeye çalışıyor millet.
siz napıyorsunuz gittiğiniz yerlerde? gidiyim de diğer turistlerle veya yerlilerle muhabbet edeyim insanı da hiç değilim bu arada. zaten belli ülkeler dışında da ana dili ingilizce olmayan insanların sizinle ingilizce konuşacağı yerler yok. sorun bende sanırım, kolay kolay hadi şuraya gidelim falan diyemiyorum.
güney amerika/güney asya gibi yerlere mi gitmek lazım? oralarda atraksyonlar farklı herhalde. neler yapıyorsunuz öyle yerlerde? hiç dağa,taşa kolayca tırmanacak insan da değilim. bilmem kim tapınağına harıl harıl çıkamam. hayvanlardan falan korkarım. ben evde oturayım en iyisi ya. bi akıl verin beyler bayanlar.
-müzeye giriliyor, benim ilgimi çekmiyor. çoğu ülkede zaten ücretli, az da değil fiyatı. okuyorum yazılanları anlamıyorum bir şey.
-parka bahçeye gidiliyor. ya çok soguk oluyor ya cok sıcak. bunun için mi buraya geldik moduna giriyorum kendi kendime.
-bara giriliyor. öyle bira/şarap vs. içilip kalkılıyor. fena değil ama aşırı da sarmıyor.
-kulüp/disko. bunu artık kafa götürmüyor. hiç de ilgimi çekmiyor. 10-15 yıl önce olsa belki karşı cinsle muhabbete gidilirdi.
-starbaks. hangi şehirde/ülkede girsem, türkleri bir tek burada görüyorum. 3-5 farklı gruba rastlıyorum. hepsi telefonla oynuyor oluyor.
-şehrin meydanı. turist çeksin diye konulmuş bi heykel. eski bilmem ne binası, parlamento bir şeyi. ünlü ressamın/yazarın gelip bir ara yaşadığı ev var.
-hediyelik eşya satan tükanlar/tezgahlar. burdan bir magnet, bir bardak altlığı beğenmeye çalışıyor millet.
siz napıyorsunuz gittiğiniz yerlerde? gidiyim de diğer turistlerle veya yerlilerle muhabbet edeyim insanı da hiç değilim bu arada. zaten belli ülkeler dışında da ana dili ingilizce olmayan insanların sizinle ingilizce konuşacağı yerler yok. sorun bende sanırım, kolay kolay hadi şuraya gidelim falan diyemiyorum.
güney amerika/güney asya gibi yerlere mi gitmek lazım? oralarda atraksyonlar farklı herhalde. neler yapıyorsunuz öyle yerlerde? hiç dağa,taşa kolayca tırmanacak insan da değilim. bilmem kim tapınağına harıl harıl çıkamam. hayvanlardan falan korkarım. ben evde oturayım en iyisi ya. bi akıl verin beyler bayanlar.
0
bilader allah senin yardımcın olsun sen ölmüşün toprak atanın yok vesselam...
Bu aciz halinden allaha sığın töbe ve tevekkül et
Bu aciz halinden allaha sığın töbe ve tevekkül et
0
son paragrafta cevabi vermişsin zaten. sürekli benzer kültüre sahip ülkelerde gezmek bir süre sonra 'eee ne ki yani' duygusu oluşturabiliyor. sosyalleşerek bunu aşabiliyorsun ama sen onu yapmak istemediğin için dediklerinde haklısın.
senin çözümün amerika'da da değil mesela. orada da bu duyguları yaşarsın. asya-afrika-güney amerika senin ilacın :)
senin çözümün amerika'da da değil mesela. orada da bu duyguları yaşarsın. asya-afrika-güney amerika senin ilacın :)
0
boşver kanka seyahat meyahat bozar adamı. hem düşünsene havaalanına gidiş gelişi, uzun pasaport ve bagaj kuyruklarını, rötarları aksilikleri soğuğu yağmuru..çağır hatununu eve mis gibi takılın!
0
geçmiş olsun, ruhun ölmüş. bence de evde otur hocam, boşa masrafa giriyor seninki. sen bu tavırla aya gitsen "ee zaten görüyoduk bunu dünyadan dümdüz gri yer" der mekikte beklersin.
0
instagrama fotoğraf ekliyorsun işte başka bir olayı yok gezmenin
3 gün bir şehre gittin diye fazla beklentiye girmeye gerek yok
3 gün bir şehre gittin diye fazla beklentiye girmeye gerek yok
0
Yazdiklariniza bakilirsa seyahat etmeyi pek sevmiyorsunuz, sevmek zorunda da diilsiniz, nedense son yillarda herkes seyahati sevmeli gibi bir kanun var (bu arada ben cok seviyorum, seyahat etmediğim zamanlarda bir sonraki seyahatimi dusunuyorum ve hayal ediyorum)
Kendi adima sehirlerde sokaklari, insanlari izlemeyi seviyorum en cok, farkli bir yerde olmak bile basli basina ruhumu tatmin ediyor.
Dogasi guzel yerlerde dogayi izlemek ve fotograf cekmek hosuma gidiyor, yazin seyahati hic sevmem (anca golgede yatmali) kisin da yagmur camur olmadikca cok usume problemim yok,o nedenle park bahce, cicek bocek beni mutlu eder.
Tipik turist aktivitelerini de seviyorum, aptalca oldugunu bile bile bir duvarda elimi 360 derece dondurmeye calismak, bi cesmeye bozuk para atmak bana eglenceli geliyor.
Daha once kitaplarda okudugum, filmlerde dizilerde izledigim yerlerde bulunmak bana zevk veriyor.
Yolda olma halini seviyorum, ozellikle tren yolculuguna bayilirim.
Aslinda bakinca yukarida yazdiklarinizdan cok da farkli bir sey yapmıyorum ama bu dediklerin bana zevk veriyor.
Bence sorun bahsettigim dayatmada, herkes seyahati sevmek zorunda degil. Eksikligini de hissetmiyorsan evde otur ne sakincasi var.
Kendi adima sehirlerde sokaklari, insanlari izlemeyi seviyorum en cok, farkli bir yerde olmak bile basli basina ruhumu tatmin ediyor.
Dogasi guzel yerlerde dogayi izlemek ve fotograf cekmek hosuma gidiyor, yazin seyahati hic sevmem (anca golgede yatmali) kisin da yagmur camur olmadikca cok usume problemim yok,o nedenle park bahce, cicek bocek beni mutlu eder.
Tipik turist aktivitelerini de seviyorum, aptalca oldugunu bile bile bir duvarda elimi 360 derece dondurmeye calismak, bi cesmeye bozuk para atmak bana eglenceli geliyor.
Daha once kitaplarda okudugum, filmlerde dizilerde izledigim yerlerde bulunmak bana zevk veriyor.
Yolda olma halini seviyorum, ozellikle tren yolculuguna bayilirim.
Aslinda bakinca yukarida yazdiklarinizdan cok da farkli bir sey yapmıyorum ama bu dediklerin bana zevk veriyor.
Bence sorun bahsettigim dayatmada, herkes seyahati sevmek zorunda degil. Eksikligini de hissetmiyorsan evde otur ne sakincasi var.
0
vizyon dediğimiz şey tam da bu işte. sende yok ondan baboli.
evde çekirdek kola akıt gitsin.
evde çekirdek kola akıt gitsin.
0
Bu kafayla, her boka bir kulp bularak hiçbir şeyden keyif alabileceğini sanmıyorum. Güney Amerika ya da Asya da farklı olmayacak. Yine müze, manzara, eğlence mekanları falan olacak.
Madem aksiyon istiyorsun, safariye falan git dicem ama belli ki sen ona da 2 saat sonra "ya anladık işte aslan kaplan amk" diyeceksin. Boşver otur çayını iç.
Ben tarihi yerleri gezerken zevkten dört köşe oluyorum mesela. Bambaşka kültürler, yaşantılar varmış lan bizim gördüklerimizden diyorum ve aşırı ilgimi çekiyor. Müze falan gezerken bu tarz düşünürsen belki biraz daha ilgi çekici olabilir.
Madem aksiyon istiyorsun, safariye falan git dicem ama belli ki sen ona da 2 saat sonra "ya anladık işte aslan kaplan amk" diyeceksin. Boşver otur çayını iç.
Ben tarihi yerleri gezerken zevkten dört köşe oluyorum mesela. Bambaşka kültürler, yaşantılar varmış lan bizim gördüklerimizden diyorum ve aşırı ilgimi çekiyor. Müze falan gezerken bu tarz düşünürsen belki biraz daha ilgi çekici olabilir.
0
millet de bir şey yapmıyor pek. dediklerini veya azını yapıyor.
ben mesela farklı yerde olmayı seviyorum. bir şey yapmasam bile 2 gün paris'te olsam önümüzdeki günden itibaren bana iyi gelir. ama herkes sevmek zorunda değil.
ben mesela farklı yerde olmayı seviyorum. bir şey yapmasam bile 2 gün paris'te olsam önümüzdeki günden itibaren bana iyi gelir. ama herkes sevmek zorunda değil.
0
enerjin düşük bence senin, tempolu yürüyüş yap ya da kapalı havuzda bol bol yüz bol bol taze meyve suyu içi kelle paça karışık çorba falan iç. sonra gezersin önce enerjini yükselt.
0
aslinda gezmek zorundaymisiz gibi bir algi olustu sosyal medya etkisiyle. keyif almiyorsaniz gezmeyin. bir anlami yok ki oyle.
ote yandan bahsettiginiz durumlardan keyif almiyorsaniz neden keyif aliyorsunuz? cunku bu durumda yasadiginiz yerde de cok keyifli bir hayatiniz olmaz. yani durup beni ne mutlu ediyor diye dusunmek lazim cerceveyi genisletip.
bana yurtdisinda gordugum her sey muazzam geliyor. farkli insan yuzleri, farkli diller, bambaska yemekler, aliskanliklar, gormedigim meyveler, agaclar...
bir de bir hobiniz varsa, atiyorum ata binmek, onu farkli ulkelerde gerceklestirmek keyif verebilir.
ote yandan bahsettiginiz durumlardan keyif almiyorsaniz neden keyif aliyorsunuz? cunku bu durumda yasadiginiz yerde de cok keyifli bir hayatiniz olmaz. yani durup beni ne mutlu ediyor diye dusunmek lazim cerceveyi genisletip.
bana yurtdisinda gordugum her sey muazzam geliyor. farkli insan yuzleri, farkli diller, bambaska yemekler, aliskanliklar, gormedigim meyveler, agaclar...
bir de bir hobiniz varsa, atiyorum ata binmek, onu farkli ulkelerde gerceklestirmek keyif verebilir.
0
avrupa hep aynı evet. tokyo'ya falan git belki seversin. seyahat etmeyi sevmiyorsan da kendini zorlama.
0
surekli benzer yerlere gitmissin anlasilan ama o bile keyif verici aslinda... dedigin gibi baska yerlere gitme vaktin gelmis senin ama onlar da cok mutlu etmeyebilir seni; hayata karsi tutumunu degistir bence :)
genelde 5-8 gun arasi ayni sehirde kaliyorum ben. hem cok bilindik yerlerini geziyorum, hem de sehrin icinde kayboluyorum; sehir ici yuruyorum bol bol ve kesif yapiyorum. yemekleri bilindik ve turistik yerlerde degil halkla konusup ya da yuruken kesfettigim local yerlerde yiyorum, iciyorum. ayrica sehre yakin guzel yerler varsa da sabah erkenden cikip tren,otobus ile tum gun pass alip, gezip dolasip geliyorum merkeze.
her seferinde de cok keyif aliyorum seyahatlerimden :) asya tarafini deneyebilirsin, doga olarak cok daha muazzam
genelde 5-8 gun arasi ayni sehirde kaliyorum ben. hem cok bilindik yerlerini geziyorum, hem de sehrin icinde kayboluyorum; sehir ici yuruyorum bol bol ve kesif yapiyorum. yemekleri bilindik ve turistik yerlerde degil halkla konusup ya da yuruken kesfettigim local yerlerde yiyorum, iciyorum. ayrica sehre yakin guzel yerler varsa da sabah erkenden cikip tren,otobus ile tum gun pass alip, gezip dolasip geliyorum merkeze.
her seferinde de cok keyif aliyorum seyahatlerimden :) asya tarafini deneyebilirsin, doga olarak cok daha muazzam
0
"bilader allah senin yardımcın olsun sen ölmüşün toprak atanın yok vesselam...
Bu aciz halinden allaha sığın töbe ve tevekkül et" +1
anaaa :D
kız vizyonsuz musun?
müze geziyorum, her şeyi anlamak zorunda değilim bir sanat eserine bakınca tarihinden estetikten etkilenmem de yeter. ayrıca böyle şeyler zamanla gelişir. hiç gitmeyip hiç ilgilenmezsen nasıl bakış açısı kazanacaksın sevmezsin müze falan tabi.
bit pazarlarını, sahafları geziyorum.
özel yemeklerini/içeceklerini/tatlılarını falan deniyorum.
o şehre özel bütçemin el verdiği cafeleri deniyorum.
ilgi alanımın olduğu bir etkinlik varsa; konser tiyatro falan onlara bilet bakıyorum önceden.
online platformlardan birileriyle tanışıp buluşuyorum, bişiler içiyoruz, geziyoruz falan.
hediyelik eşya bakmıyorum, onun yerine türkiyede olmayan ya da pahalı olan yiyecek/içecek alışverişi yapıyorum marketlerden ve kapanış.
Bu aciz halinden allaha sığın töbe ve tevekkül et" +1
anaaa :D
kız vizyonsuz musun?
müze geziyorum, her şeyi anlamak zorunda değilim bir sanat eserine bakınca tarihinden estetikten etkilenmem de yeter. ayrıca böyle şeyler zamanla gelişir. hiç gitmeyip hiç ilgilenmezsen nasıl bakış açısı kazanacaksın sevmezsin müze falan tabi.
bit pazarlarını, sahafları geziyorum.
özel yemeklerini/içeceklerini/tatlılarını falan deniyorum.
o şehre özel bütçemin el verdiği cafeleri deniyorum.
ilgi alanımın olduğu bir etkinlik varsa; konser tiyatro falan onlara bilet bakıyorum önceden.
online platformlardan birileriyle tanışıp buluşuyorum, bişiler içiyoruz, geziyoruz falan.
hediyelik eşya bakmıyorum, onun yerine türkiyede olmayan ya da pahalı olan yiyecek/içecek alışverişi yapıyorum marketlerden ve kapanış.
0
Duyuru komik cevaplar ondan da komik, gülmekten okuyamıyorum. :))
Hakikaten kendinizi bir kontrol edin ölmüş olabilirsiniz.
Ben bu kadar hayattan zerre zevk almayan ve memnuniyetsiz birini görmedim.:)
Ben olsam yeni bir yer görüyorum diye sevinçle gezerdim ki yurtdışına çıkma ihtimal ve imkanım yok.
Dediğiniz yerlere gitmeyin tamam kafe, müze vs sıkıcı diyelim.
Çıkın sokaklarında kaybolun, insanlarının içine girin vakit geçirin bazen dil bilmek gerekmiyor insanları tanımak için, yemeklerini keşfedin.
Çocuklarını görün onlarla vakit geçirin. Aslında yapılacak o kadar çok şey var ki.
Starbaksa gidip tabii ki mutlu olamazsınız.
Hakikaten kendinizi bir kontrol edin ölmüş olabilirsiniz.
Ben bu kadar hayattan zerre zevk almayan ve memnuniyetsiz birini görmedim.:)
Ben olsam yeni bir yer görüyorum diye sevinçle gezerdim ki yurtdışına çıkma ihtimal ve imkanım yok.
Dediğiniz yerlere gitmeyin tamam kafe, müze vs sıkıcı diyelim.
Çıkın sokaklarında kaybolun, insanlarının içine girin vakit geçirin bazen dil bilmek gerekmiyor insanları tanımak için, yemeklerini keşfedin.
Çocuklarını görün onlarla vakit geçirin. Aslında yapılacak o kadar çok şey var ki.
Starbaksa gidip tabii ki mutlu olamazsınız.
0
Sevmiyorsanız seyahat etmeyi, etmeyin. Bence insanları bu konuda “itelemek”, seyahati övmek etmek çok saçma. Instagram’da havalı dursun diye gezeceğinize evinizde istediğinizi yapın. Aptalca bir zorbalık yapılıyor bu konuda. Herkes gezmeyi, yeni yerlerden zevk almayı “görev” ediniyor. Saçmalık.
Sorunuza gelince, merak ettiğim yerleri geziyorum, orayla ilgili planlarım oluyor gitmeden önce. Spontane bir geziyse, en güzel barlarına giderim, daha turistik olmayan yerleri de keşfetmeye çalışırım. Gidip sokaklarında aylaklık da yaparım, insan izlemek hoşuma gider. Bit pazarlarına giderim. Varsa ilgilendiğim bir müzesi, oraya kesinlikle gitmeye çalışırım. Müze gezmeyi severim zaten, arkadaşlarımla buluşup da gezerim kendi yaşadığım şehirde.
Dağ-taş, tırmanma beni zorladığı için ayrı bir zevk alıp gezerim. Bisiklet sürerim. İnsanlarla iletişime çok kapalı gözükmemeye çalışırım. Zaten yalnız seyahat ediyorsam, kesin oradakilerle uzun-kısa muhabbete girerim. Tavsiye alırım. Bunlar bana yük değil.
Sırtımda çantayla epeyce dolaştığım bir vakit, yatağımı özlediğimden bir iki ay seyahat etmemiştim. O sırada bana spontane gelen bir teklifi kabul edip Amsterdam’a gittim ve çok da zevk alamadım oradaki gezimden mesela. Yük geldi bana, modum düşüktü. O günden beri asla istemediğim yola çıkmam, belki evde oturup film izlemek daha iyi gelecektir bana. Gezmek için gezmem.
Sorunuza gelince, merak ettiğim yerleri geziyorum, orayla ilgili planlarım oluyor gitmeden önce. Spontane bir geziyse, en güzel barlarına giderim, daha turistik olmayan yerleri de keşfetmeye çalışırım. Gidip sokaklarında aylaklık da yaparım, insan izlemek hoşuma gider. Bit pazarlarına giderim. Varsa ilgilendiğim bir müzesi, oraya kesinlikle gitmeye çalışırım. Müze gezmeyi severim zaten, arkadaşlarımla buluşup da gezerim kendi yaşadığım şehirde.
Dağ-taş, tırmanma beni zorladığı için ayrı bir zevk alıp gezerim. Bisiklet sürerim. İnsanlarla iletişime çok kapalı gözükmemeye çalışırım. Zaten yalnız seyahat ediyorsam, kesin oradakilerle uzun-kısa muhabbete girerim. Tavsiye alırım. Bunlar bana yük değil.
Sırtımda çantayla epeyce dolaştığım bir vakit, yatağımı özlediğimden bir iki ay seyahat etmemiştim. O sırada bana spontane gelen bir teklifi kabul edip Amsterdam’a gittim ve çok da zevk alamadım oradaki gezimden mesela. Yük geldi bana, modum düşüktü. O günden beri asla istemediğim yola çıkmam, belki evde oturup film izlemek daha iyi gelecektir bana. Gezmek için gezmem.
0
çok bir beklentiye girmeye gerek yok, çok abartılacak büyülenecek bir durum yok, oralar da yaşanılan yerler, insanlar normal olarak yaşıyor.
Farklı şeyler görmek ilgi çekicidir. Mesela yolda yürürken sıra dışı bir insan görürsen ilgini çeker, aynı mantık, sıra dışı şeyler görüyorsun ve ilgini çekiyor. Nerede olduğunu sorguluyor kafa, kendini sorguluyor, insanları sorguluyor, memleketini sorguluyor, karşılaştırıyor, yeni fikirler ediniyorsun. Ne kadar sıra dışı ise gördüğün gittiğin yer o kadar derin bir şekilde yaşıyorsun bu tecrübeyi.
Herkesin gittiği yerlere gitmekte korkulacak bir şey yok.
Mesela endonezya ya gittim, motosiklet kiraladım ve rastgele dağlara köylere kökledim 5-6 ay kadar önce. Çok sıra dışı bir tecrübe, çok değişik kafası var. İnsanlar gidiyorlar, atıyorum bilmem ne dağında gün doğumunu izliyorlar bali adasında, bunu yaşamak çok sıra dışı, insanın kafasını açar, farklı bir tecrübe.
Tabi seyehatin %100 ünde bu kafada olmayı beklemeyin. Seyehat etmek aktif olmak demek, gidip otel odalarında bol keseden karın şişirmek içmek sıçmak falan bunu seyehat etmek olarak değerlendirmiyorum, o farklı bir şey. Ne kadar yorulursanız o kadar çok experience yaşarsınız.
Özet geçmek gerekir ise ilgini çeken bir coğrafya / toplum da ilgini çeken tecrübe ( experience) ler kovalayacaksın ve oralara gideceksin ki bu hoşuna gitsin.
Farklı şeyler görmek ilgi çekicidir. Mesela yolda yürürken sıra dışı bir insan görürsen ilgini çeker, aynı mantık, sıra dışı şeyler görüyorsun ve ilgini çekiyor. Nerede olduğunu sorguluyor kafa, kendini sorguluyor, insanları sorguluyor, memleketini sorguluyor, karşılaştırıyor, yeni fikirler ediniyorsun. Ne kadar sıra dışı ise gördüğün gittiğin yer o kadar derin bir şekilde yaşıyorsun bu tecrübeyi.
Herkesin gittiği yerlere gitmekte korkulacak bir şey yok.
Mesela endonezya ya gittim, motosiklet kiraladım ve rastgele dağlara köylere kökledim 5-6 ay kadar önce. Çok sıra dışı bir tecrübe, çok değişik kafası var. İnsanlar gidiyorlar, atıyorum bilmem ne dağında gün doğumunu izliyorlar bali adasında, bunu yaşamak çok sıra dışı, insanın kafasını açar, farklı bir tecrübe.
Tabi seyehatin %100 ünde bu kafada olmayı beklemeyin. Seyehat etmek aktif olmak demek, gidip otel odalarında bol keseden karın şişirmek içmek sıçmak falan bunu seyehat etmek olarak değerlendirmiyorum, o farklı bir şey. Ne kadar yorulursanız o kadar çok experience yaşarsınız.
Özet geçmek gerekir ise ilgini çeken bir coğrafya / toplum da ilgini çeken tecrübe ( experience) ler kovalayacaksın ve oralara gideceksin ki bu hoşuna gitsin.
0
Sizin gibi biriyle kazara gezmeye çıkmam umarım.
İlgimi çeken konularda ne varsa onu yapıyorum. Gitmiş olmak için müzeye ya da tarihi bir yere gitmem. Sıkılıyorum. Genelde doğa ile ilgili yerleri seviyorum. Park bahçe köy kasaba gezmek gibi.
Club cafe gitmem. Sevgilimle gezerken yemek yemeyi vakit kaybı olarak görürdük. En hızlı şekilde halledip yola devam ederdik.
Alışveriş çok yapıyorum. Paramı bitirmeden gelmeyi sevmiyorum. Sadece bardak altlığı gibi standart şeyler değil gittiğim yerin butiklerini çok gezerim.
Birde çıkıp rastgele gezmeyi seviyorum. Çok kayboldum ama çok güzel yerler buldum.
İlgimi çeken konularda ne varsa onu yapıyorum. Gitmiş olmak için müzeye ya da tarihi bir yere gitmem. Sıkılıyorum. Genelde doğa ile ilgili yerleri seviyorum. Park bahçe köy kasaba gezmek gibi.
Club cafe gitmem. Sevgilimle gezerken yemek yemeyi vakit kaybı olarak görürdük. En hızlı şekilde halledip yola devam ederdik.
Alışveriş çok yapıyorum. Paramı bitirmeden gelmeyi sevmiyorum. Sadece bardak altlığı gibi standart şeyler değil gittiğim yerin butiklerini çok gezerim.
Birde çıkıp rastgele gezmeyi seviyorum. Çok kayboldum ama çok güzel yerler buldum.
0
Genel olarak depresif ve mutsuz bir ruh haliniz olabilir. Bazen bir yerden sonra insan her şeyden sıkılabiliyor. "Ee ne oldu ki şimdi?" moduna girebiliyor. Eğer sizde bu durum yoksa gezmeyi sevmiyorsunuz demektir. Sevmek zorunda değilsiniz zaten. Sevmiyorsanız yapmayın, sevebileceğiniz farklı şeyler bulun kendinize. Burada size laf sokan tiplere de takılmayın.
0
Bu saydiklarindan keyif almiyorsan deniz tatili yap. Plaji, denizi güzel olan ülkelere gidip denize girer, yemegini yer uyursun.
Ona da "Ee noldu suya girdik ciktik simdi!" diyorsan gercekten ölmüssün dostum :D
O zaman seyahat etmemelisin.
Ona da "Ee noldu suya girdik ciktik simdi!" diyorsan gercekten ölmüssün dostum :D
O zaman seyahat etmemelisin.
0
Sorun olaya tersten yaklaşıyor olmanız, herkes x ülkesine gidiyor ben de gideyim diyorsunuz, gidince de rutine düşüyorsunuz. Önce ilginizi çeken bir şey bulun, bu ilginç bir yeri görmek olabilir, adrenalin aktivitesi olabilir, çok istisnai yöresel bir aktivite olabilir, belli bir yemek olabilir, karşı cins olabilir, bir şeyin eğitimini almak olabilir, sevdiğiniz bir muzisyenin konserine katılmak olabilir vs. vs. o şeyi bulunca da hangi ülkedeyse oraya gidin. Bu yer belki küçük bir kasaba da olabilir. Aklınızda şu an bir şey yoksa keşfedene kadar gitmeyin zaten. Seyahat etmek Paris'e gidip fotoğraf çekilip instagrama koymak demek değil, hatta bundan daha berbat bir seyahat düşünemiyorum.
Yazılmış zaten herkes seyahat etmeyi sevmeyebilir, tatilde seyahat dışında aktiviteler de yapılabilir.
Yazılmış zaten herkes seyahat etmeyi sevmeyebilir, tatilde seyahat dışında aktiviteler de yapılabilir.
0
herkes seyahat etmeyi sevmiyor, siz de sevmek zorunda değilsiniz. bir kenara gidiş dönüş bileti diğer yana 20-30 kitap koysam, hiç düşünmeden kitaplara sarılacak bir arkadaşım var benim. yemeğe düşkün, tüm seyahat planlarını buna göre yapan tanıdığım da var. insanlar çeşit çeşit, zevkler de öyle. biri diğerinden iyi demek anlamsız.
ben ne yapıyoruma gelirsem, farklı yerler görmeyi seviyorum. aklımda kalan bir müze için ikinci kez seyahat ettiğim şehir de var, gidip en ünlü müzesine gitmediğim şehir de. gitmeden vaktim varsa blogları okurum ama genelde kafama göre takılıyorum. hava çok soğuk değilse yürüyerek gezmeyi, ilgimi çeken sokaklara dalmayı, yerellerin takıldığı kafelerde oturmayı seviyorum.
ben ne yapıyoruma gelirsem, farklı yerler görmeyi seviyorum. aklımda kalan bir müze için ikinci kez seyahat ettiğim şehir de var, gidip en ünlü müzesine gitmediğim şehir de. gitmeden vaktim varsa blogları okurum ama genelde kafama göre takılıyorum. hava çok soğuk değilse yürüyerek gezmeyi, ilgimi çeken sokaklara dalmayı, yerellerin takıldığı kafelerde oturmayı seviyorum.
0
dereotu
Selam herkese,Aldığımız aracın plakası 34. İzmir'deyiz plakanın 34 olması kasko ve trafik sigortası ücretini etkiler mi? 65 yaşındaki babamın üstüne olacak araç, yine 65 yaşındaki annemin üzerine yaparsak daha mı fazla kasko çıkar daha mı az çıkar? Araç bedeli: 124 bin tl
Selam herkese,
Aldığımız aracın plakası 34. İzmir'deyiz plakanın 34 olması kasko ve trafik sigortası ücretini etkiler mi? 65 yaşındaki babamın üstüne olacak araç, yine 65 yaşındaki annemin üzerine yaparsak daha mı fazla kasko çıkar daha mı az çıkar?
Araç bedeli: 124 bin tl
Aldığımız aracın plakası 34. İzmir'deyiz plakanın 34 olması kasko ve trafik sigortası ücretini etkiler mi? 65 yaşındaki babamın üstüne olacak araç, yine 65 yaşındaki annemin üzerine yaparsak daha mı fazla kasko çıkar daha mı az çıkar?
Araç bedeli: 124 bin tl
0
Kasko için
Kalabalık şehir plaka etkiler.
Farklı plaka farklı şehirde olması etkiler.
Kadın şöför yaş bunların hepsi etkiler.
Sigortacınıza sorsanıza tam rakam versin adamların işi bu. Hatta gitmeden başka şehirden bile yaptırırsınız.
Kalabalık şehir plaka etkiler.
Farklı plaka farklı şehirde olması etkiler.
Kadın şöför yaş bunların hepsi etkiler.
Sigortacınıza sorsanıza tam rakam versin adamların işi bu. Hatta gitmeden başka şehirden bile yaptırırsınız.
0
plaka muhabbeti kalktı diye duymuştum bir ara ama kesin bilen bir sigortacı falan daha iyi yönlendirebilir. onun dışında sorduğunuz her şey etkiler ama olumlu mu etkiler olumsuz mu etkiler o kişiye göre değişir. ortalama bir türk ailesi gibi düşünürsek 65 yaş kadın için daha fazla olur diyebiliriz ama geçmişte babanın kaydı yoktur annenin ise yine geçmişten hasarsızlık indirimi vardır mesela, böyle bir senaryoda da tam tersi oluyor. sigortacılar tc kimlik numarası ile girip sorguluyorlar onun dışında her tahmin atmasyon olacaktır.
0
jepa
Cumartesi gecesi için bir otel arıyorum. 100 tl civarında.. bu fiyatın altında genelde hep ortak banyo ve tuvaleti olan ranzalı hosteller var. cnr expo'ya gideceğim. metroya yakın olan her yer uyar. var mıdır bildiğiniz güzel bir otel?
Cumartesi gecesi için bir otel arıyorum. 100 tl civarında.. bu fiyatın altında genelde hep ortak banyo ve tuvaleti olan ranzalı hosteller var. cnr expo'ya gideceğim. metroya yakın olan her yer uyar. var mıdır bildiğiniz güzel bir otel?
0
hindistan cevizi
Arkadaslar merhaba, daha onceki duyurumda da yazmistim 2 aydir elektrik supurgem yok yeni tasindim. Ilk 1 ay supurgesiz temizlik yaptim. Sonra da 1 ay ailemin evindeydim supurge ihtiyacim yoktu. Bu hafta icinde tahminen supurge isini halledicem. Ama 1 aydir temizlik yapilmadigi icin ev les gibi tozl
Arkadaslar merhaba, daha onceki duyurumda da yazmistim 2 aydir elektrik supurgem yok yeni tasindim. Ilk 1 ay supurgesiz temizlik yaptim. Sonra da 1 ay ailemin evindeydim supurge ihtiyacim yoktu. Bu hafta icinde tahminen supurge isini halledicem. Ama 1 aydir temizlik yapilmadigi icin ev les gibi tozlu tuvaleti banyoyu ve iste surekli kullandigim alanlari temizledim. Bunlar girid bilgilerim.
Simdi esas soru kismim su: bi arkadasim var ayda yilda bir gorusulucek arkadas kategorisinde benim icin. Kendisi ayrica cok titiz biraz da dedikoducu ve ortak arkadasimiz var. Bu arkadasim yeni ev ziyaretine gelmek istiyor 2 3 haftadir ara ara yazip. Ben de once sehir disindayim dedim sonra disarda goruselim filan dedim. Bugun yine israrla eve gelmek istedigini soyledi. Ben de artik bahane bulmaktan yorulup elektrik supurgem yok aldigimda istedigin zaman buyur gel dedim. Normalde destan yaz kiz sadece gulucuk atti. Normalde supurgesiz de tabiiki temizlik yapabilriim ama ev asiri tozlu oldugu icin saatlerimi alir. Ve hbuna hem zamanim yok hem de su an onun icin saatlerce temizlik yapmak canim istemiyor. Supurgenin gelmesini bekliycem.
Yaslar da 27 ve 30 ikimiz de kadiniz. Bence asiri sacma bi seye alindi gibi. Sizce ayip mi etmisim ? Tesekkur ederim zaman ayiranlara.
Simdi esas soru kismim su: bi arkadasim var ayda yilda bir gorusulucek arkadas kategorisinde benim icin. Kendisi ayrica cok titiz biraz da dedikoducu ve ortak arkadasimiz var. Bu arkadasim yeni ev ziyaretine gelmek istiyor 2 3 haftadir ara ara yazip. Ben de once sehir disindayim dedim sonra disarda goruselim filan dedim. Bugun yine israrla eve gelmek istedigini soyledi. Ben de artik bahane bulmaktan yorulup elektrik supurgem yok aldigimda istedigin zaman buyur gel dedim. Normalde destan yaz kiz sadece gulucuk atti. Normalde supurgesiz de tabiiki temizlik yapabilriim ama ev asiri tozlu oldugu icin saatlerimi alir. Ve hbuna hem zamanim yok hem de su an onun icin saatlerce temizlik yapmak canim istemiyor. Supurgenin gelmesini bekliycem.
Yaslar da 27 ve 30 ikimiz de kadiniz. Bence asiri sacma bi seye alindi gibi. Sizce ayip mi etmisim ? Tesekkur ederim zaman ayiranlara.
0
Ayıp etmemişsin, gayet normal tepki. Bunu bu kadar uzun anlatıp ayıp olup olmadığına takılmış olman anormal ama. Arkadaşın da anormal, böyle tipler enerjiyi sömürür. Çabuk yaşlanırsın, uzak durmakta fayda var.
0
Bir insanın seni her halinle kabullenebilmesi için illa "dost" kategorisine girmesi gerekmiyor. Bu insan seni olduğun her halde kabullenmeyecekse arkadaş kategorisine bile girmesine lüzum yok.
Örneğin evimde 2 kedim 1 köpeğimle yaşıyorum. Birileri "Ayy, ben o evde yemek yemem." demiş. Cevabım "Popomu yesin" oldu. İnan ki hayat, bu insanlarla kendini yormak için hem çok kısa, hem de kendi başına yorucu zaten.
Örneğin evimde 2 kedim 1 köpeğimle yaşıyorum. Birileri "Ayy, ben o evde yemek yemem." demiş. Cevabım "Popomu yesin" oldu. İnan ki hayat, bu insanlarla kendini yormak için hem çok kısa, hem de kendi başına yorucu zaten.
0
@pufulkovugu aslinda soruyu o kisi ozelinde de sormuş olsam genel davranis sorumdu. Cunku baska bi arkadaşım da oo yeni eve tasindin firin da almissin geliyim de pasta yap bize demisti mikserim yok alinca gel demistim o da bozulmustu. Ayilik yapıyorsam bi daha bu davranisi tekrarlamiycam o yuzden hic tanimadigim insanlardan gorus almak istedim. Tesekkur ederim:)
0
Ayda yılda görüşülebilecek bir insan ve dedikodu potansiyeli olan biri için(dediğinize göre) çok bile düşünüyorsunuz. Ayrıca verdiğiniz tepkide bir sıkıntı yok görüşündeyim.
0
ben bu "ayı" üslubu(sen dedin diye diyorum) sadece çok yakınlarıma yapıyorum. belirli bir nezaket kodlarına göre sosyalleşiyoruz ve senin yaptıkların bu genel kodların dışında olacak derecede "dürüst". sorun şu ki buna bozulan insan "ay ne kadar dürüst" diye düşünmüyor, terslendiği için ya yalan söylediğini düşünüyor(çünkü onu evinde istemiyorsun, çünkü ona bunu direkt söyleyemeyeceksen kadar az samimisiniz, çünkü az samimi olduğunuz için evinde istemiyorsun vb.) ya da doğruyu onu reddetmek için kullandığını.
normal sosyallikte bir insanın kime karşı bu üslubu takınıp takınmayacağını bilmesini bekleriz. muhtemelen hem evi kaç zamandır süpüremediğin için, hem "bir süpürge bile alamadım" diye kendine kızdığın için, hem de kendi "ihmallerin" yüzünden insanları birden fazla reddetmek zorunda kaldığın için bir patlama sonucu bunu söyledin. şimdi de aslında sebeplerin konusunda haklı olduğunu düşündüğün için tüm suçu kendin üstlenmiyorsun. ayrıca arkadaşın sevdiğin bir tip olsaydı hatayı kendinde arama ihtimalin daha da artardı ama onu bu olay haricinde de çok sevmediğin için bu da arada kalmana sebep oldu. bu gibi sebeplerle, içten içe bu hareketin -çoğu durumda- nezaketsiz olduğunu bildiğin için bu soruyu "kim haklı" diye soruyorsun.
onun alınması saçma değil, senin sebeplerin haksız değil. bana kızın alınması umrunda değilmiş gibi geldiği için "ayıp etmişsin ama önemli değil, salla" diyeceğim.
normal sosyallikte bir insanın kime karşı bu üslubu takınıp takınmayacağını bilmesini bekleriz. muhtemelen hem evi kaç zamandır süpüremediğin için, hem "bir süpürge bile alamadım" diye kendine kızdığın için, hem de kendi "ihmallerin" yüzünden insanları birden fazla reddetmek zorunda kaldığın için bir patlama sonucu bunu söyledin. şimdi de aslında sebeplerin konusunda haklı olduğunu düşündüğün için tüm suçu kendin üstlenmiyorsun. ayrıca arkadaşın sevdiğin bir tip olsaydı hatayı kendinde arama ihtimalin daha da artardı ama onu bu olay haricinde de çok sevmediğin için bu da arada kalmana sebep oldu. bu gibi sebeplerle, içten içe bu hareketin -çoğu durumda- nezaketsiz olduğunu bildiğin için bu soruyu "kim haklı" diye soruyorsun.
onun alınması saçma değil, senin sebeplerin haksız değil. bana kızın alınması umrunda değilmiş gibi geldiği için "ayıp etmişsin ama önemli değil, salla" diyeceğim.
0
Mikserim yok alınca gelirsin yerine, mikser yok pasta yapamam sen gel pastayı alırız daha uygun gibi geldi (kime göre neye göre tabi)
0
@kisa evet cok haklisin ama konuşmada esas mevzu pastaydi. Tatliya ilgim var fena da değilimdir pasta yapiminda. O sohbet ustune acilmisti. Ama sey diyebilirdim belki mikserini ödünç verebilirsen guzel bi pasta yapabilirim gibi.
@bruce sanirim haklisin yeterince yakin gormedigim birine yakin arkadasimmis gibi durust davrandim. O da ayiliga kacti. Nezaketsiz oldum.
Diger cevap yazan arkadaslara da tesekkurler.
@bruce sanirim haklisin yeterince yakin gormedigim birine yakin arkadasimmis gibi durust davrandim. O da ayiliga kacti. Nezaketsiz oldum.
Diger cevap yazan arkadaslara da tesekkurler.
0
Ayıplik bi olay yok. Zaten olmadan doğru dürüst temizlikte olmuyor. Başkasının evine o kadar gelmek için zorlayanda ilk kez gördüm.
0
Ben de böyle bir cümle duysam bana da bahane gibi gelirdi. Onun yerine süpürge olmadığı için evim epeyce kirli, senin içn de sorun olmayacaksa memnuniyetle ağırlarım.hatta gel x zaman (en kısa süre dilimi) sana kahve yapayım gibi bir cümle bana daha samimi gelirdi. Hem benimle görüşmek istediğini düşünür, hem de hassasiyetlerini dikkate aldığın için mutlu olurdum.
Süpürgem yok alınca gel dese bana da biri alınırdım.
Süpürgem yok alınca gel dese bana da biri alınırdım.
0
Duyunca yüzde yüz istenmediğimi ve yalan söylendiğini düşünürdüm ama öyle bir yalan ki hiç inandırıcılığı yok baştan savma gelirdi. O da bence bu sebepten gülücük atmış. Hadi inandık der gibi.
Gerçek neden bu bile olsa, başka bir şey uydursan daha inandırıcı olurdu. Evi su bastı, annemler geldi vs gibi.
Gerçek neden bu bile olsa, başka bir şey uydursan daha inandırıcı olurdu. Evi su bastı, annemler geldi vs gibi.
0
ayda yilda bir gorusulecek arkadas kategorisindeki insanlar icin bu kadar dusunmeyin. inanin degmez. o kadar samimi degilseniz ne diye tutturmus evine gelicem diye ben oraya takildim asil. bosverin.
0
oztper
merhaba abilerim ablalarım. şu sıralar ingilizce öğrenmeye çok odaklanmıştım, hırs yaptım. baya da dinledim not aldım yazdım, ama yeterince iyi değilim. herkes aynı şeyi söylüyor "ingilizceyi en kolay ingilizce konuşulan yerde öğrenirsin" ben zaten utangaç biriyim, yabancılar arasında çok farklı bir
merhaba abilerim ablalarım. şu sıralar ingilizce öğrenmeye çok odaklanmıştım, hırs yaptım. baya da dinledim not aldım yazdım, ama yeterince iyi değilim. herkes aynı şeyi söylüyor "ingilizceyi en kolay ingilizce konuşulan yerde öğrenirsin" ben zaten utangaç biriyim, yabancılar arasında çok farklı bir kişiliğe bürünüyorum ama aile/arkadaş arasında iki büklüm. onlarla ingilizce konuşmaktan utanıyorum. yurt dışı dil okulu araştırdım, en ucuzunu aradım ama kimseye söylemedim. babam çalışıyor, ne kazanıyor ne kadar kazanıyor bilmiyorum ama bana günlük bir 5-10 lira veriyor en fazla.
herkes babanla konuş dediği için başka çarem kalmadı
şimdi kusura bakmasın ama her gün 5-6 alkol içen bir babanın aylık geliri ne olabilir ve "dil okuluna sadece çok zenginler gider" algısı doğru mu?
ailem biraz tutucu olsa da eğitimimi destekliyorlar. o yüzden konuşmak istiyorum ama hiç ümidim yok. ihtimal bile vermiyorum aslında ama çok istiyorum. öğrenmek istiyorum. ne yapmalıyım?
herkes babanla konuş dediği için başka çarem kalmadı
şimdi kusura bakmasın ama her gün 5-6 alkol içen bir babanın aylık geliri ne olabilir ve "dil okuluna sadece çok zenginler gider" algısı doğru mu?
ailem biraz tutucu olsa da eğitimimi destekliyorlar. o yüzden konuşmak istiyorum ama hiç ümidim yok. ihtimal bile vermiyorum aslında ama çok istiyorum. öğrenmek istiyorum. ne yapmalıyım?
0
Babanın maaşını maaş bordrosundan görebilirsin. Çekmecelerinde falan vardır mutlaka bir tane. Karıştır bulursun.
0
dil okulu için bütçe bulamazsan gençtur yurtdışı çalışma kampları ya da workaway gibi programramları değerlendirebilirsin. çok daha düşük bir bütçeyle birkaç ay pratik yapma şansın olur.
0
Baba hem 'tutucu' hem de 'günde 5-6 alkol' (ne demekse) içiyor. Nasıl oluyor merak ettim.
0
İngilizce sadece dil okulunda öğrenilmez. Asosyal e utangaçsanız orada da kimseyle irtibat kurmadan derse girer Tr'ye dönersiniz.
Ben 26 yaşımdan sonra sadece küçük bir şehirde 2 sene kursa gidip öğrendim. Ve herkesten iyi konuşuyordum çünkü konuşmak için hiç bir fırsatı kaçırmadım gibi kendim fırsatlar da yarattım. Konuşma kuluplerimi atlmadım, yabancı hocalarıma kantinde kahve ısmarladım. Couchsurfing de host oldum misafir ağırladım...çok okudum çok çalıştım...
Ben 26 yaşımdan sonra sadece küçük bir şehirde 2 sene kursa gidip öğrendim. Ve herkesten iyi konuşuyordum çünkü konuşmak için hiç bir fırsatı kaçırmadım gibi kendim fırsatlar da yarattım. Konuşma kuluplerimi atlmadım, yabancı hocalarıma kantinde kahve ısmarladım. Couchsurfing de host oldum misafir ağırladım...çok okudum çok çalıştım...
0
yeterince iyi anlatamadım galiba. tutucu aile nedir gidin araştırın. ayrıca yabancılarla gayet rahat konuştuğumu söyledim. sizlerle gibi. olay ailem, ev ortamı, arkadaş ortamı. sese karşı çok duyarlı insanım, kimseyi rahatsız etmek istemediğim için çok yüksek sesle konuşmam evde. yani uzaklaşmam lazım. ve ingilizce seviyem b2.
0
Kibrit kutusuna katılıyorum. Bir de evs ve ulusal ajansın sayfalarını takip et. Aiesec var, ona da başvur.
0
İngilizce dil okulunda veya yurt dışında öğrenilir gibi bir kural yok. Ben de kendi kendime ve internetten öğrendim ve YDS puanım 84.
Ayrıca ne yazık ki bu devirde günde 5 lira harçlık veren bir insanın size herhangi bir desteği olacağını sanmıyorum..
Önce kelimesi bilgisi ve grameri kendi kendinize halletmeye çalışın. Sonra şehrinizdeki konuşma kulüplerine katılabilir veya internetten yabancı arkadaşlar edinebilirsiniz. Ama tabii yine de bir deneyin şansınızı belli mi olur, yurt dışında öğrenmek daha kolay ve güzel olacaktır.
Ayrıca ne yazık ki bu devirde günde 5 lira harçlık veren bir insanın size herhangi bir desteği olacağını sanmıyorum..
Önce kelimesi bilgisi ve grameri kendi kendinize halletmeye çalışın. Sonra şehrinizdeki konuşma kulüplerine katılabilir veya internetten yabancı arkadaşlar edinebilirsiniz. Ama tabii yine de bir deneyin şansınızı belli mi olur, yurt dışında öğrenmek daha kolay ve güzel olacaktır.
0
Ben olsam istemem. Dil öğrenmek insanın kendi çabasıyla olacak bişey. Zaten ben istesem de ailemin buna yetecek maddi gücü yoktu.
Bu soruyu sorup sormamanız biraz da sizin yaşınıza, eğitim durumunuza ve ailenizin maddi gücüne göre değişir. Ailenizin gözündeki imajınız da önemli tabi. Sürekli böyle şeyler için destek isteyip yarım bırakıyosanız, bitirince sizde bi değişiklik olmuyosa vs. göndermek istemezler.
Ama ilk kez isteyecekseniz ve bu konulara aşina insanlarsa, evet diyebilirler belli olmaz.
Bu soruyu sorup sormamanız biraz da sizin yaşınıza, eğitim durumunuza ve ailenizin maddi gücüne göre değişir. Ailenizin gözündeki imajınız da önemli tabi. Sürekli böyle şeyler için destek isteyip yarım bırakıyosanız, bitirince sizde bi değişiklik olmuyosa vs. göndermek istemezler.
Ama ilk kez isteyecekseniz ve bu konulara aşina insanlarsa, evet diyebilirler belli olmaz.
0
@balık kraker'e katılıyorum, en ufak zorşçlanma anında yurtdışı demeniz doğru değil, burda en az b2 olmazsanız orda günlük binaç muhabbet edeceksiniz sınıf arkadaşlarınızla. Avrupa gönüllü hizmeti, Seeds Iceland, Couchsurfinge bakın. Utangaçlık da aşılıyor.
Eğer iş vs herhangi birşeyiniz ve ailenizin biyğk parası yoksa Vize almanız neredeyse imkansız
Eğer iş vs herhangi birşeyiniz ve ailenizin biyğk parası yoksa Vize almanız neredeyse imkansız
0
amour fou
Saç dökülmesi için avustralya'dan saç derisine sürmek için getiriyorum, içerisinde minoxidil ve finesterid bulunuyor. Ama gönderen eczacı gümrükte takılmaması için reçete istedi. Aile hekimine gittim ancak cildiyeye gitmemi istedi, bugün cildiyeye gittim ancak nedense çekindim isteyemedim sadece kon
Saç dökülmesi için avustralya'dan saç derisine sürmek için getiriyorum, içerisinde minoxidil ve finesterid bulunuyor. Ama gönderen eczacı gümrükte takılmaması için reçete istedi. Aile hekimine gittim ancak cildiyeye gitmemi istedi, bugün cildiyeye gittim ancak nedense çekindim isteyemedim sadece kontrol yaptı, minoxidil kullanabileceğimi söyledi ancak reçete yazmadı devlet karşılamaz diye. bu reçeteyi nasıl yazdırabilirim? aramızda yardımcı olabilecek doktor var mı =) (Ankara'da yaşıyorum)
0
doktora anlatsaydınız yazardı istediğinizi. zaten devlet karşılamıyor. niye yazmasın.
0
nedense ayıp olacak gibi hissediyorum, bunları illa cildiyeci mi yazması lazım yoksa aile hekimi vs de yazabilir mi?
0
everythingship
Merhaba sevgili roma duyuranları.Uzun bir ilişkiden çıktım 9 ay kadar sürdü. Kimisi için 1-2 ay gibi geliyor olabilir bu süre ama benim en uzun ilişkimdi. İlişkimde kendimden çok ödün vermiştim, kendime saygımı falan kaybetmiştim. Sonra hepsini geri topladım. Tabii gidenin bana kattığı şeyler de old
Merhaba sevgili roma duyuranları.
Uzun bir ilişkiden çıktım 9 ay kadar sürdü. Kimisi için 1-2 ay gibi geliyor olabilir bu süre ama benim en uzun ilişkimdi. İlişkimde kendimden çok ödün vermiştim, kendime saygımı falan kaybetmiştim. Sonra hepsini geri topladım. Tabii gidenin bana kattığı şeyler de oldu elbet. Şimdilerde sorunum yeni insanlarla tanışmaya üşenmek ve flört etmeyi unutmuş olmak. Ondan sonra bir kaç kadın ve erkekle tanıştım ama hepsiyle istemsizce kanka olduk, friendzonelandım galiba yada ben öyle yaptım. Nasıl çözeriz bu işi bi el atın çöpçatanlık falan yapmak isteyen olursa da hayır demem.
Uzun bir ilişkiden çıktım 9 ay kadar sürdü. Kimisi için 1-2 ay gibi geliyor olabilir bu süre ama benim en uzun ilişkimdi. İlişkimde kendimden çok ödün vermiştim, kendime saygımı falan kaybetmiştim. Sonra hepsini geri topladım. Tabii gidenin bana kattığı şeyler de oldu elbet. Şimdilerde sorunum yeni insanlarla tanışmaya üşenmek ve flört etmeyi unutmuş olmak. Ondan sonra bir kaç kadın ve erkekle tanıştım ama hepsiyle istemsizce kanka olduk, friendzonelandım galiba yada ben öyle yaptım. Nasıl çözeriz bu işi bi el atın çöpçatanlık falan yapmak isteyen olursa da hayır demem.
0
Bir süre üşenme evresinde kalmak iyidir, zamanı gelince üşengeçliğinde geçer zaten
0
diffarentiationation
2 hafta oldu başlayalı, erkeğim. Hocalardan biri şaka yollu bir daha şortla görmeyeyim seni dedi. Lisansta 5 sene şort eşofmanla gittim sorun olmadı.Ne yapardınız? Hocalarla birebir daha çok muhattabız tamam da buna karışabilirler mi? Hak verip uzatmadan ketenle gideyim mi?
2 hafta oldu başlayalı, erkeğim. Hocalardan biri şaka yollu bir daha şortla görmeyeyim seni dedi. Lisansta 5 sene şort eşofmanla gittim sorun olmadı.
Ne yapardınız? Hocalarla birebir daha çok muhattabız tamam da buna karışabilirler mi? Hak verip uzatmadan ketenle gideyim mi?
Ne yapardınız? Hocalarla birebir daha çok muhattabız tamam da buna karışabilirler mi? Hak verip uzatmadan ketenle gideyim mi?
0
Ya bircok akademisyen asiri hiyar oluyor, inek gecmislerinden dolayi sosyal becerileri algilari gelismemis oluyor diye dusunuyorum - o yuzden takma. Universitede sort giyilmeyecek de ne giyilecek? Nerede giyilecek? Asiri sacma bir muhabbet acmis.
0
karışamazlar. o üniversitede yazın arş. görlerden kisme şort giymiyormuymuş acaba.
0
onlardan her yerde var demek ki. bizde de bir tip tişört şortla gelmeyin falan diyordu. daha saçma olanı bir sonraki gün ben hariç herkesin grand tuvalet gelmiş olmasıydı.
0
Bıraksın bu işleri. Geçen sene de benim hocam bu tarz bir şeyler demişti ama herkes iş çıkışı geldiği için şıktı, benim çalıştığım yerde serbest kıyafet olduğu için çok salaştım. Kafana göre giyin sen de.
0
aklıma ilk gelen şortunuz çok mu kısa, belki otururken bazı görüntüler veriyor olabilirsiniz.
eğer bu değilse, onlara neymiş ya, boş verin.
eğer bu değilse, onlara neymiş ya, boş verin.
0
sanırım saygısızlık olarak algılamış olmalı. yaşlı ise x kuşağı sevmez bu tarz işleri. çünkü onlar farklı ekollerden/gelenekten geliyorlar ve bizim de aynı yoldan geçmemiz gerektiğine inanıyor olabilirler.
zaten bu tarih itibariyle isteseniz de giyemezsiniz malum havalar soğuyor.
zaten bu tarih itibariyle isteseniz de giyemezsiniz malum havalar soğuyor.
0
Hemen kesmeyin giymeyi otorite kabul ettirdim diye de triplenebiliyor hocalar. Bir iki daha giyin sonra bi tık daha smart casual'a kayarsınız. İmaj nihayetinde zaman zaman size avantaj da sağlayacaktır alımdır, hoca seçimidir, kongreye gönderilme, araştırmaya davet vs. Durumlarında.
Ha yok ben diplomayı alsam yeter gibiyse donla gidin hoca egosundan odasında kudursun.
Ha yok ben diplomayı alsam yeter gibiyse donla gidin hoca egosundan odasında kudursun.
0
öğrencisine dememeli bence ama eski kuşak takabiliyor evet.
Fakat araştırma görevlisi okulun çalışanı, bir arkadaş ar.gör'ler giymiyor mu demiş de evet baya giymiyorlar benim çalıştığım ve gördüğüm yerlerde :D İletişim fakülteleri çok daha rahattır ona rağmen giyen görmedim.
Fakat araştırma görevlisi okulun çalışanı, bir arkadaş ar.gör'ler giymiyor mu demiş de evet baya giymiyorlar benim çalıştığım ve gördüğüm yerlerde :D İletişim fakülteleri çok daha rahattır ona rağmen giyen görmedim.
0
herkes tersini düşünmüş ama, şortla gitmek rahatlık alameti gibi görünür. elbette istediğiniz kıyafetle gidersiniz, ama ben üniversiteden herhangi bir hocamı ziyarete gideceğimde bile özenli giyinirim. şort ahlak açıdan sıkıntı olduğundan değil, fazla rahat bir kıyafet olduğundan yadırganır.
kimsenin kıyafetine karışmam ama yüksek lisansta şortla derse giren arkadaş olsaydı ben de dönüp hocaya bakardım, acaba ne diyecek diye. daha ciddi, daha kurallı bir yer orası. akademik anlayışta şort... bana da garip geldi.
bence giymeyin. zaten havalar da soğudu. elbette keten pantolon ve ütülü kumaş gömlek giymenize gerek yok. ama yüksek lisans doktora hazırlığı olarak geçer. eşofmanla, şortla gidince işi basite aldığınız düşünülebilir. kaç tane makale yazmış, senelerini akademiye vermiş insanlar, ders vereceği kişinin de duruşunu kendilerince özenli görmek istiyorlar. derste -patlatmak ya da cakkıdı cakkıdı ses çıkarmak harici tabi- sakız çiğnemenin de bence saygıyla alakası yok. ama çiğnenmez. bunun gibi.
kimsenin kıyafetine karışmam ama yüksek lisansta şortla derse giren arkadaş olsaydı ben de dönüp hocaya bakardım, acaba ne diyecek diye. daha ciddi, daha kurallı bir yer orası. akademik anlayışta şort... bana da garip geldi.
bence giymeyin. zaten havalar da soğudu. elbette keten pantolon ve ütülü kumaş gömlek giymenize gerek yok. ama yüksek lisans doktora hazırlığı olarak geçer. eşofmanla, şortla gidince işi basite aldığınız düşünülebilir. kaç tane makale yazmış, senelerini akademiye vermiş insanlar, ders vereceği kişinin de duruşunu kendilerince özenli görmek istiyorlar. derste -patlatmak ya da cakkıdı cakkıdı ses çıkarmak harici tabi- sakız çiğnemenin de bence saygıyla alakası yok. ama çiğnenmez. bunun gibi.
0
Yüksek Lisans yaparken aynı zamanda okulda asistan/araştırma görevlisi gibi bir göreviniz varsa giymeyin. Ama düz yüksek lisans öğrencisi adı üzerinde öğrencidir ve öğrenciler ne giyiyorsa onu giyer.
Sadece biraz dikkat edin, böyle önemsiz şeylere takıp egosunu sizin üzerinizdetatmin etmesin...
Sadece biraz dikkat edin, böyle önemsiz şeylere takıp egosunu sizin üzerinizdetatmin etmesin...
0
hede hodo
gitmeye karar verdim. ekimin 15'i gibi.arabamla gidip, bisikletimi de yanima alacagim. 1-sizce oteli onceden ayarlayim mi? gittigimde mi bakayim yer?2-onceden ayarlamami tavsiye ederseniz hangi otel olsun? konum olarak guzel yerde olsun. ucuz ya da pahali olmasini onemsemiyorum.bu arada ilk kez boyl
gitmeye karar verdim. ekimin 15'i gibi.arabamla gidip, bisikletimi de yanima alacagim.
1-sizce oteli onceden ayarlayim mi? gittigimde mi bakayim yer?
2-onceden ayarlamami tavsiye ederseniz hangi otel olsun? konum olarak guzel yerde olsun. ucuz ya da pahali olmasini onemsemiyorum.
bu arada ilk kez boyle bir sey yapacagim icin de heyecan var;) hayirlisi.
1-sizce oteli onceden ayarlayim mi? gittigimde mi bakayim yer?
2-onceden ayarlamami tavsiye ederseniz hangi otel olsun? konum olarak guzel yerde olsun. ucuz ya da pahali olmasini onemsemiyorum.
bu arada ilk kez boyle bir sey yapacagim icin de heyecan var;) hayirlisi.
0
Kaşta her yer yokuş, bisikleti napacaksin? Plaja gideyim desen bisikletle gidilebilecek bir plaj yok.
0
Kaş yolları yokuş ancak civar yerler için bisiklet çok keyifli olabilir. Eğer biraz efor sarfedebiliyorsan Patara veya Kalkana günübirlik bisikletinle gitsen tadından yenmez. Büyük çakıl da belki bisiklet için iyi olabilir. Ancak merkezde küçük çakıl ve etrafında güzel beachler mevcut. Not: Kaş'ın denizi soğuktur.. Ekimde hava da biraz çirkinleşebilir.. HAftasonu yağmur geliyor Antalyaya.. Otel olarak maddi yönden sıkıntı olmaz demiş olmana istinaden Seaview otel önerebilirim güzel kokteyliler için ise Nur Beachde Okan ustayı bul derim. Meyhane olarak üzüm kızı.. Bunları sormamışsın belki ama yazıverdim gitti ^^ iyi tatiller.. ayrıca #YolaçıkTekÇık
0
Oteli gitmeden ayarlayabilirsin. Kalabileceğin ennnn merkezi yerlerden biri Çınar Butik Otel. Tavsiyemdir.
Bisiklet bence de zor olur ama sen bilirsin.
Bisiklet bence de zor olur ama sen bilirsin.
0
kas bisiklet için dorğu yer diil ya çok yokuş, ama 15 ekim de boş yer rahat bulursunuz, yine de öncesinde uygun bir şeyler araştırın tabi.
0
Eylül orasında bile kaş tamamiyle doluydu, umarım Ekim'de rahat edersin. Bütçen ne civarlarda? Çukurbağ'da bulunan butik otellerin fiyatları oldukça yüksek, şehir içi pansiyonlar 2 kişi 250TL civarında. Üç aşağı beş yukarıya buradan çıkarım yapabilirsin. Heh, bütçe sıkıntım yok dersen ben direk olarak "Olea Nova Butik Otel" der kenarıya çekilirim. Hem bisikletin ile Kaş'a gidip gelebilirsin. Ama yorumların tamamına katılıyorum, Kaş düz ayak bir yer değil, bisiklet pek uygun olmayabilir.
Şimdiden iyi tatiller.
Şimdiden iyi tatiller.
0
pataraya bisikletle gitmek mi? profesyonel bisiklet sürücüsü değilsen hayatının pişmanlığı olur. öyleysen bile hayatının pişmanlığı olabilir. dünyanın en virajlı yolu ve bir taraf deniz bir taraf dağ, ölümüne bir sıcak... arabayla gitmeyi bile gözümüz yememişti, öyle söyleyeyim.
0
9kuyruklukedi
satın alınıp alınmadığını görebiliyor mu?
satın alınıp alınmadığını görebiliyor mu?
0
reçete işleme alınmış mı alınmamış mı öğrenebilir eğer öğrenmek isterse ama hususi olarak girip bakması falan lazım. yoksa alındı ya da alınmadı diye bir bildirim vs. yok.
0
nıç
Annem bir süredir tedavi oluyor, çeşitli ameliyatlar geçirdi. Aldığı ilaçlardan dolayı bazı sorunlar yaşıyor. Bir yandan evde epey canı sıkılıyor, kafaya takacak bir sürü şey buluyor haliyle. Aldığım kitapları okuyamıyor, gözleri eskisi kadar iyi değil ilaçlardan dolayı-bulanık gördüğünü söylüyor. İ
Annem bir süredir tedavi oluyor, çeşitli ameliyatlar geçirdi. Aldığı ilaçlardan dolayı bazı sorunlar yaşıyor. Bir yandan evde epey canı sıkılıyor, kafaya takacak bir sürü şey buluyor haliyle.
Aldığım kitapları okuyamıyor, gözleri eskisi kadar iyi değil ilaçlardan dolayı-bulanık gördüğünü söylüyor.
İnce el becerisi gerektiren şeyler yapamıyor elim kolum pek tutmuyor diyor.
Resim mesim ebru önerdim onların da kimyasalları dokunur soluyamam dokunamam diyor.
Annem 60 yaşında ev hanımı. Ne gibi hobiler önerebiliriz başka var mı aklınıza gelen?
Aldığım kitapları okuyamıyor, gözleri eskisi kadar iyi değil ilaçlardan dolayı-bulanık gördüğünü söylüyor.
İnce el becerisi gerektiren şeyler yapamıyor elim kolum pek tutmuyor diyor.
Resim mesim ebru önerdim onların da kimyasalları dokunur soluyamam dokunamam diyor.
Annem 60 yaşında ev hanımı. Ne gibi hobiler önerebiliriz başka var mı aklınıza gelen?
0
balkonunuz varsa tohum ya da fide alabilirsiniz, çiçek, yeşillik, kekik, maydanoz falan onlarla uğraşabilir.
0
hobi değil ama sosyal sorumluluk yapsa olmaz mı acaba? bizim de bir ablamız var, sokak çorbacıları derneğinde bize yardıma gelir. uzun süreler yürüyemediği için çorba dağıtımına katılmaz ama mutfakta çorba yapımına yardım eder. annenizle benzer süreçlerden geçen biriydi. gençlerle bir arada olmak ve tanımadığı insanlara yardım etmek ona iyi geliyor gibiydi.
0
douglas
var mı? doğal, doğal bir tadı olan, ağız yakmayan bir diş macunu. tabii pahalıda olmaması lazım.
var mı? doğal, doğal bir tadı olan, ağız yakmayan bir diş macunu. tabii pahalıda olmaması lazım.
0
Eyüp sabri tuncer özellikle de misvaklısı. Envai çeşit macun denedim (yukarıda yazanlar dahil) aratmıyor onları asla. Kimyasal tadla uğraşmıyorsunuz, temiz içerikli ve hatta vegan. Yerli malı yurdun malı :)
0
